bugün

vicdansız

vicdansız kelimesinin anlamı şu şekilde özetlenebilir.
bir kişinin kedisi olduğunu düşünün. dişi bir kedi. o kedi başka bir kediyle çiftleşiyor o ya da bu şekilde. sonuçta hamile kalıyor ve 7 tane yavru dünyaya getiriyor. 7 tane yavru kediye bakamayacağını ancak idrak eden kişi bu kedileri bir yere bırakmaya karar veriyor. amacı bir an önce bu yavrulardan kurtulmak. onun dışında bir düşüncesi yok. yavruların çok küçük olduğu, annelerine ihtiyaç duyabilecekleri vs vs...
bir karton kutuya koyduğu yavruları boş bir araziye * bırakıyor ve arabasına bırakıp oradan uzaklaşıyor. ağlamayı andıran miyavlama seslerini duyunca anlaşılıyor kutunun içinde çöp olmadığı.
kutunun içine bakıldığında daha gözleri bile açılmamış 7 tane minicik canlıyla karşılaşılıyor. gözleri açılmadığı halde o kadar büyük bir mücadeleyle kutunun içinden çıkmak istiyorlar ki. hüngür hüngür ağlayasınız geliyor.
marketten alınan sütü bir kabın içine koyup içmelerini beklemek saçmalıktan başka bir şey olmuyor. çünkü yavrular sadece kabın içine düşüp geri çıkıyorlar her tarafları süt içinde. nasıl bir vicdan bunu yapabilir diyorsunuz. çaresizlik dizboyu. hayvanları koruma derneği ilgilenmiyor, veterinerler size sırt çeviriyor, ev sahibiniz evde hayvan beslemenize izin vermiyor. gece uyuyamıyorsunuz.
o yavruların hali gözünüzün önünden gitmiyor. anneleri olmadan ölür o yavrular diyorlar. anneye ihtiyaçları var onların diyorlar. bir kaç gün sonra bir tanesi ölüyor. küçücük bedeni daha hayata gözlerini açamadan, kapatıyor.
dua ediyorsunuz birileri sahip çıksın bu yavrulara diye. kimse oralı bile olmuyor. tüm kapılar yüzünüze kapanıyor. yavrular artık kutudan çıkıp oraya buraya gidiyor. camdan bakarken gözünüzü bir açıp bir kapatıyorsunuz. yavrulardan birinin küçük bir çocuk ve annesinin peşinden koşmasını ve kadının yavruya ayağıyla vurmasını gördüğünüzde keşke gözümü kapattığımda olsaydı bu olay diyorsunuz yüreğiniz bin parça.
işte vicdansız kelimesinin açıklaması da bu. o yavruları annesinden ayırıp, ölüme terkeden insan[!]