bugün

asteğmen

" ağrı veya kars ulan ne kıbrıs'ı a.q. bi de dalga mı geçiyorsun "

1994 şubat sonu 235. dönem kura çekimini sonrası, nereyi çektiğimizi yüksek sesle okumamız söylendiği için torbadan aldığım rulo kağıtta yazan "patnos 34. mekanize piyade tugayı" dilimden dökülürken, kura komisyonu başkanı albayın " ooo asteğmenim hayırlı işler, kıbrısın en güzel yerine gidiyorsun " babında, densizlik veya bilgisizlik kokan lafı üzerine salladığım yukardaki küfrümle başladı asteğmenliğim. höö diye kalakaldı koskoca albay. adam 11 gün ceza vermiş bana, ama nedense uygulanmadı veya unuttular. sanırım bu unutulmada ilk çıktığımız çarşı izninde tuzla tren istasyonunda yediğimiz bombanın etkisi de vardı. zaten büssürü badireler atlatmışlar, bi de dağıtım iznini yemeyelim demiş olabilirler.

ağrı'ya vardık. bir kıdemli yüzbaşı var mehmet yoleri tabur komutanı o vakitler. 3 asteğmen, 9 bölükten müteşekkil 3.taburda üçer tane bölüğün komutanı olduk. olur mu lan öyle demeyin valla oldu. 7-8-9. bölüklerin komutanı yaptı beni yüzbaşı bir dakkada. bir taze teğmen var, bir fırıldak assubay üstçavuş var, başka da subay yok bizden başka.

iyi lan dedik böyleyse askerlik. ama öyle gider mi hiç. bu yüzbaşının neye canı sıkıldıysa bir hafta sonra azletti bizi. elimize piyade tüfeği verdirdi. tabur içtima alanınında tüm askerlerin önünde bize yanaşık düzen eğitimi vermeye başladı. akşama kadar kendi kendimize komut veriyorduk. sağa dön-sola dön, yat-çök-kalk vs. 2 gün dayanabildim. "komutanım böyle olmuyor ama askerler bize götüyle gülüyor. bir haftada yerleştirmeye çalıştığımız disiplin siktir olup gitti, askerin gözünde kepazeye döndük. bu rütbeyi devlet verdi siz değil." der demez disko emri verdi. 7 gün yattık bu sefer kaçış yok.

diskodan çıkışımın ilk haftasında bölük gazinosunda çay almaya indim. herkes ayağa kalktı. saygı gösterilmesi manyağı olmadığımdan, ben oturun çocuklar tamam falan dedim. biri vardı ki ayağa bile kalkmadığı gibi elindeki zinciri sallarken gözlerini gözlerime dikmiş, dudağını alaycı bir tavırla büzmüş sen kimsin lan türevinden bir eda içerisinde. asker o zinciri cebine koy, asker gibi ol dememle " sen bana karışaman " demez mi. ne demek lan karışamam derken ben, çaycı asker de demez mi komutanım o tabur komutanı yoleri'nin emireri diye. ulan zkmişim taburunu da emirerini de diyerek oğlanı aldım altıma sikmekten beter ettim dayaktan. ben yoruldum a.q. o ne hale geldi hatırlamıyorum. mehmet yoleri ile tekrar yolumuz keşismiş oldu mu şimdi. emirerinin revire gidişinin haberini almasıyla benim diskoya tekrar gidişim sanırım 3 dakika içerisinde vuku bulmuştur.

iş çıktı sonra devam...