medya

kamu oyunu; çeşitli güncel ve önemli olaylardan haberdar etmek için kullanılan yazılı, görsel ve işitsel iletişim araçlarıdır. medya aracılığıyla kamu oyuna hizmet sunan kişilere medya mensubu denmekle birlikte, ülkemizde "medya" kelimesinin ayaklar altında gezinmesinin başlıca sorumlusu da yine bu kişilerdir.

sırf "menfaat" güdüsüyle yapılan her işte olduğu gibi medya'nın kullanımında da kontrol tamamıyla kaybedilmiştir. bu sebepten dolayı; ülkenin kötü gidişatının önüne sis perdesi çekmek için; çeşitli saçma sapan eğlence ve magazin programları, yarışmalar, diziler kısacası halk arasında polemiğe neden olacak türden yapımlar televizyonlardan evlerimize doğru birer uyuşturucu gibi yayılmaktalar. medya mensubunun desteklediği kişiler ünlü olmakla birlikte, halkın beğeneceği ve destekleyeceği sanatkarlar bir kenarda sessiz kalmakta, halk tarafından tanınmalarına imkan verilmemekte. bunun sonucu olarak "sanatçı" kelimesinin anlamı zamanla, ekranda bel kıvırıp göbek atan kişiler şekline bürünmekte. haberler gittikçe brezilya dizilerine dönüşmekte, en ciddi haberler bile ne haber etiğine ne de toplum etiğine uygun şekilde yayınlanmakta. haber değeri olmayan her türlü medya yaratması ünlünün skandalllarla dolu hayat hikayeleri haberler adı altında verilmekte. *

radyoculuk eğitimi alırken* bir medya mensubuna "neden bu radyoda hep aynı şarkılar çalınıyor" diye sorduğumda, verdiği şu cevap karşısında oldukça şaşırmıştım*;
"bir sanatçı şarkısının ne kadar çalınacağını kendi seçip, ödemesini ona göre peşin yapıyor"

artık her hangi bir medya aracından okuduğumuz, duyduğumuz, izlediğimiz herşey reklam. haber, bilgi saydığımız herşey parası karşılığında kim neyi duyurmak istiyorsa o. yani o haber aralarında verilen, gazetelerde yarım sayfa olan ürün tanıtımları değil a dan z ye her şey reklam ve para karşılığı.

velhasıl kelam; ülkemizde medya = reklam.