Evet, insanlar veya insanlık toplumda bireylerin çoğu veya hemen hemen hepsi insanlık ölmüş, insanlar işte her şey beklenir diye telkinde bulunuyor. Bu çok vahim bir durum aslında, hatta korkunç diye bile nitelendirebiliriz. Biz insanlar hangi zaman zarfında ne ara bu kadar gaddar ve ikiyüzlü bir hale geldik hiç düşündünüz mü? Evet, ben düşündüm ve bir sonuca vardım diyebilirim. insanoğlu dünyanın varoluşundan beri türlü türlü imtihanlara tutuldu, bazen zenginlik ile aman ha maddi anlamda demiyorum yoksa zenginlik çok göreceli bir kavram hatta günümüzde zengin bir insan o deyince hemen akıllara cep dolgunluğu geliyor ne yazık ki oysa insanın gönlünün çok sevgi dolu olması akıllara gelmesini isterdim hemen cep dolgunluğu akıllara geliyor her neyse işte zenginlik ile imtihan edildik ve ne yazık ki sınıfta kaldık para ile her şeyi satın alabileceğimizi düşünen insanlar haline geldik, para uğruna kan dökmesini bildik, ve en önemlisi para uğruna gönül kırmasını bildik tekrar toparlaması çok güç olan bir hadise… Ve insanların en berbat not ile sınıfta kaldığı bir başka durum ise güç… insanlar doyumsuz bu bizim doğamızda var galiba yoksa en güçlü ben olacağım her şey benim kontrolüm altında olacak diye çeşitli suçlar ve savaşlar çıkarmak zorunda kalmazdık. Ve en zor imtihan belki de yoksulluk bu durum insanı uçurumun kenarına sürüklüyor bildiğin ya atlayacaksın zengin olabilmek için haksız kazanç sağlayacaksın böylelikle paraşütün açılmasını umuyorlar ama çok yanılıyorlar hava fırtınalı paraşüt açılmaz öleceksin işte... Bir de uçurumun kenarında direnenler var işte o insanlara hayran oluyorum, zengin olabilmek uğruna şerefini kaybetmeden direniyorlar ve bunun tarihte çok açık örnekleri de bulunmuyor değil hatta günümüzden bir örnek verecek olur isek ‘’Nusr-et’’ diyebilirim kesinlikle azmin fedakarlığın sonucunda bize neler başarabileceğimizi bir kez daha hatırlattığı için kendisine teşekkürlerimi sunuyorum böylelikle. Evet, arkadaşlar çaba sarf edin, uğraşın emin olun karşılığını alacaksınız çünkü bu dünyada işler böyle yürüyor ne yapalım kanunu böyle yazılmış baştan, çalış ve çok çalış… Bu dünya döngüsünde imtihandan kalmamamız elbette çok zor ama güzel olan her şeyin de bir zorluğunun olması da dünya kanununda açıkça yazılmış bence. imkânsız değil tabii ki ama bir gün her şeyin çok güzel olacağı bir dünya hayal ederek yazımı burada bitiriyorum.

bayramda eniştemin harçlık vermesi yarım saat sonra tekrar yanına çağırıp eline cebine atması ve o anda enişte gerek yok verdin zaten demek adamında olm bakkala sigara almaya gönderecektim demesi.

dünyanın nasıl bir yer olduğu neler beklediğini bilerek doğmak gibi birşey.

Gidişini izleyemedim gelir arkasından ve biter.

ispanyada yaşamış olan romantik bir beyefendi olarak bildiğimiz Don Juan'ın ta kendisidir ve Türktür.

Bağırmaktır. Çünkü dünyayı biat edenler değil bağıranlar, boyun eğmeyenler, değiştirmiştir.

mimar sinan ile aynı dönemde yaşamış olan osmanlı devlet adamı aynı zamanda sinanın büyük aşkı olan mihrimah sultan ile hürrem sultanın kızına yaptığı baskılar sonucunda evlendirilimiştir. cüzzamlı(bitli) olduğu konusunda görüşler vardır ama kendisi çok kurnaz olduğu için bu ifadelerden kurtulmuştur. diyarbakır valisi iken mihrimah ile evlenince bir anda hayal dahi edemeyecegim dediği saraya yükselmiştir.