bugün

sınav öncesi yeri değiştiren hoca

öğrenci ergendir, kafasında türlü sorunları vardır, ailesine hönkürmekte, sevgilisi ile papaz olmuş vaziyettedir. önünde zulüm gibi geçmesi beklenen bir tarih sınavı vardır. çalışmaz dersine, arkadaşlarıyla takılır, internet kafede counter strike oynar, sabahlara kadar nba tv seyreder. sınav sabahı kalkar ve fizibilitesini yapmaya başlar.

öncelikle aklında küçük kağıtlara kopya yazmak vardır, fakat yemez. çünkü hoca teleskop gibi gözlere sahiptir ve yeri geldiği zaman duvarın arkasını bile görebildiği rivayet edilir. öndeki arkadaşınla kağıt değiştirmeyi teklif eder, fakat arkadaşı 'olmaz' cevabını yapıştırır. arkadaşına 'ha.iktir lan adammısın sen?' der ve yeni arayışlara koyulur.yanındaki arkadaşından medet umarken, yanındaki arkadaşınında kantinde ders çalıştığını görür.derken sınıfa gider ve 'ziki tuttuk' diye düşünürken tabiat ana kıyağını yapar ve güneşi bulutların arkasından çıkartır.oturduğu sırada geçenlerde kurşun kalemle yazdığı sevgilisinin adını görür ve bunun sadece belirli açılardan bakılınca okunduğunu farkeder. suyun kaldırma kuvvetini bulmuş gibi sevinçlidir, aradaki tek fark dışarıya anadan üryan değil, okul üniforması ile fırlamasıdır, kantine gider ve 2B 0,5 uç alır,doğru sırasına koşar.

emek anları gelmiştir artık, başlar yazmaya, sınıfın ineklerinden birindende tiyoları almaktadır, bir taraftanda 'hocaya sölersen a. korum' kelamları ile tehdit etmeyi ihmal etmez.yazarda yazar, artık eziyet olan tarih sınavı yoktur. çünkü tiyolarda sağlam yerden gelmekte ve büyük ihtimalle geçer bir kağıt verme hayalleri kurulmaktadır.öğrenciler sınıfa gelmeye başlarlar.

kendinden emindir, içinden 'kodum boruyu dolandırdım koruyu' diye tekerlemeler söylemektedir.hoca sınıfa girer, öğrenciler ayağa kalkar, hoca oturun der ve teksirden çıkmış kağıtları sınıfın ineğine dağıttırır.aniden gözüne adamımız çarpar ve 'sen arkadaki en öne gel' sözünü duyar. bu söz rem uykusundan gökgürültüsü ile uyanmakla eşdeğer bir sestir, kan basıncı düşer, gözleri kararır. inanmak istemez, duymazlıktan gelir, başını öne eğer ilgilenmez, hoca ısrarcıdır, nuh der peygamber demez, ve en sonunda adamımızı en ön sıraya alır.

mezhep değiştirmiş rahip gibidir adamımız,içinden bu durumdan çıkış formülleri arar, kopyaları yazarken aklında kalan bir kaç satırı sınav kağıdına döker, kızaran yanaklar ve kaderine edilen küfürlerle sınavı tamamlar.