bugün

muammer kaddafi

çağrı filminin çekilmesindeki desteğinden dolayı minnetle anacağım lider. ne olursa olsun bir müslüman liderin götü boklu gavurların eliyle devrilmesi gücüme gidiyor arkadaş. zamanında saddam'ın ölümünden ders çıkarmamış hiç rahmetli.

film ile ilgili alıntı:

Mustafa Akkad kendisi ile yapılan bir röportajda "Çağrı" filmi fikrinin oluşmasını şöyle anlatır: "Çocuğum olunca şöyle bir duyguya kapıldım: Çocuklarıma dinlerini öğretmeliyim dedim ve sorumluluğumu hatırladım. işte Çağrı projesi böyle ortaya çıktı. Hem kendi çocuklarımın, hem de başka çocukların geleceği için. Ama bu hiç kolay olmadı. Çünkü Hollywood'da Anthony Quin'in başrolde oynadığı bir islâmî film yapmak gerçekten zordu. Çünkü Hollywood geleneğinde islâm'a dair her şey çirkin. Filmi, benim için özel bir yeri olduğundan hazırladım. Normal bir film olarak, hikâyesi, şaşırtıcı noktaları, hüznü vardı. Bütün bunların üzerinde sanırım kişisel bir şey olarak, batıda yaşayan bir Müslüman olmam sebebiyle islâm hakkındaki gerçekleri duyurmanın görevim olduğunu düşündüm. 700 milyon (1976) inananı olan bir dinin bu kadar az tanınıyor olması beni çok şaşırtmıştı. Bu hikâyeyle bir köprü kurup, batıya bir geçit açabileceğimi düşündüm. Özellikle Amerikan kamuoyunu dikkate aldım. Onlara kendi mantıkları ve dilleriyle hitap ettim. Filmde Hıristiyanlık ile islâm arasındaki ilişkiye, Hz. Meryem'e vurgu yaptım. Sahneleri bu mantıkla çektim. Filmde başkahraman Hz. Muhammed görünmüyor. islâm âlimleri, buna onay vermiyorlardı. Ama verseler bile ben o yüce kişiliği göstermezdim. Bunun doğru olmadığına ben de inanıyorum. Sadece Hz. Muhammed'i değil, Hz. isa'nın, Hz. Musa'nın da canlandırılmasını onaylamıyorum. Onları göstermek, onların yüceliklerini gölgeler. Filmde sadece başkahraman değil, Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali hiç biri yok. Hatta Hamza, diğerleri olmadığı için var... Müslümanlar izlerken, Hz. Muhammed'in yokluğundan dolayı bir sıkıntı çekmediler. Ama yabancılar için bu bir sorundu. Bir de metnin Ezher Üniversitesi tarafından onaylanması gerekiyordu. Çok zorlandım. Ama mutluyum, mesaj yerine ulaştı..."

Filmin yapılmasında en büyük sorun finans meselesi idi. Mustafa Akkad finans sorununu çözmeye nail oldu. S. Arabistan devleti filmin masraflarını karşılamayı üzerine aldı. Filmin çekimlerine 1974'te Fas çöllerinde başlandı. Fakat filme sponsor olan Suudi Arabistan senaryoda fazla Eshab-ı Kiram sevgisinin vurgulandığını gerekçe gösterir ve filme maddî destek olmayacağını deklare ettiği gibi ayrıca Fas hükümetine de baskı yaparak film ekibinin ülkeden ayrılmasını sağlar. Bu sure zarfında Mustafa Akkad filmin yalnız 15 dakikalık bölümünü çekmişti.

Mustafa Akkad filmin 15 dakikasını montajlayarak Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafî ile görüşür. O filmin 15 dakikalık hissesini Muammer Kaddafi'ye izletir. Filmi beğenen Muammer Kaddafî, filmin gerisinin nerede olduğunu sorar. Mustafa Akkad durumu Kaddafi'ye anlatır. Kaddafî filme tam destek vereceğine söz verir.

Muammer Kaddafî'nin davetiyle Mustafa Akkad'ın film ekibi Libya'ya taşındı. Burada zor şartlarda gerçekleştirilen filmin 600 kişiden oluşan ekibi ise aylarca çöldeki ker*** evlerde konakladı. Çekimler 1976 yılında tamamlandı.

Hz. Muhammed (SAV) ile başlayan islâm dini ve islâm tarihi ile ilgili Mustafa Akkad yönetmenliğinde çekilen en büyük prodüksiyonun gerçekleştiği filmlerden ilki Çağrı. Filmde islâm dininin ortaya çıkışı, Mekkeli müşriklerin Müslümanlara işkenceleri, Medine'ye göç, ilk islâm devletinin kuruluşu, Bedir ve Uhud savaşları, kısacası islâm'ın Hz. Muhammed (SAV) önderliğinde yayılması anlatılmakta. Filmin islâm dinine ve kurallarına riayet edilerek çekilmiş olması da filmin önemi ve değerini bir kat daha artırmakta