bugün

hemen aklıma dershanedeki matematik hocamı getirmiştir.

her derse geç kalan en arkada oturan ben onun dersine koşarak gidip en önde pürdikkat dinler, en çok ona soru sorardım. sonra atandı gitti ordan biriyle de evlendi facebooktan da davetiyesini attı ne bilsin 6-7 sene önce kendisine aşık olduğumuzu tabii..
ingilizcemin hep 5 ve üniversitede aa olmasının sebebidir.
Öğretmen ile yatmak kadar heyecan verici olmayandir. Keşke amerikada okusaydik liseyu.
(bkz: ergenlik belirtileri)
(bkz: ergenlik itemleri)
Yapmayalım böyle şeyler ; ama bu bir gerçek.
Bizde vardı bir örneği yakın bir arkadaşımdı izlenimlerimi paylaşmak isterim..

Arkadaş biraz kiloluydu ve ezik bir tipti. Toplum tarafından daima dışlanan ve pek sevilmeyen bir çocuktu. Gözlükleri vardı. Hafif kekemeydi. Yani tam kekeme değildi ama kendini ifade etmek konusunda ciddi problemler yaşıyordu. Erkekler arasındaki geyik muhabbetlere pek fazla alınmadığı da gün gibi aşikârdı... Yakından bakınca aslında çok da temiz yürekli güzel bir arkadaştı. Kendisini çok severim... Bu arkadaş acayip çalışkandı, çok okurdu, filozofları tanır, mitleri iyi bilirdi, edebiyatla ilgili terimleri öğrenirdi, tarihe meraklıydı ve siyaseti de çok severdi. Bizlerin bilmediği her ayrıntıyı okur araştırır ve bunları bize anlatırdı. Pek çok kişi onu dinlemeyi sevmezdi, sohbet sarmazdı onları... Hocalar arasında çok sevilirdi ve belki sırf bu yüzden sevmeyeni de çoktu. Bir gün çok güzel bir hocamız oldu ve bu arkadaş bu hocaya aşık oldu.

Dört senelik gözlemlerime dayanarak açıkça söyleyebilirim ki: bu arkadaşın bu aşkı aşk değildi. Bana kalırsa çocukta özgüven problemleri vardı. Sonuçta arkadaşları arasında sevilmeyen yalnız bir tipti. Her zaman her ortamdan dışlanmıştı. normal muhabbetler yani şu ergence olanlar hani fazlasıyla saçma geliyordu ona ve zaten hiç bu muhabbetlere katılmamıştı. Neyse efendim çok uzattım sanki. işte bu arkadaş reddedilmek istemezdi. Kim isterdi ki?.. Bu zamana kadar da yaşadıklarından dolayı reddedilme olasılığı onun için bir ihtimalden çok kesinlik gibi gelmeye başlamıştı. Sonuçta o da gençti ve sevmeye ihtiyacı vardı. Daha önce de söylemişimdir: sevilmek bir ihtiyaçtır... Ama reddedilme korkusu onu öylesine korkutuyordu ki o da imkansızı sevdi.

işte sözün özü bence bu öğretmene aşık olma işi yalnızca psikolojik sorunlardan ve çevresel baskılardan kaynaklanır.
Geçici heveslerden.
aslında hayranlıktır.
Ama sizle samimi ise Allaaaaaaah diye çiftetelli oynatacak durumdur.
size kızmasından bile zevk alırsınız bazen.
derslerini iple çekersiniz , en çok çalıştığınız ders oluverir.
ball gibide oluyor valla donanım haber forumda bir örnek.

http://forum.donanimhaber.com/m_96021690/tm.htm

iki sene once basladi hersey
Bir ogretmenime olan yogun ilgim...
basta kucucuk bir kivilcimdi. Ve bu iki senenin sonunda kocaman bir alev oldu.

Okular kapaninca
Onu bir daha goremedim.
Zaten okul disinda da hic gormezdim.
Ona olan sevgimde git gite artiyordu. Halada artiyor. ve dur diyemiyorum.
Onu bulmak, onunla olmak ve onu kaybetmemeliydim
Faceboogu vardi. Ordan iletisime gectim
Herseyi konusmak istedigimi soyLEDim.
Cevap gelmeyince yine msj yolladim..
engeledi.. hic bir aciklama yapmadan.. saskinliga dustum. ???
Sonra diger hesabimdan yine mjs yolladim bos bir msj di yine engelermi diye, bir seylerden emin olmak ister insan.
yine engeledi... ???
ondan vazgecmem soz konusu bile olamazdi. baska bir facebook hesabindan... bu kez ona onu sevdigimi anlattim. engelemeler niye dedim. yanit yok, engelemede yok bu kez sadece bir sesizlik vardi onda.

aradan zaman gecti. yine msj attim. onu kaybetmekten korkuyordum.
bu sefer siradisi birsey oldu
facebook'u kapatti.
isler kotuye gidiyordu. kendimi oyle suclu hissediyordum ki
Berbat durumdaydim. Ama umutlarim hep var
Cunku o henuz bir sey soylemedi...
iki hafta gibi bir aranin ardindan facebook un acti.
Bu kez biraz urkegim. Sadece yazdigim bir kac siir vardi. Onlardan birini yolladim.
Bir iki gun sonra bir tane daha yolladim. oyle kaldi.
tabi o hala Sessiz, ben ise seviyorum diyordum.

Bahsetgim iki sene...
hep bir cekim vardi. beni ona ceken, nedir bilmiyorum ama ben hep kactim sonundada yenildim...

Gozlerine baksam oda gozlerime bakar. ama
gozlerimi cevirirdim.
Bazen bu sureyi uzatsamda yine ben ceviriyordum gozlerimi.
Yani o asla cevirmiyordu gozlerini...
Simdi o gozleri cok ozluyorum. onun tumunu icimde hissetmek ben diyebilmek...
onun o gulumseyerek bakisi...
cikmiyor aklimdan.
caresizim. ne yapsam bilmiyorum.
simdi niye sessiz kaliyor ya nedir anlayamiyorum.
porno sektörü yüzünden çoğalan durum. Öğretmene saygı duymak, büyük görmek, anne baba gibi saymak bitti böyle sapkın düşünceler oluştu. Masumane olsa bile hoş görülmemeli.
lise de ingilizce öğretmenime karşı olan durumum. şu an gel dese valla olabilir. o zamanlar taş olan şimdi de iyidir.
Hepsi yaşlıydı veya kadındı. Hiç öyle bir maceram olmadı. Üzgünüm :(
Edebiyat öğretmeniyse normal olan bir durum.
yas farkina göre bircok ihtimal yaratir. her zaman olumsuz sonuclar vermez.
Her liseli kiz gibi ben de edebiyat hocama aşık olmustum. Her derste parmak kaldirirdim, bir odev icin gonullu birini istediginde hemen ben atlardim. Edebiyatla bu kadar ugrasacagima bolum derslerime kassaydim iyi bir sey olurdum da neyse.
bunlar çocuk işidir. gerçi üniversitede taş gibi bi hoca vardı. sevilecek kadındı.
Tüm edebiyat hocalarım bayan olduğu için şansımı tarih hocasından yana kullandığım gerçeği.
zamanında yaptığım eylemdir. özellikle ingilizce öğretmenlerine aşık oluyordum. abi hepsi mi taş gibi olur yaaa ! ingilizceyi sevmeme neden olan en büyük etken seksi hocalarımdı.
genellikle her velet bünyenin bu hastalığa yakalanmasını sağlayan bir adet öğretmen oluyor 12 küsür yıl içerisinde. erkek olana aşık olan hatunları anlamıyorum ama, öyle dişi kişi hocalar gördüm ki; manyak karı resmen gel dürt beni diyor liseli abazan öğrencisine. şimdi bu velet aşık olmasın da ne yapsın? zaten cevizden hallice beyni var; o da çüküyle çalışıyor garibimin.

nerden mi biliyorum?...

veletlik eseri günde 10 saatten fazla gördüğünüz kişilere aşık olduğunu sanmaktır.
8. sınıfta başıma gelen olay. dershaneden matematik hocama aşık olmuştum. matematik en nefret ettiğim bir türlü geçmeyen dersken bir anda en sevdiğim ne zaman bittiğini anlamadığım ders olmuştu.
öğretmenlerin dikkate almaması gereken durum yedi yirmidort izliyorsun ister istemez bir şeyler olabilir ya da universitedeyse öğrenciler art niyetli olabilir ama öğretmen olgunluğunu korumalı kanımca ben olsam öyle yapardım ama maalesef bazı hocalar öğrencilerden beter geçen bir haber gördüm profesör hemde gay erkek ogrencilerle birlikte oluyormuş sonra ortaya çıkmış falan fistan.
Öğretim hayatınız boyunca hoca hangi branşın hocasıyla o dersi çok sevmenize neden olacaktır.
Hiç olmadığım durum.
Bu durumu düşündükçe "ulan ne mal insanlar var aq" diyorum.
Öğretmenlere aşık değil genelde hep mevzulu oldum.
aşk değildir o hayranlıktır, aşk olsa duramazsın.