bugün

bağımsız yargı

günümüzde de sıkça dillendirdiğimiz, mumla aradığımız olgu. gözden kaçan ise, Bağımsız yargı'nın en önemli ön koşullarından biri bağımsız siyaset, bağımsız iktidar oluşu. Siyasetin bağımsızlığı ise, iktidar sahibi siyasi partinin gücünü, zihinsel anlamda özgür bireylerden almasıyla mümkün. Lakin, siz elinizdeki iktidarı tek merkezden teokratik olarak yönetilen bir topluluktan alıyorsanız, o tek merkezin yönetimine girmeniz kaçınılmaz olur. Hele ki o tek merkez size, hukuk sınırlarını aşan, intikam operasyonları yaptırdıysa veya hukiki olarak sizin kontrolünüzdeki grupları kullanarak, kendi menfaatine yeni düzenler kurduysa, bağımlılığınız kat be kat artar. Size öyle işler yaptırılmıştır ki, artık elinizdeki iktidarı kaybetmeniz durumunda birileri de sizden ağır intikam alacaktır. işin ilginç tarafı, o arka plandaki tek merkez, arka planda olduğundan, tüm mesuliyet sizin üzerinize kalacaktır. Bu durum, bağımlılığınızı adeta mühürler. Hal böyle olunca da o bağımlı siyasetin, yargıya müdahalesi kaçınılmaz olur. müdahale bazen müdahalesizlikle de olabilir. Yani, yargıyı kontrol altına alan o tek merkezi görmezden gelirsiniz. bunun en önemli belirteçlerinden biri de, bir hukuki süreçte uzun süredir mağduriyet yaşatan her hangi bir mevzuyu-örnekse, tutukluluk süreleri, tutuksuz yargılama- tek başına iktidar olan bir partinin değiştirememesidir. daha açık göstergesi, bu iktidarın bir numarasının bunu değiştirmeyi arzuladığını açıkça söylemesine rağmen, elinden bir şey gelmemesidir.