bugün

biz ilk mal kaybımızı 1938 de verdik

akıllara "rüzgar eken fırtına biçer" cümlesini getiren cümledir.
bu sözü eden zavallı sırf durum güncellemesi artı oy alsın diyerek ettiği bu cümlenin içeriğini kavrayacak zekadan yoksundur, buna eminim. hakaret etmeyi espri yapmak zanneden bu zavallının sosyal dünyası ve kültürel birikiminin baktığı ekranın genişliği kadar olduğundan da şüphem yok.
ancak bu zavallıyı eleştirirken onun yaptığı hatayı yapanların çokluğu beni endişelendiriyor.
neyi eleştiriyoruz ya da neye hakaret ediyoruz?
kızın cümlesini mi, kızın türbanını mı, kızın ideolojisini mi, kızın kemalist ya da atatürkçü olmayışını mı, kızın bir zamanlar ezilen tarafta olup şimdi ezen tarafta olanlara yakınlığını mı, kızın ikiyüzlülüğünü mü, kızın tarih ve kültür bilgisinden yoksunluğunu mu, başına türban takınca bazı sorumluluklarının olduğunu bilmemesini mi? neyi eleştiriyoruz?
ötekileştirmemek ve o zavallının seviyesine inmemek bazı erdemlerin hala var olduğunu gösterir.