bugün

bağımsız yargı

türkiye gibi bir ülkede siyasilerin sıkça dillerinden düşürmediği sözcüktür.ö türbanla ilgili bir karar veren yüksek yargının kararlarına karşı her türlü düşünce dile getirilin pek muhteremler tarafından. ama bir başka kesimi ilgilendiren bir karar için yüksek yargının kararıdır saygı duyarız denmekte. ve bu resmen iki yüzlülük en alasından ise omurgasızlıktır. kişi eğer özgürlük kavramını salt kendi çıkarı ve geleceği için kullanacaksa bu yaptığı ve düşündüğü özgürlük değil egoizm hegemonyası hevesidir. bugün şayet balkanlar'da, ortadoğu'da, avrupa'da türkçe'nin öğretilmesi konusunda gösterdiği gavret ve düşünce neden kendi ülkesinden dilini öğrenmek isteyenler içinde geçerli olamıyor? neden bunu isteyenler ülkesi için ölümlere koşsa da vatan haini olarak lanse edilmektedir? şayet ben türbanlı bir insan olsam kendim için özgürlük istiyorsam aynı zgürlük kavramını benim gibi olmayan farklı insanlarında kullanmasını desteklerim... eğer ben sunni bir yurttaş olsam inancını gerçekleştirdiği mekanı ibadethane olarak gören ve kanunlar önünde böyle olmasını istiyorsa desteklerim... eğer ben türk olsam kültürünü yaşamsal pratiğine istediği şekilde reforme etmek isteyen bireyleri desteklerim... özgürlük, demokrasi, kanunların uygulanması gibi kulağa güzel gelipte yaşama istenildiği şekilde yansımayan terimlerin daha bir şeffaf ve herkes için geçerli olmasını istemek samimiyet testinin bütün puanlarını toplamak demektir. özet geçiyorum; bağımsız yargı denen birşey yoktur!. çünkü bireyler çıkarların ön planda tutulması denen bir hastalık var. sonuç itibariyle toplumda bireylerden oluştuğu için toplumun yapısı da aynen böyle olduğu açıktır.