bugün

Sokaktaki bütün kedileri eziyorlar.
iki buluşmadır koluma girmiyorsun.
Ve bir kaç milyon yıldır tutmadım ellerini.
Diyarbakır, islam’ın beşinci şerefli şehri, insanlığın manevi başkenti olan hayırlı beldelerden bir beldedir. Kudüs gibi göklerde inşa edilmiş de yere inmiştir sanki. Diyarbakır Ali Emiri’nin neşesi, Cahit Sıtkı’nın esintisi, Ahmed Arif’in onuru, Mehmed Uzun’un düşleri, Ahmet Kaya’nın ciğeri, Yılmaz Güney’in nefesi, Esma Ocak’ın gözbebeğidir. Celal Güzelses’in görkemli sedasının yankısı duyulur taşlarında.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.

Orhan veli kanık- anlatamıyorum.
-Merhamet, gönül bahçesindeki en güzel çiçeği ihtiyacı olana vermektir.-
Ben seni severim sevmesine de toplum buna hazır değil.
Yılgın savaşçılarız, sevgiler ürküttü bizi
Sen aklıma gelince herşeyler gülümserdi.
Ağaçlar şarkı söyler, rüzgar tatlı eserdi.
artık seninle biz,
düşman bile değiliz.
“ Ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun kanıma girdin itirazım var.”
ibrahim, gönlümü put sanıp kıran kim?
Alexander sik sallandır
indir kaldır havalandır..
birdenbire kapın açılır gibi sevdalanmak birilerine ansızın...

-Nazım Hikmet
“Yaşamı düz bir çizgide tutmak tükenmektir.” Diyor Şükrü Erbaş.
kula kulluk etmeyein
vicdanını satmayanin
Haram lokma yutmayanin
mekanı zindan olmuştur
a. behramoglu
Bu dolunay uğruna bin yıldız yakılır.
hep yanıldık mı kimbilir
inanmak geliyor içimden
o yanlış tren bindiğimiz midir?
azala azala unutulduğumuz
hani leipzig garı’nda biten
yine yanlış mı yaşıyoruz
karanlığımızı avuçlarımıza öksürerek
sen bir kadın ıssızlığına koşulmuş
yarıdan fazla mavi gözlü
eylülden eylüle gülümseyen
ben görünmez raylara düğümlü
garlarda yankılanan bir erkek
değerinden eksiğine bozulmuş

Atilla ilhan yanlis yasamak.
"Onunla ben hep sevişecek gibi baktık birbirimize
Bir kez öpüşebilseydik dünyayı solduracaktık..."
"yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçesine"

nazım hikmet birey olmanın önemini, tüm farklılıkları zenginlik kabul eden bir toplum olabilme özlemini tek cümleyle tasvir etmiş. çok güzel.
bêje; "çûyîn, çi peyvekê dirêj e!"

de ki; "gitmek, ne kadar da uzun bir kelimedir!"
beni sev,
sana sarılacaklarım var.
ağlayacağım konular var.
öpeceğin var yanaklarımı.
sana yol olacağım, yoldaş olacağım günler var.
Herkes uyusun bir seni uyutmam birde ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumıyalım.
gönlüm gibi zengin
hürriyet gibi aydınlık oldu odam
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.
işte böyle yeşil bulutlar misali senelerce,
Oradan oraya elinde kaderin.
Kimbilir kaç kere üstünden geçtim,
Şarkılar söyledim karşısında
Bir gün bana mezar olacak yerin..
dedim ya... eylül'dü,

savruluşu bundandı kimsesizliğimin.
"dürtme içimdeki narı
üzerimde beyaz gömlek var."