bugün

entry'ler (59)

36 42 kuzey paralelleri 26 45 doğu meridyenleri

Aklımda tutmam gereken onca şey varken 'allahım niye silinmiyor bu veri kafamdan?' diye isyan ettiren bi acayip ayrıntı. Bu yaşıma geldim daha bi kere işime yaramadı bu bilgi. Daha spesifik uğraşı alanları olanlar için tamam da niye ortaokulda ezberletilir arkadaş bu koordinatlar? O yaşta çocuğun dünyanın bi yerinde kaybolup, yoldaki adama 'pardon ben 36-42 kuzey paralelleri 26-45 doğu meridyenleri arasında bi yere gidicektim de ne taraftan gideyim?' diye sorma ihtimali nedir? Bilemedim ben..

atatürk ün suriye ve lübnanla ilgili planı

- Ulusun bağımsızlığını, yine ulusun kesin kararı ve direnişi kurtaracaktır.(Amasya genelgesi)

- Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.türk milleti, egemenliğini, anayasa'nın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.egemenliğin kullanılması hiç bir surette hiç bir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. hiç bir kimse veya organ kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz (1921 anayasası)

- Türk milleti, halk idaresi olan Cumhuriyetle, idare olunur bir devlettir (Prof. iNAN, Afet; Medeni Bilgiler ve M. Kemal Atatürkün El Yazıları, Ankara, 1969, s. 352)

- Binaenaleyh, demokrasi prensibinin en modern ve mantıkî tatbikini temin eden hükümet şekli Cumhuriyettir. Cumhuriyette son söz millet tarafından seçilmiş meclistedir (A.g.e.;s.411)

- Çağdaş bir Cumhuriyet kurmak demek, milletin insanca yaşamasını bilmesi, yaşamın neye bağlı olduğunu bilmesi demektir (nutuk)

- Türk milletinin tabiat ve şiarına en uygun idare Cumhuriyet idaresidir. Bir senelik hayat bu gerçeği bütün açıklığı ile kanıtlamıştır. Türkler demokrat hür ve sorumlu vatandaşlardır. Türkiye Cumhuriyetinin kurucuları ve sahipleri bizzat kendileridir (31 ekim 1924 vakit gazetesi)

ve lütfen siz de ağzından bu ifadeler dökülen kişinin bir diktatör olduğuna benim inanmamı beklemeyin. * *

eski sevgilinin eski erkek arkadasiyla cikmak

ne demek istediğini anlamak için kağıt üzerinde şema çizilmesi tavsiye edilen başlıktır. *

atatürk ün suriye ve lübnanla ilgili planı

Okuyunca Atatürkün nasıl bir devlet adamı olduğuna, vakti olsa daha ne tarihler yazacağına dair fikir veren bir anıdır. Kahramanlıkların yerel seçimler uğruna değil *cumhurbaşkanlığı makamının kaybedilmesi pahasına yapıldığında işte böyle bir efsane olunabileceği görülmektedir.

Altemur Kılıç'a ait Atatürk, Filistin ve Kutsal topraklar başlıklı köşe yazısının bir bölümünden alınmıştır.

Bakanlar kurulu toplantısından sonra Gazi'nin huzuruna girdiğini ifade eden Hasan Rıza Bey, Atatürk'ün kendisine Suriye ve Lübnan konusunda anlattıklarını şöyle nakletmiştir;

1937 Ocak ayında istanbula gelen Atatürk, beni Park Otele çağırttı. Gittiğimde kendisini sıkıntılı bir halde buldum. Bir şeyler söylemesini bekliyordum ki, dudaklarından şu cümleler döküldü:
paşa biliyor musun ki ben, Cumhurbaşkanlığını bırakıp, Hataya çete reisi olacağım. işi silahlı bir hareketle halletmek zorunda kalırsak, tutacağım yolu da çoktan kararlaştırmış bulunuyorum. Böyle bir durumda derhal devlet reisliğinden, hatta mebusluktan istifa edeceğim, serbest bir Türk vatandaşı olarak, bu işte çalışan arkadaşlarla beraber, Hatay topraklarına geçeceğim. Bildiğin gibi, bunun her zaman imkânı ve çok emin yolları vardır. Oradaki mücahitlerle ve anavatandan kaçıp bize katılacağından şüphe etmediğim kuvvetlerle, meseleyi yerinde ve içten halletmeye çalışacağım, isterse Türkiye hükümeti beni ve arkadaşlarımı asi ilân eder ve hakkımızda takibat da yapar.

Bir şey daha söyleyeyim; ben bugünkü (1937) Fransız idarecilerinin, Suriye ve Lübnana, öyle kolay kolay istiklâl vereceklerinden emin değilim. Zaten tatbikatı birtakım yersiz bahanelerle üç sene sonraya ertelemeleri de buna delil telâkki edilebilir. Binaenaleyh (buraya çok dikkat) biz hareketimizi onlara da teşmil ederek, kısa yoldan, gerek Suriye ve gerek Lübnanın özledikleri gerçek istiklâllerini temin edebiliriz...

(Bkz. Hasan Rıza Soyak, Atatürkten Hatıralar, 2. cilt, Yapı Kredi Yayınları, 1973). (bkz: On Yıl Savaş Fahrettin Altayın hatıraları)

Mustafa Kemal Paşa sadece Türk olduğunu ısrarla söylediği Hatayı kurtarmakla kalmayacak, yaygın bir kırsal gerilla savaşı örgütleyip; Lübnanlı ve Suriyeli Araplarla birlikte, onların bağımsızlıkları için, Fransız emperyalizmi ve sömürgeciliği ile savaşacakmış!

(bkz: ataturk un avrupa ya verdigi filistin ultimatomu)

ingilizce bilmeyen bir basbakana sahip olmak

Dur durak, yol yordam, had hudud, hak hukuk bilmeyen bir başbakana sahip olunduğunda önemsenmeyecek bir ayrıntıdır. Ayrıca sömürge altındaki ülkelerin kabile liderlerinin yabancı dil bilmesi normal iken, uluslararası konferansta bağımsız bir ülkenin temsilcisinin kendi dilinde konuşması gayet haklı, doğal ve gereklidir. Kompleks yapılmaması gereken durumdur.

hem zeki hem güzel hem sadık hem fedakar kız

(bkz: guzel zengin nazik zeki ve iyi sevisen kiz)

davos 2009 degerlendirmesi

arap dünyasında gerçekleşen tayyip mitingleri ve haber ve yorumlarına bakarsak bu başlık altında yapılan tespit hiç de mantığa aykırı görünmüyor. abd güdümünde bağımsız görünümlü islam dünyası lideri.. üstelik müslüman halkların tam desteği şimdiden sağlandı bile. abd açısından ahmedinejad dan daha tercih edilir olduğu kesin.

(bkz: rte nin davos sovu)

ayak kokusundan cips asermek

okuduktan sonra uzun bi süre peynirli cips yemeye engel olacak başlık. ıhhhyşş fena oldum

ofiste bos oturmak

sözlüğe entry girmek için bir numaralı ortamdır. üstelik bilgisayar başında harıl harıl yazı yazarken göründüğü için çok çalışıyor imajı da vermek mümkündür.

ya israil davosun rovansini eurovision da alirsa

rte nin davosta peres e çıkışmasının ülkemizde yarattığı psikolojinin son noktasıdır.

rte nin davostaki tavrının sorgulanması gereken başka yönleri olmasına rağmen 'eyvah dünya ne der, avrupa birliği tepki alırmı, ermeni lobisi bunu kullanırmı, israil bize savaş açarmı' gibi soruların dolaştığı bu ortamda, önemli milli davalarımızdan biri olan eurovision un düşünülmesi garip mi yani? ya israil ve ab ülkeleri bize 0 çekerse. yazık diilmi hadise ye düm tek e. hiç mi düşünmedin tayyip erdoğan?:)

rte yi karsilama da kullanilan dovizler

olayın flaş heber olarak düşmesiyle neredeyse eşzamanlı olarak hava alanında halkın birikmesi kadar o kadarcık sürede bunca dövizin ne ara hazırlanıp dağıtıldığı merak uyandırdı. yok artık yahu neler de düşünüyorum. planlı bir çıkış yapmış olacak hali yok ki başbakanın dövizler önceden hazırlansın. belkide dövizler rte nin bush ziyareti zamanında hazırlanmış eski dövizlerdi. Hatırlasanıza nasılda gurur duymuştuk bushun yanında bacak bacak üztüne attı diye. allah nazardan saklasın tam bi 'dünya lideri'

rte nin davos sovu

altındaki yazı okunmadan içindeki şov kelimesiyle tepki çekmiş başlıktır. beyni yerine farklı noktaları kullanma hakaretini reddeder 'göz'üyle okuyan diğer yazara yazının 4.paragrafını göstermekle yetinirim.

rte nin davos sovu

tayyip erdoğan ın bizim aşina olduğumuz, dünyanın ise yeni tanıştığı bilindik üslubunu 'her ne hikmetse' davos 2009da kullanmasıyla vuku bulan şovdur.

türk milletine yapılan her türlü hakarete sessiz kalan, imf yetkililerinin, ab temsilcilerinin önünde el pençe divan duran, ırakta türkmenler katledilirken amerikaya tek kelime etmeyen rte, şimdi davosta parmağını sallayarak arap dünyasının savunuculuğuna girişti.

bu haydut devletin, emperyalist canavarların bir halkı yok etmeye yönelik her türlü girişimi tabii ki kınanmalı, tepki verilmelidir ama adama sorarlar yahu 'türkiyeye ve türklere yapılan bunca haksızlığa, zulme, aşağılamaya takılmadında arap dünyasının çıt çıkarmadığı zamanda filistine saldıran karşısında beni bulur edasıyla perese kükremek de nereden çıktı?'

hayır yapmasaydı demiyorum. hatta 'ananı da al git peres' de deseydi keşke ama bu tavır, onurlu devlet politikası yürütmek, ortadoğudaki çirkin plana karşı çıkmak amacıyla değil, seçim öncesi kahraman olma kaygısıyla yapılmıştır.

oldukça da başarılı olmuştur. çünkü anında yollara dökülen vatandaşlar, milli maç sevincini andıran görüntülerle kral karşılar gibi karşıladılar bu zatı.

eh ne diyelim zafere giden her yol mübah. Bundan sonra mazlum babası tayyip olarak sıradaki şovları da merakla bekliyoruz. hele bi şu seçim geçsin sonra princin taşını ayıklamak için yeniden işe koyulur başbakan. artık bu bize hangi özelleştirmelere, hangi tavizlere ve hangi imzalara mal olur hep beraber görücez.

etnik mozayik

"Bir ülke içinde doğrudan bir bağlantısı olmayan, aralarında birlik oluşturmaya elverişli ortak paydalardan ve siyasi iradeden mahrum, azınlık grupları halinde yaşayan sosyal birimler veya seçkinci bir otoritenin baskıcı gücü ile bir arada tutulabilen dini, etnik birimlerdir." (2023 dergisi , sayı 43, sf:32)

Türkiye mozaik midir?

Bir ülkenin etnik mozayik olması için çeşitlilik yeterli değildir. etnik grupların genel nüfusa oranı en az %35 olmalıdır. Ayrıca tanımdan da anlaşılabileceği gibi, bu etnik gruplar arasında din, ırk vb anlamlarda hiç bir doğrudan bağ bulunmamalıdır. Şimdi Türkiye de azınlık diye nitelendirilen grupları göz önüne alırsak (Kürtler, Zazalar, Araplar, Lazlar ve Çerkesler) hangisi ya da hangileri Türkiyenin mozayik olma kriterini yerine getirmektedir? tabi emperyalizmin hizmetindeki araştırmacı ve yazarların öne sürdüğü diğer etnik grupları söz etmedim bile. Pek çoğu türkiyeyi mozayik olarak gösterecek anlamlı bir nüfusa sahip olmadığı gibi büyük bölümü de aynı soydan gelen, aynı dile ve dini inanca sahip Türk gruplardır. ( Türkmenler, yörükler, azeriler, kazaklar, kırgızlar, tatarlar, abdallar vs.)bu şartlar altında Türkiye ye mozayik demek doğru değildir. Ancak bizim 'aydınların', siyasetçilerin, dilinden düşürmediği bu kavram kültürel zenginlik olarak algılanıp (ya da yutturulup) içimize sindirilmiştir.

Fransa ne yapmış?

fransada 17 etnik grup bulunmakta. Bunlardan 16 sının nüfusu 100bin'in üstünde ve bu grupların genel nüfusa oranı %20 civarındadır . (Türkiyede bu oran %15 civarı ve nüfusu 100bini geçen grup sayısı sadece 6). buna rağmen fransa mozayik tanımlamasını tamamen reddetmiştir. Fransız anayasasının 2. maddesi, 'Fransızca, Cumhuriyetin anadilidir' der. Fransa, avrupa birliği Azınlık Hakları Çerçeve Sözleşmesine imza atmaz. Fransa, tüm dünyaya "ne münasebet canım! mozaik filan değilim ben " der.

etnik yapısı bizden çok daha karışık olan fransa kendini mozayik olarak tanımlamaz ve tanımlatmazken bizdeki bu mozaik olma gurur ve çabası niye peki?

Etnik mozayik kavramı,emperyalizmin, ulus devletleri etnik gruplara bölüp kolay lokmalar haline getirme çabasıdır. bu lokmalar ağızda dağılırken ulusal sınırların anlamını yitirecek olması en çok, dünyayı açık pazar haline getirmek isteyen çok uluslu küresel sermayenin işine gelir.

Etnik mozaik kavramı, basit bir toplumsal yapıdan ötesini ifade eder. Bu kavram, küresel sermaye ve yerli işbirlikçilerin tüm ulus devletlerde yürüttüğü bir politikayı ifade eder. Bu ifadeyi gururla benimsemeden önce sayfanın başındaki tanıma tekrar bir göz atalım. Gerçekten birbiri ile hiç bir bağı olmayan sadece bir arada yaşamak zorunda olan topluluklar sürüsümüyüz yoksa yüzyıllarca tek devlet tek bayrak altında aynı kültürle yoğurulup aynı dili konuşan koskoca bir ulus muyuz?

ters tarafından kalkmak

yüzüstü veya sırt üstü yatan için değişebilecek ters düz kavramıyla insanı muammada bırakan eylemdir.

mutlulugun insanlari rahatsiz etmesi

'saadetimize gölge düşecek diye çok korkuyorum adnan'cümlesinden de aşina olduğumuz gibi mutluluğun değil, onu kaybetme korkusunun verdiği rahatsızlıktır.

dtp liyi çarpan mikrofon

DTP muş milletvekili sırrı sakık'ın adana-ceyhanda konuşma yapmak üzere cıktığı kürsüde tam 3 kez elektrik çarpmasına neden olan mikrofon aletidir.
Söylenecek söz yok 1 değil 2 değil 3 kez çarpılmışsın be adam! al mesajı da bi sus yahu.

tebeşirin kırılıp tırnağın kara tahtaya sürtmesi

erik yerken çiğneme esnasında dişlerin birbirine sürtüp çıkardığı o sesi hatırlatan andır.

uludag sozluk tarih arastirmalari merkezi

masalsı vizyonuyla katılma isteği uyandıran araştırma merkezidir. Sadece kurt ve kımızı başlıklı kız hakkındaki verilerin ortaya koyulup tartışılacağını bilinmeyenlerin öğrenilebileceğini, büyükanne kılığında kurtluk yapılmayacağını düşündürmektedir. Hayırlı olsundur.

uludag sozluk tarih arastirmalari merkezi

icraatlarını merakla bekediğim, gidişata göre durum değerlendirmesi yapıp dahil olabileceğim merkez. Malum her araştırma merkezi objektif olmuyor. Vizyon ve misyonunuzu öğrenebilirmiyim?