bugün

kuvvetler ayrılığı

demokrasinin temel şartıdır ancak ülkemiz tarihinde asla gerçekleşmemiş uygulamadır çünkü ülkemiz gibi az gelişmiş, demokrasiyi kral seçmek zanneden toplumlarda iktidara gelen her gurup kuvvetler ayrılığını kendisine tehdit olarak görüp tüm kuvvetleri kendi etkisi altına alıp yönetmeye çalışmıştır ki en başından beri yasama ve yürütme iktidarın sultası altındadır.
Son yıllarda kadar yargı nispeten ayrı görünse de akp iktidarı döneminde yargı artık gizlisi saklısı kalmadan alenen yürütmenin kontrolüne girmiştir üstelik bunu şahsi çıkarları için yapan iktidar şahsi çıkarlarından ziyade bunu halk iradesinin doğal sonucu olarak halka yutturmaya çalışmaktadır.
bu konudaki temel felsefeleri basittir : en çok oyu alan benim partimdir o halde doğal olarak her şey üstünde söz sahibi olması gereken yine benim partimdir, üstelik madem ki millet egemendir o halde milletin egemenliği gereği her şey benim kontrolüm altında olacaktır.

bu çarpık demokrasi anlayışı ve onu harekete geçiren güçler doğal olarak bu iktidarın da sonunu hazırlamaktadır.