bugün

pamuk prenses ve yedi cüceler

- bence açıp kukusuna bakalım.
- saçmalama oğlum ya. hatun koskoca prenses.
- banane oğlum. kralı gelse tanımam. hatun kaç gün çocuk muamelesi yaptı
resmen.
- bence haklı. neydi lan öyle "ay çok sempatiksiniz, ay çok şirinsiniz."
pamuk şekeri kılıklı kaltak.
- aslında ben de kılım yosmaya. dakka başı sanki bişey ima eder gibi yok
efendim "boyu değil işlevi önemli" yok efendim "deve de boy var ama"
gibi abuk subuk laflar ediyordu.
- ya hani sen utangaçtın?
- ulan bütün utangaçlığın kızı tavlamak içindi di mi?
- başlatmayın lan utangaçlığınıza. utangaç olmamız abaza olamayacağımız
anlamına gelmiyor. hadi açıp bakalım.
- bilgin sen bu konuda ne diyorsun?
- valla şu an kan başka yerime gidiyor. düşünemiyorum.
- hay koyayım senin bilginliğine.
- ya bari memelerini ellesek. şöyle yumuşacık.
- ya biz ellerken uyanırsa?
- bence uyanmaz. uyanırsa kalp masajı yapıyorduk deriz.
- aslında iyi fikir.
- hazır kalp masajı yapıyorken suni tenefüs de yapalım.
- eline de verelim tam olsun. saçmalamayın ya.
- uykucu... sen mi bulmuştun pamuğu baygın halde.
- ana herife bak. kafasını koymuş hatunun memelerine uyuyo ayağı
yapıyor. kalk lan kalk. yemezler.
- ne geldik mi?
- ıki dakka daha o pozisyonda yatsaydın gelecektin. uyanık seni.
- doğru konuş lan. uyanık değil uykucu.
- kavga etmeyin beyler. bi kız için değmez.
- bi kız mı? pamuk be resmen, pamuk. süt gibi maşallah.
- ya süt dedin de aklıma geldi. memelerini ellemeyecek miyiz?
- hay ben memeleri icad edenin..
- ya oğlum hemen öfkelenme.
- bana ne kardeşim. benim misyonum bu. öfkelenirim ben.
- buldum. nefis bir fikrim var.
- neymiş?
- bir hafta kaç gün ediyor.
- yedi.
- tamam işte. her gün birimiz elleyelim.
- fena fikir değil aslında.
- öyleyse fikri ben bulduğuma göre ilk ben elleyerek başlıyorum.
- ohh paşam. başka bir arzun var mı? biz sizi yalnız bırakalım istersen.
nerden bileyim sıra bana gelince uyanmayacağını.
- bence tembel haklı. aynı anda elleyelim. ya hep ya hiç.
- kendini üç silahşörlerin bir üyesi sandı salak. alooo! yedi kişiyiz yedi!
- nolmuş... bir ki üç diye sayarız, aynı anda elleriz.
- nerden biliyim ben senin daha fazla mıncıklamayacağını.
- saçma saçma konuşmayın ya. mundar edeceksiniz pamuğu.
- anaaa! bilginin beynine kan gitti. sabahtan beri ilk defa akıllıca bir
laf ettin.
- amanin. ıçine don giymemiş.
- ne? kim açtı lan pamuğumun eteğini?
- ooo beyim... pamuğun oldu birden.
- demogoji yapmayın kardeşim. kim açtı eteğini?
- kimse açmadı be. eteğinde hiç don izi yok da, ordan şeyettim.
- gerizekalı herif. tanga diyebişey duymadın herhalde.
- anaaa... hiç aklıma gelmedi.
- aklın şeyinde olursa gelmez tabi.
- ya bari kibrit çöpü çekelim. kısa çöpü çeken önce ellesin.
- niye öyle manalı manalı kısa çöp dedin?
- yuh be! osuruktan nem kapıyorsunuz valla.
- benim aklıma bişey takıldı. pamuk da osturuyor mudur hiç?
- benim de aklıma bişey takıldı. böyle salak soruları sormaya ilk ne
zaman başladın.
- ne biliyim ya... böyle güzel kızlar hiç osturmaz, hiç sıçmaz gibi
geliyor bazen.
- abi osturuk demişken, pamuğun kase de fena değil hani.
- geçen benim de dikkatimi çekmişti.
- benim de.
- benim de.
- benim de.
- benim de.
- yuh be! bi saat öncesine kadar hepiniz hatunun yanında birer şirinlik
muskasıydınız.
- karıştırma orasını.
- sen de oranı karıştırma hayvan. aile var.
- başlıycam ama. öfkelisin de bi yere kadar kardeşim.
- konuşurken el hareketi yapma oğlum.
- yaparsam naparsın lan yerden bitme.
- sen kime yerden bitme diyon götten bacaklı.
- hay ben sizin kavganıza da... pamuğunuza da... onun nefis kasesine
de... cillop gibi memelerine de... sütun gibi bacaklarına da... kiraz
gibi dudaklarına da...
- ya ben çok kötü olmaya başladım.
- ana.. harbi lan. sen bi garip bakmaya başladın.
- beyler ben dayanamıyor dalıyorum.
- öfkeli kafayı yedi.
- sık çükünü. dayanabilirsin.
- tutmayın beni.
- çekilin açın pamuğun önünü. durduramazsınız öfkeli geliyor!
- beni de tutmayın.
- açılın lan.
- bana da yer açın.
- yavruuuuum. ohşşş... şunlara bak... pamuk pamuk.
- kolay gelsin beyler...
- hı?
- ne?
- kim lan o?
- amanin! prens... beyaz atlı prens.
- ne yaptığınızı sorabilir miyim?
- şey...
- nerden başlasak? nasıl anlatsak? yedi kişiydik o zaman bak...
- ne saçmalıyor yine bu?
- şey...pamuk pamuk... pamuk bayıldı da... kalp masajı, sunni teneffüs
falan yapıyorduk yumuşak yumuşak...
- ha... kolay gelsin. ben şey soracaktım size, buralarda bi saray
varmış. nasıl gidebilirim biliyor musunuz?
- saray mı?
- evet. hani şu kraliçenin ikamet ettiği yer.
- ha, saraaay. şöyle direk gidin, ilk sağdan dönün kime sorsanız gösterir.
- teşekkür ederim.
- pardon. sarayda napıcaksınız acaba?
- kraliçeyle randevum var. söylemesi ayıp jigololuk yapıyorum da.
anlarsınız ya.
- ha... kolay gelsin. selam söyleyin.
- size de kolay gelsin.
- ya bilgin, jigolo ne demek?
- jigolo... şey... kuku doktoru demek.
- haaaa... anladım.
- ana... uykucu yine pamuğun memelerinde uyuyo numarası yapıyo...
- kalk lan kalk!
- ne? geldik mi?
- merak etme geldin, geldin... * *
(bkz: copy paste gençliği)