bugün

yeni dünya düzeni

dünya, insanoğlunun varlığının başladığı andan itibaren sürekli bir güç mücadelesine sahne olmuştur. bu mücadele, önce ilkel insanlar arasında daha çok bireysel olarak yapılmıştır. daha sonra toplu halde yaşama geçen insanoğlunda, güç dengeleri kabileler, boylar arasında değişiklik göstermiştir. bu süreci de, giderek yeni ufuklara açılma, yeni topraklara gitme, ele geçirme arzusu, keşifler, toplumların kurumsallaşarak devletleşmesi ve nihayetinde devlet olgusunun küresel düzende baş aktörler olması izlemiştir.

yukarıda bahsi geçen, gelinen son nokta, bu yüzyılın ortalarına kadar varlığını korumuştur. başka bir deyişle, 1900'lü yılların ortalarına kadar küresel düzen içerisinde en etkin güç yine devlet mekanizması ve bu devletlerin izlediği politikalar olmuştur. ta ki, altın çağ'ın sonunda sosyal devlet olgusunun yetersiz kalması -ya da öyle gösterilmesi- ile küresel dünya yeni arayışlara girmiş ve üretim sisteminden, sermaye hareketlerine, çalışma koşullarından hayat standartlarına her şey muazzam bir hızla değişim göstermiştir. bilgi teknolojisi adı verilen bu yeni kavramla birlikte, başta iletişim teknolojisi olmak üzere birçok sektör inanılmaz bir gelişme göstererek büyümüştür. sermaye hareketleri hızlanmış ve sermaye birikimi dışsallaştırılmıştır.

yeni dünya düzeni, en önemli vitrinini siyasal alanda yapmış olsa da aslen temelini ekonomik alandaki değişimlerden almaktadır. nitekim, küresel anlamda söz sahibi büyük devletlerin siyasal alanda aldıkları ve yeni düzya düzeni adı verilen kavrama hizmet eden tüm kararlar esasen ekonomik birer karar olmaktadır. örneklendirmek gerekirse, abd, büyük ortadoğu projesini geliştirerek terör tehdidini önlemekten çok dünya petrol rezervlerinde söz sahibi olmayı amaçlamıştır. yine abd'nin karşısında bir kutup olarak rol almaya çalışan ve abd politikalarına muhalefet eden avrupa devletleri de * esasen abd politikalarına kendi ekonomik çıkarlarına ters düştüğü, çıkarlarını engellediği için karşı çıkmaktadırlar. yine bir başka örnek olarak da, ab'nin çin'e karşı tutumu verilebilir. bilindiği üzere, muazzam bir hızla büyüyen çin'e karşı ortak bir kararla kota koyan ve çin mallarını gümrükte bekleten ab, bir yandan da çin'e mal satmaya çalışmakta, ekonomik anlamda bir ortaklık kurmaya çalışmaktadır.

uzun lafın kısası; yeni dünya düzeni, ne ortadoğu'nun bölünüp abd çıkarlarına uygun bir şekilde yeniden çizilmesi ne de büyük devletlerin siyasal baskılarla her istediklerini diğer devletlere kabul ettirmesidir. yeni dünya düzeni, paranın hükümranlığını ilan ettiği, sermayenin devletler de dahil her şeyden üstün olduğu ve bir avuç çok uluslu şirketin at koşturduğu, oyuncağı haline gelmiş bir mecradır. başka da bir şey değildir.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar