bugün

evinin kapısına sahurda açığız yazan izmirli kız

evet efendim...

arkadaşlar bugün öyle sevinçliyim ki, ispanya' da ki halam ölmüş. kendisi ünlü bir matadordu, çok boğa şişledi yani, üü, öyle böyle değil. neyse, en son yine arenadayken, bir boğa boynuzunu kalbine geçirmiş, o şekilde gebermiş. zaten tanımam etmem, halam dediğime bakmayın yani. sevindiğim kısım, bana kalan mirası. tabi bu veraset ilamı da ispanyolca. kız bacıma bir kaç tekme attıysam da çeviremedi. hani dil dile değince dil öğrenilirdi arkadaşlar? bu kızı seny cosep anaokullarında okuttuk biz, bir veraset ilamını çeviremedi. hay böyle, kız bacıya diyerek, çıktım hızarla evden. bir tercüme bürosu bulurum diye, lakin birden jetonum düştü, sahur vaktiymiş. tabi miras heyecanıyla gecem gündüzüme karışmış sevinçten. çok sevinçliyim, gerçekten ayh. niyet etmeyi bile unutuyordum şerefsizim.

az gittim, çok yaktım, mazot bedava ya arkadaşlar. biliyorsunuz dindoş olduğumdan mütevellit. ben mazotun litresini 1 tl ye alıyorum bimden. adı da " bimazot ". tavsiye ederim gerçekten arkadaşlar.

neyse, boş boş gezinirken, bir kahvehane de kumar oynadıklarını farkettim ki, farkeder farketmez , sopamı alıp indim arabadan. daldım olay mahalline. bir de ne göreyim arkadaşlar, beynimden vurulmuşa döndüm. pideci rahmet abi ve kapıcı sinan oturmuşlar kahvede okey oynuyorlar.

- ooo habibim, hoşgeldin. hangi rüzgar sümkürdü seni?
- o elindeki sopa ne habibi? hayırdır?
+ hayırlı geceler diyerek , (ellerimi ellerinin arasına koyup, ahretlik duamı aldıktan sonra) iyidir abicim, ya bir şey değil. öyle hırsız gördüm de onu kovalıyordum.

- polisi arasaydın ya abicim?
+ aramam öyle mübarek devletimin polisi oruç tutcak, sahur yapsınlar, şöyle rahat rahat.
+ neyse abi ben kaçar, gömdüm.

baktım ki bu saatte hiçbir yer bulamayacağım, evime döneyim de kız bacımın eteklerine kapanıp, ağlayıp, helallik alıyım dedim. çok dövdüm bugün kızı sanırım. en son 20'lik dişlerini düşürmüştü yerlere yavrucak. daha 18 yaşında 20'lik diş çıkarırsa döverim tabi! yaşının kızı olsun azcık, ne bu böyle. kaçar gider de başımıza iş açar , geç olmadan evereyim bari helal süt emmiş bir dindoşa.

apartmana girdim ki, asansöre boyumca çöp arabasını koymuştu kapıcı. ehh, leş diyip, yürüyerek çıkmayı tercih ettim. otomatik ışığın yanmasıyla, kocaman beyaz bir şey belirdi. tövbe, bismillah diye bağırdıktan sonra bunun bir a-4 olduğunu farkettim. üzerinde ise, "sahurda açığız " ibaresi bulunan bir not bırakılmıştı. beynimde bir ak parti ampulü yanmıştı ansızın. bu evde, dil bölümünde okuyan öğrenci kızlar kalmıyor muydu dindoş? dedim kendime. kapıyı çaldım hemen. bunlar para karşılığı çeviri yapıyor olacak ki böyle bir yazıyı asmışlar kapılarına.

zili çalmayayım, saat geç diye düşünüp, tıklattım kapılarını.

- kimaoo?
+ hanımefendi, üst komşunuz been.
- anlamadım caanıaam, bir şeyden mi rahatsız oldun?
+ hanımefendi açar mısınız yahu? bir ricam var.
- ayh, senin rican benim için emirdir canııım .

dedi ve açtı kapıyı. o da ne? beynimden vurulmuşa döndüm. hatun bildiğiniz giyinmemiş. sakallarımla gözlerimi kapattım hemen.

- ayh , dur canım, hemen giyiniyorum. sen geç içeri.
+ ben başka zaman gelirim. kusura bakmayın, rahatsız ettim.
- yok canım, olur mu hiç öyle şey. zamanı mı olur bu işin.
+ 24 saat çeviriyorsunuz yani?
- ekmek parası şekerim, napcaksın. yeter ki iş olsun. kaçmayız yane.
+ tabi, öğrenci olmak zor, hele ki istanbul'da öğrenci olmak.
- yaaa, fatmaaa, bir baksanıza, sen geç canım.
+ adınız çok mübarekmiş fatma hanım.
& ya saol bebeem, o senin mübarekin.
+ şu kağıdı bırakıyım ben isterseniz.
& ayh yok böyle olmaz, içeri geçmen lazım.

neyse, geçtim hemen içeriye. hemen hallolmasını istiyordum. kaç para kaldığını öğrenmeliydim, çok heyecanlıyım gerçekten ayh. odaya girer girmez yerden dumanlar çıktığını farkettim. 2,5 ltlik kola şişesi yanıyordu ve sanırım görmemişlerdi. hemen suyu kaptığım gibi üstüne döküp, söndürdüm.

- napıyosun sen be!
+ yanıyordunuz lan hanımefendi!
- ay ne yanması, mal o mal.
+ lan nasıl mal hanımefendi, kola şişesiyle napıyorsunuz siz?
- ilahi, çok saf bişeymiş bu yaa. kızlar gelin gelin.
+ lan hanımefendi, siz neler saçmalıyorsunuz. hangi saf, sizi saf dışı bırakıveririm haa!!!
- ayy, haşiin. çok etkilendim laaan. böyle kaslar, sakallar, fiyakalı laflar falan.
+ lan hanfendi, neyse mübarek günde. siz çevirmen değil misiniz?
- e yani, öyle de denilebilir.
+ ne demek lan öyle de denilebilir? siz dil çevirmiyor musunuz?
- ayhh, evet. bildin bebeem, çok iyi dilleriz biz yane.
+ hanfendi yoldurcaksınız bana şeyimi, saçımı sakalımı. siz üniversite öğrencisi değil misiniz?
- ayh öyleydik tatlım, hepimiz izmir' den o amaçla gelmiştik. burada parasız kaldık falan, sonrası da bu işte.
+ ne lan bu, bu dediğin?
- şekerim burası bir nevi randevu evi.
+ ne yani randevu almak mı lazımdı gelirken, lan yine anlamadım. s.kicem şimdi fatma'yı da seni de hee.
- ayh anlamışsın ya işte tatlım.

işte o an, o an gözümün önünde kabe dönüyordu arkadaşlar. belki 5 kez tavaf ettim yani, o dumurla.
veraset ilamımı rulo yapıp , kadının ağzına ağzına verdim, acımadım. sokayım böyle mirasın verenine de alanına da, diip, çıktım evime. yatalak valideciğim, örümceğiyle gelip kapıyı açtı. şaka olsun diye de testere maskesi takmış, çok güldüm gerçekten arkadaşlar ya. ne tatlı bir validem var diye, defalarca şükrettim allah'a. kız bacımın gönlünü almak için, ona tatile gönderme sözü verdim. safım hemen inandı, gerçekten çok saf ya. kime çekmiş anlamadım ki ...