bugün

Dayı 3 tane sevgilim var.

Ulan it, daha 5 yaşındasın. Ne sevgilisi? 3 ne ayrıca? Dayın burada depresyonda sen 3 tane sevgilim var diyorsun.
yillardir evde krallığını ilan etmiş olan erkek yeğenimin erkek kardeşi oldu ve şu an ufaklık 1 yaşına girmek üzere. haliyle evde çılgın doğumgünü planları yapıyor ablam. büyük afacan hala kardeşine alışamadı ve çok kıskanıyor onu. seviyor da ama oyuncaklarını , odasını paylaşmak istemiyor.

büyük yeğenime sordum :

- sizin evde doğumgünü mü var şimdi?

+ evet ama hediyesiz.

- nasıl hediyesiz.

+ hediye yok , hediye alınmayacak.
staj yaparken sınıftan bir öğrencimle aynen şu diyalog geçti aramızda:

+örtmenim sen çok güzel bir kızsın ama biraz şişmansın.

-teşekkür ederim özüm. evet biraz şişmanım ama seviyorum kendimi.

+bence kilo vermelisin yoksa evde kalırsın.

-??!!!
d: kuzenimin kızı *
m: munia

d: munia abla... bizim okula geçen gün din öğretmeni geldi.
m: ...
d: kadındı.
m: ...
d: kapalıydı.
m: ...
d: ve ondan hoşlanmadım.
m: niçin?
d: bilmiyorum ama okulun içinde öyle gezmesi sinirimi bozdu. gerçi o onun kendi tercihi beni alakadar etmez.

dikkat ederseniz ''niçin'' dışında tek kelime etmedim. çocuk kendi kendine sorunu saptadı, çözümün olmadığını görüp, beni alakadar etmez diyip konuyu kapattı.
şantiyede mimarın oğluyla aramızda geçen diyalog:

+büyüyünce ne olacaksın?

-balkoon!
cenaze için gittiğim yerde bana çocuklara bakma görevi veriliyor. küçük kız yanlışıkla boncuklu bilekliğini koparıyor.
-: ben
+: kız

+yaaaaa biyekyiğim koptu
-aslında bilekliğin kopmadı
+noydu peki
-bilekliğindeki zayıf boncuklar kendiliğinden düştü
3 tane boncuğu kopmuş ipe koyup ipe düğüm attım, bileğine bağladım ve dedim ki
-bak artık bilekliğin daha güçlü
küçük kız mutlu mutlu kedisiyle oynamaya devam etti.
Bu akşam maç için formamı giymiş evden çıkacakken komşumuz ve kızı bize gelmişler mutfakta karşılaştık onlarda fenerbahçeli ailecek.. bi ooooo koptu bi anda.. alev abla nereye dedi. Maça dedim bende. Bizde izlesene napcan dışarda dedi. Ufaklık daha lafımı bitirmeden. Tuttu elimden sürükledi kendi evlerine hdi bize gidiyoruz diye. cevap veremedim. * çok tatlı lan. Nasıl cevap verilir ona.. eve girdik. Babasının yanına giderken elimden tutanın bi boy küçüğü de tv karşısında çizgi film izliyor gördü beni. Ah o çocuk için her gün traş oluyordum bi ara. Patron bile hergün traş olmamı sağlayamazken.. Bi kere öptü ve sakalların batıyor dedi diye. Yine hemen geldi yanaştı, gitme gitme diye ısrar etti ama dedim sözüm var arkadaşlara başka zaman söz gelcem. Tamam dedi çizgi filmine döndü. Bende çıktım evden. Hüzünlü bir andı. Ölüm gibi bir şey oldu ama kimse ölmedi..
insanı bazen kitleyen diyaloglar oluyor.

Düğün fotoğraflarına bakarken, 3 yaşındaki kızım:

- anne beni düğününüze neden çağırmadınız?
- sen yoktun o zaman kızım.
- neredeydim, karnında mıydım?
- hayır, daha karnıma girmemiştin.
- düğününüze çağırmadığınız için karnına girmemiştim di mi?
- !?!
Yatakta kraker yiyen küçük kardeşime yatakta bir şey yenmez kırıntılar dökülür dedim. sonuçta onları ezmiyorum biz içine yatıyoruz kırıntılar da örtünün üstünde kalıyor, bunu biliyorsun. diye cevap verdi.

“Bunu biliyorsun.”

insanı gerçekten hayrete düşüren diyaloglardır.

Edit: bir benzeri için; (#36796755)
-teyzeeee bittttiiiiii

teyzelik hiç de öyle abartıldığı gibi güzel değil arkadaşlar. göt siliyonuz.
kesin yaşanmıştır dediğimiz aptalca diyaloglardır.

çocuklar sizin kadar mal mı amk?
istanbul’a gidilir

+oğlum bak bunların adı gökdelen
-aaa bizim götümüz ondan mı delik???

(Kapı=tapı)
çocuklar nereden geliyor?

tamam tamam dövmeyin.
Bir kere babam ve akrabamizin oğlu lucy liu için kavga ediyordu. Diyalogu tam hatirlamasam da baya paylasamiyordu çocuk, kadını.
sigaranın üstünde yazan öldürür yazısını gören ufaklığın neden kendini öldürmek istiyorsun diye sorması.

gel de mantıklı açıklama yap.
En eğlenceli diyaloglardır. Fantazilerine aşık biri olaraktan, hayatın anlamını arayanlara şiddetle çocuklarla sohbet etmelerini tavsiye ederim.
şantiyede mimarın oğluyla aramızda geçen diyalog:
+büyüyünce ne olacaksın?
-balkon.
(bkz: kesin yaşanmıştır bu)
2 yıl önce bir avmde geziniyordum.
Birden bir baktım biri eteğimi çekiştiriyor. Küçük bir oğlan çocuğuymuş. Annesine dönüp 'sıpaydırmenli kazak almayalım, bunu alalım' demişti. Annesi mahcup olup özür dileyince eğilip 'insanları alamazsın ki, onları sevebilirsin. Seversen zaten yanında olur onlar' demiştim gülerek. Sonra yüzüme baktı ve saçlarımı çekip 'alamıyorsam çirkin ol işte, ağlasana' diyip tekme attı. Hala çocuklara karşı bir antipatim var bu sebeple. küçük şeytancıklar.
-anne bu nedir?
-bu, ben kızım.
-aaa anne bu sen misin?

Biraz sonra babasının yanına gider:
-baba baksana koluma.
- kolundaki ben kızım.
- Hayir, o annem.
görsel
çocuklar küfür etmek yok sınıfta. birbirinize saygılı olun. kötü söz sahibinindir

10 dk sonra....

berat: öğretmenim alperen bana küfür ediyor

rainbow: neeeeeeyyy!! alperen!!!!!

alperen: ne küfrü ya. oğlum ben küfür mü ettim?

b: niye sen az önce bana küfür etmedin mi?

a: ne dedim de?

b: ağzını kırdığım demedin mi?

a: gerizekalı ağzını kırdığım küfür mü?

r: alperen çabuk arkadaşından özür dile. çocuklar sessizce durun ben geliyorum.

tuvalete gidip gülme krizine girilir.
annesiyle pazara giden 7,8 yaşlarında bir çocuğun feryadıdır:

+ (ağlamaklı bir ses tonuyla) offff sonsuza kadar burada mı kalacağız?

- .......
Alpertunna : ben acıktım.

Alpertunna'nın yeğeni : acıktın mı? Al, bacağımı ye.
"tontiş naber?"

"..."

"ne oldu, küs müyüz?"

"kaç kere dedim sana serenity, bana tontiş deme!"

"neden, tontişsin sen."

"lütfen serenity..."

"ooo bakıyorum da amcayı kaldırmışız..."

"rencide oluyorum! sen bana şişko demek istiyorken sorun değil de sana adınla seslenince mi sorun oluyor?"

"!!!!"

dört yaşında olamaz, inanmıyorum, içinde 44 yaşında bilge bir insan var sanki.

rencide oluyormuş!!..