bugün

ilköğretime arapça dersinin gelmesi

şöyle bir ifade geçmiş; "arapça, birleşmiş milletlerin ingilizce, çince, ispanyolca, rusça ve fransızcayla birlikte kabul ettiği altı resmî dilden biridir.". sadece bu maddeye dayanarak dahi söyleyebiliriz ki yerinde bir hareket. arapçayı sadece ve sadece at gözlükleri takmış popülist ateist gözlüğü ile incelerseniz, evet zaten bu başlıkta söylenenler doğru. ancak bakış açını açık bir şekilde saçma.

öncelikle arapça'nın konuşulduğu bölgeye bir bakalım. tamamı bugün "o çok beğenilen" avrupa ve amerika'nın muhtaç olduğu yerler. neden peki? çok açık, petrol. işte sadece bu nedenle dahi, türkiye'nin stratejik önemi artıyor. yoksa boğazlar filan da hikaye yani. şimdi, bu önemli bölgede kalan bir bölgede siz birlşemiş milletler'in resmi dillerinden birkaçını öğretiyorsunuz. ee iyi. ancak atanılan nokta şu ki, az önce yukarıda da "at gözlükleri takmış popülist ateist" tanımlamamla anlatmaya çalıştığım üzere, siz arapça'yı stratejik açıdan önemli bir dil olarak değil de, iç işleri bomboktan olan ülkelerin dili olarak görürseniz yanlış yaparsınız.

diyoruz ki dil öğretimi önemli. hatta -şansa bakın ki- tam da bu sıra "erken yaşlarda dil eğitimi" konulu bir proje hazırlamaktayım. oh yes. ülkemizde ingilizce, fransızca ve almanca eğitimi, erken yaşlarda başlıyor, evet. ancak özel okullarda okumuyorsanız, oldukça yetersiz bir eğitimle karşılaşıyorsunuz. öyle ki, bugün "arapça öğrenmek isteyen kuran kursuna gitsin amuğa goyyim yeaa" diyenlerin birçoğu bile, ingilizce, fransızca ve almanca'yı ilkokul seviyesinden itibaren öğreten güzel ülkemde dil kurslarına gidiyor. aradaki fark ne? fark yok.

peki ya arapça dil eğitiminin müfredata sokulması insanları neden korkutuyor? bu da çok açık değil mi? "sözde" %99 müslüman olan bir ülkede yaşadığımız için insanlar bu şekilde şeriatın geleceğini düşünüyor. ancak şu da var ki, insanlar kur'an-ı kerim'i okuyunca anlarlarsa, bu başımızdakiler bir dakikadan fazla kalamazlar yönetimde. gerçi belirtmekte fayda var, kur'an-ı kerim'in dili bugün arap coğrafyasında konuşulandan farklı. konuyu saptırmayalım, arapça dil eğitiminden korkmamak lazım, neden mi? çünkü aynı tehlike ingilizce, fransızca ve almanca'da da var. bugün bu dilleri öğrenmeye başlayan birçok kişi bu ülkelere "hayranlıktan öte" bir sevgi ile bağlılar. bugün türkiye'de "ben askerlik yapmam, vicdanî retçiyim." diyenlerin birçoğu dahi "ulan amerika ordusu çağırsa giderim kehkeh" diyorlar. bugün bu dilleri öğrenmeye başlayan birçok kişi bu ülkelerin mandasını istiyorlar. evet, durum aynen böyle. at gözlüklerinizi çıkartıp etrafınızı "objektif" bir pencereden incelediğiniz zaman bunun gerçek olduğunu göreceksiniz.

erken yaşlarda dil eğitimi önemli dedik. bugün dil eğitimi almaya başlayan büyük bir kesimin seçme şansı yok. gittiğiniz devlet okulunda hangi dil okutuluyorsa onu öğrenmeye çalışıyorsunuz. bunların arasında arapça da olsun, sonuna kadar destekliyorum. hatta ve hatta, çince, ispanyolca, portekizde, italyanca, rusça, japonca, swahili filan da olsun. ve bunlar seçmeli olsun tüm örgün eğitim kurumlarında, ve eş zamanlı olarak okutulsun. yani ilköğretimde rusça almış biri lisede de rusça alabilsin ki bir anlamı olsun. değil mi ama?

şimdi pek kıymetli sözlük efradı, bir kez daha düşünmeye davet ediyorum sizleri. olayı kulaktan dolma atayistlikle değil, dil eğitimi, ülkeler arası ilişkiler ve stratejik önem filtreleri ile inceleyin. emin olun, büyük bir aydınlanma yaşayacaksınız.

kolay gelsin.
güncel Önemli Başlıklar