bugün

anadolu insanının seks yaşantısı

her zamanki gibi kapitalist düzeni memnun ettiğim bir iş gününü daha bitirdim.

yorgun argın arabama binerek evimin yolunu tuttum.
yol üzerinde ise o yorgunluğuma rağmen dikkatimi cezbeden bir güzellikle karşılaştım.
yunus emre lisesinin önünde gayet hoş ve alımlı bir liseli genç kız duruyordu.
genç kıza daha dikkatli bakınca aynı dairede çalıştığım mümtaz abinin büyük kızı türkan olduğunu anladım.
ooy main goood nekadarda değişmiş...mümtaz abi diyarbekire ilk tayin olduğunda görmüştüm türkanı nerdeyse 1 sene olmuş, serpilmiş güzelleşmiş.

yanına yanaşarak: merhaba türkan! geç kalmışa benziyosun, istersen götüreyim eve diyiverdim...
beni görünce önce biraz şaşırdı; ama teklifimide geri çevirmedi.

mümtaz abiler taşındığında onlara ben bulmuştum evi, benim evimin hemen arka sokağında.

hoş sahpet sıcak kanlı bir kız türkan. bir o kadarda güzel tabi.
yol boyu gözlerimi bacaklarından alamadım ne yaan söyleyeyim.
derslerden falan bahsettik biraz, ne iyi ne kötü dedi.
isterse çalıştırabileceğimi söyledim.
teşekkür etti mahçupça.

türkanı eve bırakıp kendi evime geçtim.
yorgun argın ne yemek yapacağımı düşünürken birden kapı çaldı...
ne göreyim türkan elinde koca bir tabak börek getirmiş bana.
nasıl mutlu oldum anlatamam, altın bulsam bu kadar sevinirdim herhalde.

içeri buyur ettim, türkanın güzel sohpeti eşliğinde börekleri hüplettim.

maşallah bu ne iştah .......abi dedi türkan.
eee bu bünyeyi hareket ettirmek kolaymı türkancım dedim bende.

ayıptır sölemesi son derece yakışıklı ve atletik bir vücuda sahibimdir.

ben nasıl türkana bakmaya doyamıyorsam o da gözlerini benden alamıyordu, farkındaydım.

masada yanyana otururken elim eline değiverdi, ürperdiğini hissettim.
gözlerini kaçırdı benden.
ne olacaksa olsun dedim içimden ve ondan hoşlandığımı birlikte olmak istediğimi söyledim.
beklediğimin aksine oda olumlu cevap verdi bana.

türkandan aldığım cesaretle yumuldum dudaklarına.
öptüğüm dudak değil sanki bala bandırılmış çilekti mübarek.
bir yandan öpüşüyor bir yandan da soyunuyorduk ve saniyeler içersinde çırılçıplak kaldık.
türkanı kucağıma alarak kırmızıların hakim olduğu yatak odama götürdüm ve usulca bırakıverdim yatağın üzerine.

elimi tutarak üstüne çekti beni
yalama olaylarına hiç girmedim, zaten kızcağız benim tokmağı görünce sırılsıklam olmuştu...
misyoner poziyonunda dikişlerimi atmaya başladım; ama asker kzı aynurda başıma gelen talihsizliği türkandada yaşamak istemiyordum.

kararımı vermiştim ana yoldan değil tali yoldan giderek ulaşacaktım zirveye.
çekmeceden bebe yağını çıkarttım ve bir güzel yağladım türkanımı.
ben yağladıkça kıvama gelen türkan isterik çığlıklar atmaya başladı ve yatağın çarşafını börek gibi elleriyle yırtarcasına kavradı.
işte tam bu sırada bir çırpıda yüklendim ve yek vücut olduk türkanımla.

artık düzeyli bir birlikteliğimiz var türkanla.