bugün

ilk buluşmada sinemaya gidelim diyen erkek

en dramatik hikayeden daha fazla dram içeren hikayedir bu.

hanım kızımız ilk buluşma için ikna edilerek büyük ve zorlu bir adım atıldıktan sonra yapılabilecek olan en büyük hayatı ilk buluşma için mekan seçimi olarak sinemayı tercih eden erkeğin dramıdır.

adım adım anlatalım:

1-
tercihen evden alınan hanım kızımızla bir sinemaya gelinir.

-merhaba, naber?
+ iyi senden?
gibi giriş cümleleriyle hafif kasılan bir konuşma yapılır.

2-
sinema salonunun en sote yerinden iki kişilik bilet alınır.
sote yer alma liseden kalma alışkanlıktır ne de olsa.

3-
mısır ve kola.
sinema da yakınlaşma için yapılmaması; alınmaması gereken ikilidir.
hanım kız isterse "ben sevmiyorum." diyerek geçiştirilir.

4-
oturma ve reklamlar.
"şu ışıklar ne zaman sönecek?" "bu ne gereksiz kalabalık?" gibi isyanlarla geçen süreçtir.
bu zaman diliminde terleyen erkekler kendilerini hemen ele verir.

5-
film başlar ve erkeğin dramı da.

bir süre izlenilen film, zaten dikkat verilemediği için iyice sıkmaya başlar.
bu esnada gözler hatun bünyesini keser.
ama hatun bünyesi
not: ben hiç bu anlarda göz teması kuramadım, hababam sınıfı bile olsa pür dikkat izledi ulan o hatunlar.
önce kollar geriniyormuş gibi yaparak havaya kaldırılır ve hatundan yana olan "zalım" kol omuza doğru düşer.
o zalım kolun ayarlaması çok önemlidir.
tam omuzda kalırsa asker arkadaşı gibi durur, aşağı kaçıp memeye gelirse sapık ilan edilirsiniz.
zurnanın zort ya da zırt dediği nokta burasıdır.
eğer ufak bir gülümseme ya da ufak bir popo zıplamasıyla yaklaşıyorsa hanım ablamız iyidir.
ama alttan kötü bir bakış geliyorsa, o el yine geriniyormuş gibi yapılarak yerine alınır.

zordur ilk buluşma da sinemaya gitmek.
zordur ilk buluşma da sinemaya gidip "sıçıp batırmadan" çıkmak.
o yüzden siz siz olun ilk buluşmada sinemayı tercih etmeyin.