bir özgüven tazeleme biçimi olarak seks

aksini iddia edeni odunla kovalayabileceğim bir savım daha.

şunu iddia ediyorum; zevk, ihtiyaç, sevgi gösterisi, şu bu herneyse bir yana, seks en çok özgüven update etme ihtiyacıyla yapılır. hatta, ekşından sonra taraflara çöken bir boşvermişlik hali, bir at yarışı izleyen padişah rahatlığı vardır. 10 gün önce "ulan keşke bi saçımızı düzelttirseydik" ya da "ya bunla terlerim ben şimdi, çocuğa rezil olurum, daha mı ince bişey giyseydim" gibi kaygılarla yanına gittiğimiz kız/çocuk/hanım/adam/partner, ekşın sonrasındaki özellikle birkaç saatte gayet önemsizdir.

peki bu neden kaynaklanıyor? neden insanoğlu olarak böyle kaypakça bir sürüklenişe gidiyoruz?

türk dilinde, "işini bitirdi, döndü g.tünü uyudu" dediğimiz olgu da işte tam bu noktada ortaya çıkıyor. erkeklerde daha fazla bu sanırım. olay anında, insanoğlu, karşı tarafa delicesine ilgili, sevgi dolu, adeta peşinde bir köpek olabilecek kadar aciz bazen. ya sonrası? sonrasında, sanırım insan bazı şeyler vücudunda çok yükseldiği için, diğerlerini s.ktiredip, "muhteşemim lan ben" gibi bir hisse kapılıyor. zira insan hayvanı olarak karnının doyması, güvende olması gibi ihtiyaçlardan sonraki en büyük ihtiyacı karşılanmış. artık önündeki daha spesifik maçlara bakıyor. hani karnı aç olan bir insanın, matematik ispatları, kavramları umrunda değildir ya, onun gibi bişey.

neyse, evet, kapılmayalım tabii bunlara, hoş değil. ama ekşından sonra birçok insanın daha dik yürüdüğü, daha volumlu bir sesle derdini anlattığı da yadsınamaz bir gerçek.

demek ki neymiş? seks, insanın özgüveninde yadsınamaz bir yükselişe yol açıyormuş. "ne verirsen elinlen, o da gelir seninlen" diyerek, son derece alakasız bir deyişle kapatıyorum bu entry'yi. esen kalın.