bugün

allah a sihirbaz demenin dava konusu yapılması

yazarın haklı olduğunu düşünüyorum. evet sıkı bir ateist propagandası karşıtı olarak ben böyle düşünüyorum.
sihirbaz ve allah kişisi ifadeleri inanmayan bir insanın pekala kullanabileceği kavramlar. bundan yola çıkarak inananlar aptaldır gibi bir ifadeye varmıyorsa ki yazının tamamını okumadım buna yakın ifadelerde kullandığını sanmıyorum yılların ateist propagandası yapan deneyimli bir yazarının. bununla birlikte toy bazı ateistlerin direk hakaret içeren entryleri var arasam bulurum hemen ve dava konusu olabilir, inanan insana hakaretamiz tanımlama yapan ateist arkadaşlar var. ve kişisel inancımla ilgili bunların söylenmesi kimsenin hakkı değil. istersem gider uçan süpürgeli bir cadıya inanırım. aynı durum her ne kadar biz inanmıyoruz desede insanlık tarihi kadar eski bir olgu( varlık) olan tanrı'nın varlığını reddetmekte ya da sadece o'nu kavram olarak görmekte bir inaçtır. hani bir agnostizm falan değildir, tanrı yoktur diye, felsefi kişisel dogmatik çıkarımdır. yani dolayısıyla ateizmde bir inançtır. ve sıkı duralım ateistlere hakaret etmekte bir suç unsuru olarak kabul edilebilir.
kitaplar, dergiler tüm yayınlarla ilgili olarak düşünce suçu kapsamında davalar söz konusu olmaktadır, bundan sözlük niye soyutlansın. her insan yazdığının sorumluluğunu taşır ve eleştirisini hakarete vardırmamalıdır. avrupa da düşünce suçu davalarının daha az olması acaba avrupalıların daha medeni bir dil geliştirmesinden mi kaynaklanıyor, yoksa ülkemizde hala düşünce ile hakaret etmeyi birbirinden ayıramış olma olgunluğunda olmamamız mı sorun?

laiklik kavramının dünya da uygulanışı dahi eleştirilebilinir, ama türkiye de uygulaşı yıllarca din ve din adına olan ne varsa hayatın dışına itilmesi, aşağılanması şeklinde uygulandı. ateistleri koruması gereken laikliğin dindar insanları da koruması gerektiği gözardı edildi. aşağılandı bu insanlar, kara fatma denildi, ninja denildi, yobaz demek sıradan bir laf oldu zaten. adeta bir etiket hatta.
ve düşünce özgürlüğünü savunan bu kardeşlerimiz, hatta türkiye deki tüm kesimler düşünce özgürlüğünün kısıtlanması kendisine dokunduğu zaman feryat etti. diğer kesimle ilgili aynı şey yapıldığında hakaret veya kin düşmanlığa sevketme boyutundan ziyade bizzat gerçekletirenlerin kesimi dikkate aldı. benden öte bir kesimse oh olsun denildi. içten içe sevinip susmayı tercih etti büyük bir kısım.

sözlükler artık ciddi bir platform olarak kabul edilmeye başladı, evet aslında ciddi de bir platform sektör haline gelmedi değil. dolayısıyla artık ciddiye alınıp davalık oluyorsak sözlük yazarlığıyla ilgili, bu sadece ideolojik değil konjonkturelde birşey sanırım.

tüm bunların üstüne bluelve fikir olarak düşmanımdır, ama bu konuda haklı beyler.. kullandığı ifadeler inananların değerlerine direk bir hakaret taşımıyor. eleştiriyi hazmetmek lazım bazen. gerçek hakaret çok ama, sadece bu konuyla ilgili değil sözlükte girilen her ünlü kişiyle ilgili girilen bir çok hakaret var. tayyip erdoğan'ı kastettiğimi düşünmeyin, kemal kılıçdaroğlu veya hülya avşar da dahil. demekki hakaret etmeden fikirlerimizi belirtebilmemiz lazım, sözlüklerin seviyeli olduğundan kimse sözetmesin bana. sözlükler ipini koparan korkak adamların maske altından cesurca kalem salladığı yer olmasın. gerçekten söylediklerinin arkasında duran hakaret etmeyi yorum olarak görmeyen cesur insanların fikirlerini savunduğu yer olsun.