bugün

halifelik

Osmanlıya esasında hiç geçmemiş (Osmanlı'nın da esasında umursamadığı) uyduruk müesesedir. bunun yanında Müslümanlıkta birliği hiç sağlayamamış müessesedir de. Ayrıca Türk Devletleri tarafından tarihin hiçbir dönemince dünyevi işlerde umursanmış müessese de değildir.

şimdi toparlayalım.

Büyük sultan dünyayı 8 yılda ezen, yiğit Yavuz Halifeliği hiç almamıştır. Tarihte Yavuz'un halife olduğuna dair, halifelik namına kendi adına bir tane bile kararnamesi kayıdı kuyudu yoktur. Yavuz da keza Halifelik namına tek bir söz etmemiştir, bundan sonraki Osmanlı sultanları da böyle bir iddiada bulunmamıştır, Taa ki Yavuz'un yüce Osmanlısı, rezilliğinden dolayı torunları elinde kepaze olup "aman ülke elden gidiyor o zaman islamcılığa sarılalım" aklı evvelliği ortaya çıkana kadar. O zaman her ne hikmetse Halifelik iddialarında bulunulmuş, edilmiştir. Buna da zaten Osmanlı Sultanına gönülden bağlı olan Türkler harici kimse umursamamıştır.

devam edelim.

Emeviler büyük bir katliamla Halifeliği alır (ondan önceki halifelik dönemlerinde halifelerin hemen hemen hepsi de katledilmiştir, müslümanlar tarafından çok kutsal görünen makama bak!)
Sonra Emeviler aptallıkları yüzünden Türklere düşmanlık eder. Türk ise tutar Abbasileri islam'ın başına geçirir, bir de halife atar. Bu arada bir avuç emevi soysuzu, endülüste köpek gibi sıkışır.
Bu arada işte iki halife vardır, Sonra fatimiler de eklenir 3 halife... islam birliktir, beraberliktir ama üç halife, Peygamber'in yeryüzündeki temsilcisi üç halife, yoksa bu işin dinle alakası yok mudur? Siyasi olmasın? Emeviler yenilmiş sıkışmış, fatimiler ayrı alem abbasiler ise Türk gücüyle bir yerlere gelebilmiş. Yani halifelik Bütün müslümanları kapsamayan aslında müslümanlar arasındaki ayrılıklarda kullanılan bir müessesedir.

Daha da devam edelim.

Büyük Türk kağanı Hülagü gelir, Abbasilerde zayıflayan Türk otoritesi sonucu sapıklaşan abbasilerin ve araplaşan Türklerin boğazına basar, O toprakları tekrardan gerçek Türk ülkesi yapar, kendisine kafa tutan Abbasi halifesinin de soyunu kurutur, kurutur ki dinle imanla alakası olmayan sadece tahtı sağlamlaştırmak için kullanılan halifeler yeniden türemesin. Bu arada büyük baybars, kendi coğrafyasında ilhanlılar gibi muhteşem bir tehdite karşı çözüm çareleri aramaktadır. Çünkü bilir ki iki güçlü Türk'ün olduğu dünyada yerde eninde sonunda tek Türk kalır. Bu çözümlerden biri de Hülagü Han'ın dehşetinden kaçmış, kara suratlı, kara gönüllü bir arabı bulup "bu abbasi soyundan, bu halife" diye müslüman dünyasına yutturmak olur. Nitekim bu adamı halife ilan eder. iktidarı islam dünyasının bir kısmında halifeyi yanına aldığı, yeniden kurduğu vs gibi nedenlerden ötürü artar. Yani Halife olamayacak adamın, halife ilan edilmesi yine siyasi bir mantıktır, Dinle imanla alakası yoktur.
velhasıl büyük Türk baybars büyük Türk hülagü'nün ordularını tepeler, eee tabi kredinin bir kısmı da halifeliğe kesilir. Halife de gaza gelir, aklı sıra devlet işlerine karışmaya çalışır. Baybars ne yapar? Hayatı boyunca herhangi birisiyle görüşmesini yasaklar Halifenin, normal müslüman vatandaş da halife yaşadıkça "ulan bi halife vardı ne oldu ona" diye doğru düzgün sormaz, halife denen herif kimseyi göremeden geberir gider.

Başka açıdan bakalım.

Kabaca anlatıyoruz,adıyla müsemma büyük Türk Kılıç Arslan HAçlıların anasını belleyince ve islamiyet'i yok olmaktan kurtarınca anadolu'da, Abbasi halifesi Kılıç Arslan'a islamın koruyucusu, onu bunu ünvanını verir, Kılıç Arslan siklemez bile, he der geçer. Kılıç Arslandan önce de birçok türk Halife'ye aynı muameleyi çekmiştir. Keza Abbasilerde yönetimde olan Türkler birçok kez de Halifenin boynunu vurdurup yerine başka halife koymuştur.

Türk'ün Umurunda mıdır halife? Arap mevkisi, Türk için ardına düşülecek dini tek bir insan vardır o da Hz Muhammed, nitekim Türkler de müslüman olduktan sonra bütün hizmetleriyle halife maymunluğuna değil, Hz Muhammed'e, Müslümanlığa hizmet etmiştir.