bugün
- arkadaşlar biri var21
- anın görüntüsü19
- erkeğe ne hediye alınır32
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri14
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır9
- nickli başlık açanlar çaylak yapılacaktır9
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması12
- kanınıza rengini verir misiniz15
- uzağı göremeyen insan18
- türkiyede çok abartılan arabalar22
- icardi190516
- icardi1905 silik olsun kampanyası35
- icardiyi tokat manyağı yapmak9
- futbolcu ismiyle nick almak12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak19
- evlilik12
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım29
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- ideal duş alma sıklığı12
- integralin müfredettan kaldırılması15
- patiswiss9
- artificialintelligence11
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı18
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek9
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- istanbul suriyenin başkentidir12
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- aristoteles'in orta yolu10
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
bu toprakların tek kısırlığı galiba siyasetci yetiştirememesinde. her santiminde binlerce figur çıkaran, binlerce fikir çıkaran verimli topragımız konu siyasette gelince aynı hünerini sunamıyor nedense bizlere. 30 senede bir, yeni siyaset aktörü görmeye kanaat getirmiş, fakir bir kuruluk sinmiş artık hepimizin üzerine. siyasetciler dışında kuşaklar boyu devredebileceğimiz bir mirasımızın olmadığını düşünmek dahi istemiyorum ama maziden gelene bakınca, koşulsuz teslim oluyorum bu düşünceye.
hocam da gecmişimizden aldığımız bir miras herşeyden önemlisi. bakir olan siyasetimiz de zar zor yetiştirebildiği bir figuru, ulvilikle bugunlere kadar onlarca badire atlatarak bize kadar sunulabildi.
30 senede devletler kuruluyor, bazıları tarihe karışıyor, savaşlar çıkıyor, barış ilan ediliyor, uzaya gidiliyor, soğuk savaş sonlanıyor akla hayale gelmeyecek her türlü değişim almış başını tüm dünyada gidiyor ise de tüm zamanlara inat, her değişime nanik yaparcasına, kendi topraklarımızda siyasetcilerimizi ''asırlık antikalar''misali, özene bezene, kem gözlerin şerinden uzak siyasettin yörüngesinde tutmayı bir turlu başararak, aynı suda defalarca yıkanabileceğinin ispatını sergiliyoruz.
1960 ın son demlerinde, bismillah diyerek girdiği siyasette hocam; milliyetcilerin, solcuların, ortayolcuların arasında eksikliği logoyu anlamsız kılan parcalar gibi belli olan ''islamı''baz alarak giriyordu. dini bütün bir aileden yetişmesinin yanında, derslerindeki üstün başarısı, batıda bulunmasına rağmen batı modernizmine karşıtlığı ile siyasetimizin iyice sığ olan islam kanadını böylece güvenli bir figure sunuyorduk.
milli nizam partisi ile artık islamcı bir partimizde oluşmuş bulunuyor, demokrasimiz her gemiye uygun rıhtımı bizlere sunacak kapasiteye erişiyordu. partisinin kuruluşunun daha birinci yılı yeni dolmuşken, ülkedeki askeri darbeyle kapatılıp, hoca isvicreye uğurlanıyordu. darbe düzeceğinizi düzdükten sonra, hoca ülkeye getiritiliyor, kendisi için uygun zemini hazırlayanların eliyle 4 yıl başbakan yardımcılığı yaparak, ülkesine hizmet etmesi sağlanıyordu.
öğrencilik zamanlarından beri, zor problemlerin çözümcüsü olan hocam, siyasette de öğrenci hayatındaki gibi raklamlardan korkmuyor, onları hafife alan üstün matematik zekasıyla sermayesi olmayan bir ülkede yüzlerce fabrika, natoda bile olmayan sayıda (100,000) tank, dünyadaki savaş ucağı sayısına yakın (200,000) savaş ucağı vaat ediyordu. (siyaset öncesi ihtişam ve gösterişlerle tüm devleti toplayarak, birde üstüne brifing vererek açtığı gümüş motor fabrikasının kısa zamanda hezeyanını düşünürsek; hep vaattir işi aslında)
hocam 80 darbesiyle uzak kaldığı siyasetten, 87 yılında refah partisiyle geri dönüyor aradan gecen siyasetsiz zamanın hırsıyla vaatli zamanlarına tekrar başlıyordu. 95 yılında kazandığı secimin akabinde, 96 yılında başbakan olan hocam icraatlarına kaldığı yerden devam ediyordu. ıslam ülkeleri ile işbirliği, islam ülkeleri ile dialog,onlarla zenginleşme diyen hocam islam ülkelerine ulaşamadan cumhuriyet tarihinin en detaylı işbirliği ile siyonist diyerek dışladığı israil'e ulaşıyordu..
batıdan haz etmeyen hocam, kendi islamlıkları kendilerine menkul topraklarda yatırımcı arıyor, para istiyor maşallah ımf faizine yakın arap parasını borclanıp dönüyordu.
kaddafi ile yaptığı görüşme de turkiye cumhuriyeti tarihinde rastlanılacak en ağır suclamalara maruz kalıyor verdiği cevap ise ''libya ile turkiye iki kardes ulkedir ve halklar arasinda inanc birligi vardir. sayin basbakan ile gorusmemde her turlu terorun karsisinda oldugumuzu ve terorun bir insanlik suçu oldugu hemfikirinde birlestik. teroristler bilhassa kürt kardeslerimizi katlediyor. bunlarin temel zihniyeti, ateist ve komunist zihniyettir. kokleri dis kaynaklidir. türkiye'de bir kürt meselesi bulunmamaktadir, sadece terör meselesi vardir''oluyordu.
hocam islam gazına basıp, laik kanatı hareketlendirdikçe kendi suyu kaynamaya başlıyor, birde üstüne üstlük havuz sistemini getirerek, bankaların akarını kesince karşısında 28 şubatı bulup iktidarı bırakıyordu..
siyasetten uzaklaştırılmasıyla topraklarımız hiciv yeteneğiyle, horoz nuri komposizyonuna bürünmüş bir değerinden mahrum bırakılmış oluyordu.
şimdilerde bir zamanların hatırına uzatılan mikrofonlara anadolu köylusu kurnazlığından uzak,basit ve de kuru cümlelerle bize ulaşmaya çalışsa da,bu coğrafya da '' çırak ustayı gecmelidir ki,sanat yürüsün '' şiarı her daim bekamızdır.
hocam da gecmişimizden aldığımız bir miras herşeyden önemlisi. bakir olan siyasetimiz de zar zor yetiştirebildiği bir figuru, ulvilikle bugunlere kadar onlarca badire atlatarak bize kadar sunulabildi.
30 senede devletler kuruluyor, bazıları tarihe karışıyor, savaşlar çıkıyor, barış ilan ediliyor, uzaya gidiliyor, soğuk savaş sonlanıyor akla hayale gelmeyecek her türlü değişim almış başını tüm dünyada gidiyor ise de tüm zamanlara inat, her değişime nanik yaparcasına, kendi topraklarımızda siyasetcilerimizi ''asırlık antikalar''misali, özene bezene, kem gözlerin şerinden uzak siyasettin yörüngesinde tutmayı bir turlu başararak, aynı suda defalarca yıkanabileceğinin ispatını sergiliyoruz.
1960 ın son demlerinde, bismillah diyerek girdiği siyasette hocam; milliyetcilerin, solcuların, ortayolcuların arasında eksikliği logoyu anlamsız kılan parcalar gibi belli olan ''islamı''baz alarak giriyordu. dini bütün bir aileden yetişmesinin yanında, derslerindeki üstün başarısı, batıda bulunmasına rağmen batı modernizmine karşıtlığı ile siyasetimizin iyice sığ olan islam kanadını böylece güvenli bir figure sunuyorduk.
milli nizam partisi ile artık islamcı bir partimizde oluşmuş bulunuyor, demokrasimiz her gemiye uygun rıhtımı bizlere sunacak kapasiteye erişiyordu. partisinin kuruluşunun daha birinci yılı yeni dolmuşken, ülkedeki askeri darbeyle kapatılıp, hoca isvicreye uğurlanıyordu. darbe düzeceğinizi düzdükten sonra, hoca ülkeye getiritiliyor, kendisi için uygun zemini hazırlayanların eliyle 4 yıl başbakan yardımcılığı yaparak, ülkesine hizmet etmesi sağlanıyordu.
öğrencilik zamanlarından beri, zor problemlerin çözümcüsü olan hocam, siyasette de öğrenci hayatındaki gibi raklamlardan korkmuyor, onları hafife alan üstün matematik zekasıyla sermayesi olmayan bir ülkede yüzlerce fabrika, natoda bile olmayan sayıda (100,000) tank, dünyadaki savaş ucağı sayısına yakın (200,000) savaş ucağı vaat ediyordu. (siyaset öncesi ihtişam ve gösterişlerle tüm devleti toplayarak, birde üstüne brifing vererek açtığı gümüş motor fabrikasının kısa zamanda hezeyanını düşünürsek; hep vaattir işi aslında)
hocam 80 darbesiyle uzak kaldığı siyasetten, 87 yılında refah partisiyle geri dönüyor aradan gecen siyasetsiz zamanın hırsıyla vaatli zamanlarına tekrar başlıyordu. 95 yılında kazandığı secimin akabinde, 96 yılında başbakan olan hocam icraatlarına kaldığı yerden devam ediyordu. ıslam ülkeleri ile işbirliği, islam ülkeleri ile dialog,onlarla zenginleşme diyen hocam islam ülkelerine ulaşamadan cumhuriyet tarihinin en detaylı işbirliği ile siyonist diyerek dışladığı israil'e ulaşıyordu..
batıdan haz etmeyen hocam, kendi islamlıkları kendilerine menkul topraklarda yatırımcı arıyor, para istiyor maşallah ımf faizine yakın arap parasını borclanıp dönüyordu.
kaddafi ile yaptığı görüşme de turkiye cumhuriyeti tarihinde rastlanılacak en ağır suclamalara maruz kalıyor verdiği cevap ise ''libya ile turkiye iki kardes ulkedir ve halklar arasinda inanc birligi vardir. sayin basbakan ile gorusmemde her turlu terorun karsisinda oldugumuzu ve terorun bir insanlik suçu oldugu hemfikirinde birlestik. teroristler bilhassa kürt kardeslerimizi katlediyor. bunlarin temel zihniyeti, ateist ve komunist zihniyettir. kokleri dis kaynaklidir. türkiye'de bir kürt meselesi bulunmamaktadir, sadece terör meselesi vardir''oluyordu.
hocam islam gazına basıp, laik kanatı hareketlendirdikçe kendi suyu kaynamaya başlıyor, birde üstüne üstlük havuz sistemini getirerek, bankaların akarını kesince karşısında 28 şubatı bulup iktidarı bırakıyordu..
siyasetten uzaklaştırılmasıyla topraklarımız hiciv yeteneğiyle, horoz nuri komposizyonuna bürünmüş bir değerinden mahrum bırakılmış oluyordu.
şimdilerde bir zamanların hatırına uzatılan mikrofonlara anadolu köylusu kurnazlığından uzak,basit ve de kuru cümlelerle bize ulaşmaya çalışsa da,bu coğrafya da '' çırak ustayı gecmelidir ki,sanat yürüsün '' şiarı her daim bekamızdır.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar