bugün

rina

boş bir zamanımda bana gülümsemeyi gözyaşlarıyla gösteren bir film. tamam abartmayalım* o an çok duygusal bir anımda olabilirim. ama gerçekten arkadaş sevgisini bir kez daha anlamama sebep olan nadide bir türk yapımıdır bu film. hee zaman kaybı felan da değil, film bittikten sonra tadı damakta kalıyor. sıradışı bir senaryo değil aslında ama ne bileyim etkiliyor insanı. özellikle erdal tosun'un sahneleri çok güzel. o ufaklılkla yaptığı muhabbet, bir yandan gülümsetirken bir yandan sorgulatıyor konuşulanları.

--spoiler--

Gitmek cesaret ister ufaklık
Gidecegin yer neresi olursa olsun
Sevdiklerinle arana mesefe girince Varış yerinin hiç bir anlamı kalmaz.
Vedalaşmakta zor iştir biliyo musun ?
Oturursun geminin kıçına.
Bakarsın sevdiklerine gittikçe ufalırlar ufalırlar kaybolurlar O zaman anlarsın işte Vedaşalmak asıl kalana değil gidene koyar.
100 defa söyledim sana hüzünlü değilim, mizacım böyle.
Bak şarabımla beraberim.
Çocukluğumdan beri hayaller kuruyorum Şarabımdan Ayrılmadan hemde.
Ben şarabımdan Ayrılmıyorum.
O da bana bunca gidene rağmen hala hayal kurdurtmaya devam ediyor.
Ne olmuş yani büyük adam olamadıksa? Hayallerimizi satmadık ya ?

--spoiler--

yıllar sonra editi; dahi anlamındaki 'da'yı bitişik yazmışım. kendimden tiksindim bir anda*