bugün

empati yoksunluğu

yurdum insanında sıklıkla görülendir. yurdum insanı bir makam / mevki sahibi olduğunda bu daha da belirginleşir.

en kötü örnekleri de iktidar partilerinde görülür. iktidarın ortak kabul görmüş inanışı / hayat tarzı ne ise yurdum insanı o çizgiye gelene kadar hayatına müdahele etmeye devam eder.

bundan yıllar önce birileri türbanın gericilik / siyasi simge vs. olduğuna inandığından yurdum kızlarının yaşamları değiştirildi. kızlarımız üniversitelere giremedi, memur olamadı vs.

bunun mağduru olarak gelenler ise kendi inandıkları gibi inanmayanları / yaşamayanları değiştirmek adına proje yürütüyorlar.

içkiye, kadına, basına karşı tavır da bunları hizaya getirme çabası da hep empati yoksunluğundan.

neymiş efendim. aleviler de cami de ibadet etmeliymiş. güzel kardeşim senin pragmatist zekan yüzünden bu insanlar yüzlerce yıllık inanç / gelenek / göreneklerinden vazgeçmeyecekler! sen bu insanlara inandıklarını yaşaması için ortam sağlıyor musun bunu söyle. yurdunda yaşayan hristiyanlara göterdiğin saygı kadar bu insanların inanışlarına saygı gösteriyor musun bunu söyle. müslümanlar için maaşlı imam atarken gayrimüslimların ibadetlerine yardımcı olacak din adamları için çabalarını söyle. yıllardır adamlar bağırıyorlar heybeliada ruhban okulu diye. aynı şekilde aleviler de "dedelerine" maaş bağlanmasını istiyorlar buna çözümün ne onu söyle. alevilerden topladığın vergilerle diyanete aktarılan paradan alevilerin inançlarına yönelik tahsis yapılmamasını konuş.

bugün kürtlere verdiğin ana dilde okuma hakkını arap vatandaşlarına ya da diğer azınlık unsurlara da verecek misin onu söyle. ya da onlar da inandıkları hakları almak için dağa mı çıksınlar?

son örnek 1 mayıs'tan. olabilir bir çoğunuz bunu fosilleşmiş solcu adeti olarak göebilirsiniz. ama iktidar bunu böyle göremez, görmemelidir.

senin görevin onların inandıkları / kendilerince kutsal olanı engellemeye çalışmak değil. onlara inandıklarının gerekleri yapacakları güvenli imkan sağlamak.

evet taksim meydanında inşaat var ama inşaat olmayan yerler de var. bırak mitingi burada yapsınlar. kendilerince kutlasınlar değil mi? ama yok illa benim eşşeğim önde yürüsün tavrı, bir sidik yarışı...

bazıları cemaatleri / şeyhleri yasaklamaya uğraştığında nasıl bir direnç gösterdiğinizi hatırla. ne oldu başarabildiler mi? hayır! çünkü yasaklamak çözüm değildir.

sen her milli bayramda hastalanıyorsun (!) diye bu halk da hastalanmak zorunda değil. ellerinde türk bayrağı ile anıtkabire yürümek istiyorlarsa bırak yürüsünler. polisi önlerine dikme. polisi yürüyenleri koruma görevi ile görevlendir engelleme görevi ile değil. halk ile güvenlik güçlerini karşı karşıya getirme!

insanların inançlarına / kutsallarına dokunma!

"güçlü olan her zaman haklıdır" yerine "güçlü olan güçsüz olanın da hakkını savunmalıdır" anlayışına geçtiğimizde gerçekten ileri bir toplum olacağız.