bugün

kuran ı okuyup ateist olmak

aziz nesindir.
kendisi hafızken meal okumuş ateist olmuştur.
bir diğer örneği yusuf aslandır.

mesela kuran da hz.muhammed için "seni temiz soyun temiz anne babalardan gelmektedir" denilmektedir. başka bir ayette ibrahim'in babası azer demektedir. azer kafir, zalim bir kimse olarak anlatılmaktadır. bunu okuyan bir insan burada bir paradoks var diyerek çıkmaz içine girer. çünkü kuran kafirlere pis, müslümanlara temiz demektedir.(itikat bakımından tabi ki) halbuki hz.ibrahim'in öz babası taruh'tur. kendisi doğmadan vefat ettiği için, amcası azer hz.ibrahim'i büyütmüş ve üvey babalık yapmıştır. arabistan'da eskiden amcaya baba denirdi. bu sadece basit bir misal daha bunun gibi yüzlercesi var. diyanet ansiklopedisi kuran bir anayasadır diyor. bir çöpçü anayasayı açtığında ne kadar anlarsa kuran dan da o kadar anlar. kuran ı anlamak için hukuk,tıp öğrenir gibi çeşitli bilgileri tahsil etmek gerekmektedir diyor. bu ve bunun gibi daha bir çok örnek gösterip okuyanı sıkmak istemem. ama biraz dişinizi sıkıp aziz nesin in aşağıdaki hikayesini okumanızı tavsiye ederim.

--spoiler--

--spoiler--

Aziz nesin hafızdı, tefsir okudu sapıttı....ve öldü
Aziz Nesin in hikâyesi

Wikipedia nın tarifiyle Türk ateisti. Şebinkarahisarlı Abdülaziz Efendi nin oğlu. Ateş Nesin, dedesi Abdülaziz Efendiyi dini bütün, Abdülhamid hayranı ve sıkı bir Atatürk düşmanı olarak tarif etmekte. Aziz Nesin, mizah yazarı olmadan evvel subaydır. 1944 te Zonguldak ta uçaksavar mevzileri yaptırırken vazifesini suiistimal ettiği gerekçesiyle TSKdan ihraç edilir. Gazeteciliğe başlar. Sırf Amerikan yardımını eleştirdi diye 1947 de 10 ay mahkumiyet ve 3 ay sürgünle cezalandırılır. Aziz Nesin 1995 te öldüğünde vasiyeti gereği Çatalca daki vakfının bahçesine gömülerek toprak düzleştirildi. Hiçbir dinî vazife eda edilmedi. imran Öktem ve günümüz bazı isimleri nazara alındığında dinsizliğindeki samimiyetle onlara fark bindirdiği söylenebilir.Aziz Nesin in buraya kadarki hikâyesi az-çok bilinir. Hatta eskinin antikomünist yazarları ordudan atılmaya dair farklı iddialara da sahiptir.Marksist ve ateist yazarın bu basit hikâyesi bilinir ama şimdi bahsedeceğim tarafı pek bilinmez.Dini bütün bir dedenin torunu nasıl olmuş da böylesine dinsizleşmiş? istanbul da Antik Dekor adıyla kaliteli bir ihtisas dergisi çıkar. Derginin eski sayılarından birinde Aziz Nesin le yapılmış hayli uzun bir mülakat vardır. Okuyunca şaşırdım. Komünistliği ve dinsizliğiyle meşhur bir kalem, meğerse hayatının çok önemli bir bölümünde dindarmış. Aziz Nesin, orada aynen şöyle demektedir: 35 yaşıma kadar hafızdım. O yaşımda bir tefsir okudum ve dinsiz oldum.Bu hazin bilgi hem yazarın biyografisi ve hem de Tefsir/meal okumaya dair önemli bir vesikadır.Tefsir okunmaz mı?ilmi ve ehliyeti olan elbette okur.Dinin bir ilim üzerinde yükseldiği unutulmamalı. ilimde ise silsileyi meratip/hiyerarşi esastır. O hiyerarşi sonunda yetki sahibi olunur. Sona varmak dirsek çürütmekle mümkündür.Hiçbirimiz bir tıp profesörünün yazdığı kitabı alıp kansere dair yorumu için mütalaada bulunmuyoruz. Ama herkes tefsiri masasına açıp, hatta Kuran-ı kerimi eline alıp hükümler çıkartmak istiyor. Bu ilmen mümkün değildir. Mümkün diyenin kafasının karışmaması çok zor. insan zihni, ancak öğrendiğini layıkıyla kavrayabilir. Onun da belki bir kısmını. Öğrenme üstadla, hocayla olur.Fatiha suresi için yerine göre 7 cild tefsir yazılmıştır. Teknik bir çalışma olan bilgisayar kitabını aklımız almıyor. Mesnevi yi anlayamıyoruz. Süleymaniye Camiinin büyüklüğüne inanırız. Ama ondaki mimari ilmini izahta zavallı kalırız. Bir kimsenin yürürlükteki kanunlar hakkında hüküm verebilmesi için ilk, orta, lise, üniversite, staj şeklinde 20 seneye yakın okuması gerekiyor. Bu zamandan sonra o kimse, hakim olmakta. Buna rağmen verdiği karar Yargıtay da bozulabiliyor. Çünkü ilahi, gayrı ilahi, bütün kanunlarda sebep, niyet, diğer maddelerle illiyet gibi unsurlar vardır. islam âlimleri, toprak altında. Onlar Allah için yaşayıp yazdılar.Şimdilerde ortalık din bezirganı dolu. Yazdıkları kitaplar belki alınıyor ama raftan inmiyor. inse de zaten anlaşılmaz, sabredilip okunamaz. Akıl terazisine çekemeyeceği yük yüklenemez. Kuram okumak sünnetken, meal okumak ne farzdır ve ne de sünnet.

--spoiler--

--spoiler--

(bkz: http://forum.islamiyet.ge...okudu-sapittive-oldu.html)