bugün
- diamond tema33
- türkiyeyi mülteci kampına dönüştüren abd11
- true bir martı olsa olacaklar8
- anın görüntüsü15
- saraca silsüpüroğlu9
- ülkesi savaştayken başka ülkede keyif süren kansız9
- çinliler her şeyi üretebiliyor türklerin neyi var23
- evlenmeyenlerin seks yapmadan ölüp gitmesi9
- ne zaman evleneceksin diye soran akraba12
- oktay kaynarca'nın türkiyeliyim açıklaması22
- kayseri de atatürk heykeline baltalı saldırı13
- millet öğle yemeğine çıkarken yeni uyanan tipler8
- özgür özel13
- abber'ın ruh hastası olması26
- babalar günü17
- kitap okuyan erkek10
- sevgiliyle aynı evde yaşamak9
- thusneldaa10
- kaka'nın eşinin boşanma gerekçesi9
- diyanetin türkleri araplara şikayet etmesi14
- sözlükteki 11 yaşında yazar olması19
- buralarda dinsiz denen bir tarzan varmış17
- ne hissediyorsun8
- larisalisa12
- steven s power law10
- gideon reid morgan jj25
- kurban eti dağıtmak mecburi mi12
- yazarların başarılı olduğu dersler11
- kendini hunharca teşhir eden liberal türk kızları12
- ismeti yazar yapan moderatör13
- memati1923'ün gelişiyle başlayan süreç13
- özge özacar'ın memeleri10
- yatakta fırtına gibi esen erkek12
- inciden yazar nakli13
- yazın göt boyunda şort giyen kızlar9
- dünyanın en güzel kızlarının olduğu ülkeler9
- ups boobss nickli yazar19
- yazarlarin orgazm olurken kurduklari cumleler10
- 15 haziran 2024 macaristan isviçre maçı9
entry'ler (43)
Lost Highway (bkz: David Lynch)
bi düşünün bakalım toplum buna hazır mı, ya da var mı o yürek? diğer taraftan içeridekiler, 'dışarıdakilerden' daha mı suçlu?
georgi zukov, george smith patton, che guevara, bernard montgomery , douglas macarthur....
ufak bir terslikle başlayıp bazen gün boyunca süren, gerginlik, sinirlilik ve de tahammülsüzlük belirtilerinden anlayabileceğimiz, kontrolümüzden çıkan beyin salgılarının nota değişimi. kronik olunca alışabiliyorsun. asosyalsen yalnızlık iyi geliyor çoğu zaman.
alakasız olabilir. bazen ne kastettiğimi ben de tam kestiremiyorum.
alakasız olabilir. bazen ne kastettiğimi ben de tam kestiremiyorum.
öteki/f. dostoyevski
vadideki zambak/honore de balzac
acımak/r. nuri güntekin....
vadideki zambak/honore de balzac
acımak/r. nuri güntekin....
iflah olmaz amerikancı, natocu, e birazda tasavvufçu; mideden başka şey düşünemeyen, din ve sanat anlamında yobaz, hayata da olabildiğince dar açıdan, sığ bakan, ezilenken hiç bir şey olmamış gibi ezen olabilen, yezidi düzenin savunucuları.
edit:
ılımlı islamın karakterini, daha doğrusu karaktersizliğini en net şekilde ortaya koyar. bir yandan modern dünyanın (batının) zevklerini tatmak için can atan; ama bir yandan da ailede, mahallesinde, okulunda genellikle menkıbe temelli din ve ahlak anlayışından da kopamayan, zamanımızın ve son 200 yılın paradoksunu yaşayan, zavallı insanlar. bu karakter grubunun ilkesizliği ilke edinmesinin altında yatan neden budur. değer çatışması üst düzeydedir, bu da tutarsızlıklara neden oluyor.
ha bir de genellikle söylemleriyle fiilleri en çok çatışan şahıslar bunlar arasından çıkıyor gözlemlerime göre. mesela bid'at derler alasını yaparlar. vs. vs.
başlıkta geçen 'gerçek islam' nedir diye sorarsan hadi kolaysa sen açıkla derim.
netice olarak şöyle yukarı bir baktım, kin ve nefret saçan bir entry girmiş olduğumu görür gibi oldum. herkesi sevmek istiyorum; ancak samimiyetsizlikleri, ikiyüzlülükleri gördükçe, gözlemledikçe bunlardan bahsetmek isteğime yenildim nokta
edit:
ılımlı islamın karakterini, daha doğrusu karaktersizliğini en net şekilde ortaya koyar. bir yandan modern dünyanın (batının) zevklerini tatmak için can atan; ama bir yandan da ailede, mahallesinde, okulunda genellikle menkıbe temelli din ve ahlak anlayışından da kopamayan, zamanımızın ve son 200 yılın paradoksunu yaşayan, zavallı insanlar. bu karakter grubunun ilkesizliği ilke edinmesinin altında yatan neden budur. değer çatışması üst düzeydedir, bu da tutarsızlıklara neden oluyor.
ha bir de genellikle söylemleriyle fiilleri en çok çatışan şahıslar bunlar arasından çıkıyor gözlemlerime göre. mesela bid'at derler alasını yaparlar. vs. vs.
başlıkta geçen 'gerçek islam' nedir diye sorarsan hadi kolaysa sen açıkla derim.
netice olarak şöyle yukarı bir baktım, kin ve nefret saçan bir entry girmiş olduğumu görür gibi oldum. herkesi sevmek istiyorum; ancak samimiyetsizlikleri, ikiyüzlülükleri gördükçe, gözlemledikçe bunlardan bahsetmek isteğime yenildim nokta
çocukluğu değil; aslında yokoluşu arzulayan insan olabilir.
hayatındaki bu eksikliğin farkında bile olmayan insandır.
öteki - golyadkin
sözün gelişine, söylenişine, yapısına göre; yazılı olmayarak.
Müslüman olduğu nereden bilinesidir? dememe sebep olan tanımdır.
Allah'a şükürler ettiğim, olmasını senelerdir beklediğim gelişme.Yetmez ama evet; bu adam bir an önce çiftliğe çevirdiği takımdan gitmelidir. Aykut hoca mevzusuna gelince: Hocamız 3 sezondur Alex'e alternatif bir sistem yaratmaya cesaret edemediği için suçludur.illa ki takım bu hale mi gelmeliydi. Çok geç kalındı, kaybolan zamana ve gidecek olan bir sezona yazık...
Evet, sıradan,ortalama kilodaki bir kadına da şişman denilebilmekte. Bu doğru olmaz; o zaman 'balık etli' kavramını nereye koyaağız?Eğer eski saray kadınlarını görecek olsak, bugünün beğenisiyle hepsini yadırgardık.Zaman beğenileri değiştiriyor kendisinin modasını yaratıyor.
23'teki sabret en manalı söz olabilir; çünkü döndüğümüzü varsaysak bile, belki ufak ayrıntılar dışında genel kader örgüsünü değiştiremeyiz.
Görüntü kafada oluştuğu için kafanın içini yaratanın o bölgede yaşayan tüm kafaların görüntüleriyle geçici olarak oynaması sonucu ortaya çıkmış, muhtemelen tek sefere mahsus mucizevi olay olabilir.
Birarada bulunmaları ancak o maçlarda mümkün olan formalar. Bu taraftarlarımız hoş görüntüler ortaya çıkarıyorlar. Bence bir mahsuru yok.
türktü ama beyaz türk..
dinin kullanılması
rekabet; savaş
komünist sistemlerle benzer şekilde materyalist düşüncenin yaygınlığı( ama daha fazla)
beyin yönetimi;tek tip tüketim
tek dünya devleti
rekabet; savaş
komünist sistemlerle benzer şekilde materyalist düşüncenin yaygınlığı( ama daha fazla)
beyin yönetimi;tek tip tüketim
tek dünya devleti
başrollerini göksel arsoy ve belgin doruk' un paylaştığı, yönetmenliğini nejat saydam' ın yaptığı, senaryosunu ve yapımcılığını aynı zamanda belgin doruk' un da eşi olan özdemir birsel' in üstlendiği 1961 yapımı yeşilçam filmi.
dikkat edilirse belgin doruk, benim küçük hanımefendim, 1958 ile 61 yılları arasındaki filmlerinde kendisinden beklenmeyecek şekilde daha cesur roller almış, önceleri ve sonraları öpüşmemesine rağmen bu aradaki göksel arsoy filmlerinde, bu sarışın jönle bir çok kereler öpüşmüştür. bu benim üstüme vazife değil elbette. zaten ben kederimi unutmak, zaman harcamak için yazıyorum. konuya dönelim. herşeyin bir açıklaması olduğu gibi bunun da bir açıklaması var. belgin hanım 1958' de ilk eşi faruk kenç' den ayrılmış, mahkeme uzadığı için aşık olduğu senarist ve yapımcı özdemir birsel ile ancak 1961' de evlenebilmiştir. muhtemeldir ki, bu iki evlilik dönemi arasında kendisini daha serbest hissetmiştir.
o dönemde sosyetede ve halk arasında göksel arsoyla aşk yaşadıkları söylentisi ortaya atılmıştır fakat aslında herikisi de o sıralar sonradan evlenecekleri insanlarla aşk yaşamaktadırlar...
dikkat edilirse belgin doruk, benim küçük hanımefendim, 1958 ile 61 yılları arasındaki filmlerinde kendisinden beklenmeyecek şekilde daha cesur roller almış, önceleri ve sonraları öpüşmemesine rağmen bu aradaki göksel arsoy filmlerinde, bu sarışın jönle bir çok kereler öpüşmüştür. bu benim üstüme vazife değil elbette. zaten ben kederimi unutmak, zaman harcamak için yazıyorum. konuya dönelim. herşeyin bir açıklaması olduğu gibi bunun da bir açıklaması var. belgin hanım 1958' de ilk eşi faruk kenç' den ayrılmış, mahkeme uzadığı için aşık olduğu senarist ve yapımcı özdemir birsel ile ancak 1961' de evlenebilmiştir. muhtemeldir ki, bu iki evlilik dönemi arasında kendisini daha serbest hissetmiştir.
o dönemde sosyetede ve halk arasında göksel arsoyla aşk yaşadıkları söylentisi ortaya atılmıştır fakat aslında herikisi de o sıralar sonradan evlenecekleri insanlarla aşk yaşamaktadırlar...
orhan kemal' in 1966 yılında kaleme aldığı ve yeşilçam' ı konu edindiği romanıdır. malum yeşilçam tam bir yenileşme, gelişme evresi içindedir ve türkiye'de gelişen bu sektörün sadece istanbul'u değil aynı zamanda anadolu'nun bir çok yerindeki insanları da (özellikle dönemin gençlerini) etkilediği görülmektedir.
romanda ise neriman adındaki güzel bir genç kızın tutucu, baskıcı babasından, ona boyun eğen çaresiz, cahil annesinden ve beğenmeyip küçümsediği, içinde yaşadığı küçük anadolu kasabasından yine oraya çekecekleri film için yer bakmaya gelmiş olan yakışıklı bir reji asistanıyla meşur olmak hayaliyle istanbul'a kaçışı ve oradaki talihsiz fakat sonu mutlu biten hikayesi anlatılır.
romanda ise neriman adındaki güzel bir genç kızın tutucu, baskıcı babasından, ona boyun eğen çaresiz, cahil annesinden ve beğenmeyip küçümsediği, içinde yaşadığı küçük anadolu kasabasından yine oraya çekecekleri film için yer bakmaya gelmiş olan yakışıklı bir reji asistanıyla meşur olmak hayaliyle istanbul'a kaçışı ve oradaki talihsiz fakat sonu mutlu biten hikayesi anlatılır.