bugün

entry'ler (201)

dünyanın en muhteşem üçlüleri

tayyip erdoğan,
kaddafi,
insan hakları ödülü.

kemalistlerin evlilik dışı cinselliğe bakışı

evlilik dışı seksi legalleştirip ve zina olmaktan cıkartan bir muta nikahi vardı, sahi n'oldu ona?

ulu mod larının keyfi uygulamaları

post modern oryantalistlerin klasik davranışları.

yıllardır, mısır tipi demokrasiyle yönetilmeye alışkın kişiler zamanla demokratik olmamayı evrensel demokrasi gibi görmeye başlarlar. al işte dayatılmaya calışılan yeni osmancıların yeni anayasası gibi, meclis catısı altında ağababaları en alasını yaparken ulu mod! yapmış cok mu?

evet cok...

keyfi uygulamalar bir tek başlıkların kaldırılması veya yazılanların silinmesiyle sınırlı değil. işin icinde bir de caylaklık sistemi bulunmaktadır. gözlemlendiği zaman bunun güclü bir silah olarak kişilerin susturulması ve sindirilmesi amaclı kullanıldığını görüyoruz. cok önemli mi? elbette hayır... ama kişisel haklar ve bunların elinden alınma yöntem ve gerekcelerini genele yayıp baktığımızda tehlikenin boyutları insanın tüylerini diken diken ederken evet, cok önemli...

şark kurnazlığı demişti ismini zikretmek dahi istemediğim birisi, hah işte yapılan tam olarak bu...

birini unutmak için başka biriyle sevişmek

(bkz: strange bed fellows)

bedelli askerlik

cadılar bayramı öncesinde dağıtılan şekerlemelerden sadece bir tanesi. isteyen kabul eder yalar, istemeyen ise düşünür, secimler yaklaşıyor malum...

büyük aşkların nefretle başlamadığı gerçeği

secim sonuclarıyla kıbrısta sırtüstü yatırılan akp, dış politakadaki hatalarının üzerini post modern sultanlık sistemini ortaya atarak kapatmaya calışması, bi yandan iran'ın resmi avukatlığını yapmak...liste uzar gider ama füze kalkanı işinde ne yapacağını da merakla beklemekteyim, anayasadan hic bahsetmeden üstelik.

olan bitene kuşbakışı bakıldığında; büyük aşkların cidden nefretle başladığını söylemek hic zor değil en azından siyasi arenada.

anayasa değişikliğinin anayasaya aykırı olması

ortalığı velveleye vererek erken secime gitmek icin yol acma calışması demek daha doğru olacaktır.

anayasanın 'değiştirilemez' hükümlerini değiştirici-dönüştürücü değişiklikler hazırladı ki, bu yol kolaylıkla chp'nin şikayeti ve aym eliyle iptal edilsin.
adalet bakanının kurulları terketmesi, ani cıkışlar...tümü bilincli yapılan magazinsel top secret davranışlar.

altın vuruş, iptal ile derya olan gözyaşları ve yeniden oluşturulan oy potansiyeli...'mağdur' olanları sevme gibi bir genetiğe sahip olan denek millet icin bu kadarı yeterde artar bile...

ve perde....oyun başlasın...

mehmetali06168 hotmail com

e-ihbarcımızın abd kaynaklı ıp numarasına ulaşılamamış! elektronik posta adresinin microsofta ait hotmail kayıtlı olmadığı ve geçmişte de bu adresin hiç kullanılmadığı belirtilmiş.

kara mizah örneğinin doruk yaptığı an olarak hafızalara kaydedilsin. ortalık ayağa kalkıyor, korumalar seferber ediliyor ve e-adam bulunamıyor. olacak iş değil hemde microsoft bulamıyor pes doğrusu.

hadi, ümmetiniz ve cemaat üyeleriniz üzüntüden daha fazla takiye yapıyorlar da, en küçük bir hareketin dahi kaynağının tespit edilebileceğini bilenlere ne diyeceksiniz?

şimdi söylendiği gibi, abd kaynaklı e-ihbarcı adamımızı bulamadık, yokmuş ve sizinle dalga geciyoruz mu?

yemezler canım yemezler.

yalnızlığı tek cümleyle açıklamak

venüs olup; soldan sağa dönmektir.

akp lileri şeriatçı sanmak

sanmaktan öte...

son şeklinin oyun hamuru renklerinde halka arz edilmeye calışılan yeni ılımlı islam anayası ile birlik şeriat hükümleri uygulanacak mı?
yada, şeriat hükümlerinin uygulanmadığı bir islam devleti olabilir mi?

cevapla hadi bakalım.

koşullandırılmış ümmet psikolojisinden cıkmak lazım.

yeniliklere ve gelişime en açık parti ak parti dir

yenilik olarak sunduğu anayasa paketindeki hsyk ile ilgili hükümlerde, 'kadılık' sistemini yeniden hayata gecirmek icin eyleme gectiğinden evet, gerici bir yenilikciliğe sahiptir.

abd nin türkiye yi her defasında uyutması

'ılımlı islam' hükümetine yol veren amerikan'ın cıkarları doğrultusunda ic ve dış politikasını şekillendiren akp hükümeti, son darbesini ermeni tasarısının abd başta olmak üzere coğu ülkede resmen kabulü ile yedi. 'yeni osmancılıkla' şekildirilmeye calışılan türkiye, osmanlı'dan miras kalan soykırım iddalarını kabul etmeyip kendini iyice abd ve islam devletleri arasını sıkıştırdı ama kıbrıs'ı tek hamlede gözden cıkarmaya hazır bekliyor halihazırda bekleyen afpak'a taze asker, füze kalkanı meselesi...ha birde yeni anayasa...

ülkesinin cıkarlarını ve geleceğini herşeye ragmen koruyan abd'nin bizi uyutmasına hic gerek yok.
uyku böceğinin ısırdığı bir ülkeyi beyaz atlı prens gelip öperek uyandırmayacak, ama tecavüz edeceği kesin...

güzel ahlaklı peygamberin 30 dan fazla karısı var

güzel ahlakıyla insanlığa rehberlik etmiş ve yaşayışıyla örnekler vermiş birine saldırmak ne kazandıracak. din ile sorunları olanların kişileri hedef göstermek yerine inancını sorgulayıp eldeki verilere göre kararını vermesi gerekiyor. milyarlarca insanın peşinden giden birine bu şekilde saldırmak ancak o kişinin donanımındaki eksikliğini gösterir.

biri cıkıp; eşit olun, tüm yaratılmışlara saygılı olun, öldürmeyin, adil ve paylaşımcı olun diyorsa 'davet ettiği yola inanç yoksa bile' saygıyı hakeder. islama ait güzellikleri görmemek cehaletten veya öfkedendir.

bu sadece inanmayanlar icin bir sorun değil elbet. iman etmiş olanların icinde harlanan emperyalizm ateşi, inanc sistemlerini kuranlara da farklı şekilde saldırılar düzenleyip kendi yaşadıkları cevreye ait düzenlemeler yaparak kontrol etmek isterler isterler. örneğin; şu an.

dünyada coğu müslümanın uygulamalarının saptırılmış ve öze aykırı olduğu bir gercek ancak bu islamın kusurlu olduğunu göstermez. öz'den uzaklaşılmışlığın getirisi olarak kabul edilebilir. tüm dinlerin bu sorunu hep olagelmiştir ve olacaktır. seküler olmak bu nedenle cok önemlidir. tüm düşünce-inanc yobazlarının bu gerceği kabullendiği an dünya-ülkemiz daha yaşanabilir olacaktır.

laiklerle müslümanların iyice aralarının açılması

evrensel demokrasiden bi haber olan islamcı demokrasıyi iyice ülke sınırlarına acılımlarla, tsk ve cumhuriyetcileri safdışı yaparak yerleştirmeye calışanlar hukuk mu, fıkıh mı diye soracaklar ve sonra da laiklik ve laikler kötü, devletin altını oyuyorlar diye feryat figan edecekler.

yaslandıkları yeşil yastıkların kuştüyü sırtlarına batacak 'hancer sapladılar' diyecekler hep yaptıkları takiye örtüsü altında.

olmadı işte bu...cemaatciler ile aramız acılacak elbette bu ülkeyi şeriatla yönetemezsiniz muhafazakarlık veya ılımlı islam ismi altında.

evet, aramızdaki mesafe bi hayli fazla ...

andımız kaldırılsın

başka?

ardından da milli marşımızı değiştirelim veya hic söylenmesin.
tüm dünya ülkelerinin özellikle abd ve avrupa ülkelerinin, kendilerine uygun milliyetcilik anlayışları varken ve bu bilinci ülke insanlarına empoze ederken nicin türk milliyetciliği kötü ve dehşetcengiz oluyor ki?
unutulmamalı ki; ılımlı islam projesinin uygulama sahası olan türkiye, hava yastığı şeklinde israil'in güvenliğini sağlamak amaclı abd tarafından destekleniyor.(abd dirsek temasını her ne kadar azaltsa da hükümetin abd'nin sözü dışında yapabileceği birşey yok şu an. hükümetin diklenmesine ragmen uslu cocuk olmaları gerektiğini anladılar o ayrı)

iyi müslüman ve cemaatkar bir kimligin baskısı oluşturulmaya calışırken, milli kimliğimizin farkına varmak ve pekiştirmek en uygun davranıştır şu ortamda.

türk kızları nın erkeklerin her dediğine inanması

cocukca bir düşünce.

kadınların son derece hoşuna giden bu düşünce son derece tehlikelidir erkekler yönünden. bi bakmışlar ki, kadının yörüngesinde dönerek kavrulmaya başlamış burunlarında altın halkayla kalabalık icinde gezmeye başlamışlar...

uyanın vakit gecmeden.
aşk güzel de, modern kölelik hic hoş değil.

herkes doğasının gereğini yapar

kısmen doğru da ama...

kişilerin hamuru camuru elbette önemli, bireyin kişisel gelişmesinde verdiği tepki ve büyümesinde izlemeyi istediği yollarla ilgili caba biraz da doğa gereği olarak düşünülebilir.
ancak kendisi dışında, başkalarıyla oynama ve doğalarını değiştirme gerceği-isteğinin adı ne olabir?

şu ankara müzesi rezaletinin calakalem üzerinin kapatılıvermesi, suclu ayağa kalk diye 12 eylülün işaret edilmesi, bütce yetersizliğini bahane edilerek dünyaca ünlü sanatcıların desteklenmemesi, orijinal eserlerin yerini sahteleriyle değiştirmek...

frenk! sanatının değersizliğini vurgulayıp hafızalara işleyen ve yetişen neslin doğasını, dinsel öğelerin korunması yönünde değiştirmek ne ola peki?

evet, herkes doğasının gereğini yapıyormuş, iyice bellendik ve belledik bunu...

ne olsa gercek niyetini kimse bilmeyecek.

akıllı kadının yalnız olması

mantıksız.

akıllı kadın yalnız değildir asıl. tercihini öylesine isabetli yapar ve öylesine istediğini bilir ki mümkün değildir yalnız kalması.
ceker alır ne istiyorsa. kesin bir üstünlük sağlama cabası icine girmişse ve ukalalıkla ezmeye calışıyorsa, o başka... böylesinden ben bile kacarım.

bu olsa olsa; akıllı olduğunu düşünen, (göreceli)cirkin bir kadındır.

uzay mekiğinin arkasına yazılacak yazılar

(bkz: maşallah)

gerçek aşk

her anında yanında olup elini tutmak, acımaktan değil ama sevgiyle..
bırakıp gideceğini düşünmeden gözlerinin icine bakmayı dilemek nefeslerini saymaktır.
acısını acın kabul edip ağlamadan aynı ağrıyı cekmektir uzun zaman boyunca.
başını kalbinin üzerine koyup kalp atışlarını dinlemektir ve hic durmamasını dileyerek.
olura unuturum diye hic gözünü kırpmadan her cizgisine, tırnaklarına ve kirpiklerine bakmak milyonlarca kez öperek.
ağlamaların tümünü hep uykuda olduğu ana saklamaktır yada icine akıtmaktır gözyaşyalarını...

gittiğinde de hep güzel anıları hatırlayıp gülümsemektir-ağlamaktır.
ve..gittiği icin hic affetmemektir.

yaklaşık böyle bişeydir işte...