bugün

vakıf

vakafe kelimesinden gelir ve ayağa kalkma anlamındadır.
selçuklu ve osmanlı da oldukça yaygın bir sistem.*

bazı hadislerde; kalıcı, insanların sürekli yararlanabileceği kurum-kuruluş kısacası hayır işi yapanların sevap defterinin kapanmayacağından bahsedildiğinden bu durum yaygınlaşmıştır...
kurulması için vakfın yönetildiği bir merkez ve gelirlerinin olması gerekir...
ayrıca bu malların dokunulmazlığı da vardır zira sevap için yapılmıştır bu bağışlar...

islamiyette vakıf olayları;
bir kişi, bazı özel şartlar koyarak menkulünün-gayrimenkulünün kullanım ve tasarruf haklarını kamuya aktarır. daha sonra buraların gelirleri, yine koyulan şartlara uyularak gerekli yerlere gönderilir...

mesela, anadolu nun bazı bölgelerinde han-kervansaraylarda ilk üç gün ücretsiz kalınırdı *. daha sonra ücret alınmaya başlanırdı... ve gayrimüslim olması bir sorun değildi...

medereselerde, her öğrenciye özel oda, günde üç öğün yemek ücretsiz ve çarşıya çıkarken de cep harçlığı verilirdi. müderrise de yine özel bir oda ve tatmin edici bir maaş. ve müderris de kendisine verilen paranın hayır amaçlı olarak toplandığının bilincinde olduğu için işini en iyi şekilde yapmaya çalışırdı...

ancak osmanlı zamanında (osmanlı da memurlar devletten ayrıldıktan sonra malları tekrar devlet alırdı) bazı memurlar, mallarını vakıflar kurmuşlar, mallarını buralara bağışlamışlar ve bu vakıflarda özel şartları kendi menfaati yönünde belirlemişlerdir. bu sebepten dolayı dejenere olmuş bir sistemdir osmanlı nın son zamanlarında...