bugün

on yıl yabancı dil dersi alıp hiç konuşamamak

hazırlık sınıflarının kalkmasıyla vuku bulmuştur. haftada 10 saat ingilizce görmek vardır. 2 saat neye yeter. ancak sınavda çıkacak tence'ler gösterilir ve bu her yıl tekerrür eder.

sağlık fuarında arkadaşlarla 'vay ne ilginç, şuna bak la, ahanda bizim tüpler ne tanıdık gel bi bakak.' diye şaşkaloz şaşkaloz gezerken, kore'li stant görevleri ingilizce bir şeyler söyledi. haliyle anlamak birbirimize baktık... 'size ingilizce öğretmiyorlar mı okulda dedi?' anlamına gelen bir şeyler daha söyledi. bizde aptal görülmemek için * 'no,..'
-e rusça mı öğretiyorlar?
no no.
-hangi dili öğretiyorlar.
only turkish only.hassiktir.
-a a ne kötü.

*****
yine aynı fuardan orta yaşlı alman tipli bir adam, gayet neşeli 'good morning' der. neyseki tedbirli davranmışta bir çevirmen almış yanına. adam: 'it's clean' ben yine çevirmene bakıyorum. acaba bana tarzanca mı öğrettiler ingilizce biliyorum diye geçiniyorum. öğretmeye çalışın biraz derslerde bizde neyle karşılaşacağımızı bilelim değil mi. o kadar çok bilinmedik kelimelerle ve başka aksanla anlatıyorlar ki kendilerini 9 yaşındaki sübyanın bildiği 'its's clean'e bile yanlış anlamışımdır diyorum.