bugün

Lise yıllarında 4 arkadaş Cola cips alıp mezarlığa gitmiştik. Yaz tatilinde gece 02:30 suları.
Öyle muhabbet falan derken tuhaf sesler duymaya başladık. 3 tane köpek geldi. Biz depara hazırız. Bize doğru dik dik bakıp hiç havlamadan koşup gittiler. Sonra içimizden biri hav hav it gibi havlamaya başladı. Ona bir tokat attık. Vuran arkadaşın eli ateş gibi yandı bir anda. Kıpkırmızı oldu. Daha sonra herkes deparladı. Böyle bir anıdır.
2600 yıl önce dünyada olmuş olmamak.

(bkz: buda)
(bkz: Sokrates)
(bkz: konfüçyüs)
lise yıllarındayken yakın bir arkadaşım ve onun kardeşiyle yaz tatilinde köye gitmiştik.
heyecan olsun diye gece mezarlığa girdik. 00:30 civarıydı saat.
boş bir mezar gördük karanlıkta. içinde metal bir cisim ilgimizi çekti. ufak bir şey. parlıyor. arkadaşımın ufak kardeşi atladı mezarın içine. nabiyon falan demeden aldı eline parlayan şeyi. aldığı gibi uzağa mezarın dışına doğru fırlattığı bir oldu.
offf elim yandı dedi. hemen tutup çıkardık çukurdan. eli ateş gibi yanıyormuş. baktık sonra kızarmış.
yanımızda 1.5 litre su vardı çantada. döktük hemen eline.
her neyse hadi çıkalım falan dedik mezarlıktan. derken bir ne görelim.
aynı boş mezarın içinde 3 tane minik obje parlıyor. elimizdeki su şişesini ve çantayı atıp koşarak çıktık mezarlıktan.
ertesi gün muhtara gidip anlattık durumu. muhtar güldü. boş mezar bırakmayız biz gençler falan dedi. yine de kontrol ettireceğini söyledi.
neyse gidip bakmışlar. öyle açık mezar yokmuş. bizim çantayı da bulup getirmişler akşamüstü.
çantayı aldık bizde. eve döndük. çantayı açtık içinde kişisel eşyalarımız terlik falan. ve 3 tane minik parlayan taş.
arkadaşlarla recep ivedik 4 izledim.
Sözlük yazarlarının maruz kaldığı ürkünç olayların derlendiği başlık.

Bir keresinde otağda otururken şehnaz katun huzuruma çıkmak için izin istemeye gelmişti. Sonra birden gözleri dehşetle açıldı. Köşedeki şifonyere bakakaldı.

"hayırdır şehnaz katun" dedim. "neye bakarsın öyle cin görmüş gibi"

Şehnaz katunun dili tutulmuştu "eüğğğwe habis ya küttabü'l emin ögüşi" bir şeyler geveliyordu ancak anlamadım.

Hemen yanıma obanın değerli mütercim tercümanlarından biri olan baga törük'ü emrettim. Baga törük geldi, şehnaz katunun dediklerini tercüme etti.

Şehnaz katun "allahın rahmeti üzerimize geldi, otağınız islamın nuruyla kutaldı beyim" demişti.

Çünkü şifonyerin üzerinde gördüğü şey bir nur hüzmesi içerisindeki Ertuğrul gazi silüetiydi...

Bunu 9 kişiye gönder ya da lanetlen. Buna inanmayıp 9 kişiye göndermeyen insanlar dünyanın her ülkesinde gece boğulmuş halde bulundular ve hepsinin cesetlerinin göbek kısımlarında osmanlı tuğrası şeklinde yanık izleri vardı.

Ya 9 kişiye gönder ya da öl.
Mezarlıktan gelen tuhaf seslerdir.
Köydeyken eve dönüşte yolu kısaltmak için mezarlığın içinden geçmiştik.
Garip bir ses duyduk. Sesin geldiği yöne bakınca tek gözü andıran bir şeyin bize doğru ışıldadığını farkettik. Ne olduğunu anlamak için o yöne bir kaç adım attık. Birden kayboldu o şey... Sonra hızlı hızlı yürüyüp çıktık eve vardık. işin tuhaf yanı o gece uyumadan önce camdan baktım yine aynı şeyi görmüştüm. Ürperdim perdeyi çektim. Yatıp uyudum.
Bir akşam sızmıştım. Sızmadan önce instagram açık kalmış, uyanınca ekranı açtığımda instagram açıldı direkt. Kapatmaya çalışırken fotoğraf çekindim, gözdeyim kapalı, ağzım yüzüm yamuk. Dedim dursun kendime gelince silerim. Ekranı kapatıp kafamı yastığa koydum biraz beklemek için uykumun açılmasını. O ara bildirim geldi. “X kişisi hikayene yanıt verdi.” Diye. Meğer hikaye olarak atmışım.

Silemedim de bir süre, elim ayağım birbirine dolandı.
sabah yanlışlıkla aynaya baktım. çık kırktım hısnı çık.
Daha bikaç gün oldu üstüne. Hani jeolojik olan
Üç kez iflas ettim, iki kere aldatıldım, iki defa reddedildim, askerde el bombası eğitimi esnasında dalyarağın biri eL bombasının pimini çektikten sonra elinden düşürdü, bomba mevzinin içinde patladı, sonradan el bombasının eğitim için kullanılan ses bombası olduğunu öğrendik, üç defa ciddi trafik kazası geçirdim üçünde de arabalar perte çıktı, tüm bunları hatırladığımda iyi yırttım, hala hayattayım diyorum ve bunlar aklıma geldiğin zaman gülümsüyorum. Sonra bir çatışmada şehit düşen arkadaşımın eşyalarını ailesine götürmem gerektiğini ve babamın öldüğünü söyledikleri an aklıma geliyor paramparça oluyorum. Bu iki olay hala bana hayatımın en korkunç anı gibi geliyor ve sanırım bu sonsuza kadar böyle devam edecek.
Gece eve yürürken Mahalledeki köpeklerin bana doğru havlamasıdır.
Üzerime koşacaklar gibi geldi.
(bkz: gelmeyeceğini bile bile beklemek)
Gece vakti eve yürürken iki adam tarafından takip edilmektir.
Yüksek sesle öksürdüler arkamdan. Ben hiç arkama bakmadan hızlıca yürüdüm ve apartmana attım kendimi.
Sigaramın bitmesi. Sükür uzun zamandır yaşanmıyor bu durum. Evet.
8-9 yaşındayken beni kaçırmaya çalışan adam tarafından kovalanmak.

Süreyya ayhan'ı geçmiştim koşuda evet.
Dünyaya gelmek amk.
Geçen gece tam uyuyacakken kapalı lambanın birden açılması.

Anahtarını tam kapatmamışım.
Türkiyede doğmak.
Bi kere abimin şekeri sıfırın altına falan düşmüştü beynini kullanmayı tamamen durdurmuştu çok garipti korkudan sicmistim neyse ki ambulans cok çabuk geldi ve yardımcı oldular.
Bir arkadaşımla birlikte elinde kocaman bir bıçak olan bir deli tarafından öldürülmekle tehdit edilmiştik 6-7 yaşlarındayken. Arkadaşın evine kaçmıştık. Evde kimse yoktu. Eve camdan girmiştik. Bir yaz günüydü. En dipteki odaya koşup kapıyı kitleyip kapının arkasına eşyalar koymuştuk. Belki yarım saat gıkımızı çıkarmadan orada beklemiştik. Deli de bahçede bekliyordu o sırada. Sonra gitti manyak. Gerilim filmleri halt etmişti. Akşama kadar korkudan evden çıkamamıştık Sonra arkadaşın annesi beni eve bırakmıştı. Bir kaç gün boyunca sokağa çıkamamıştık oynamaya. Olayı herkese anlatmıştım. Delinin lakabı Da "öğretmenin oğlu" imiş. Bir kaç yıl sonra öldürülüp bir kanala atıldığı haberi gelmişti.
2 yıl lanet bir bankada ve birkaç ay ibn sina hastanesinde staj yapmak ve endüstri meslek lisesinde 4 ay öğretmen olarak çalışmak. üzerimde kalıcı etkileri var.
yani ben pek korkmam ama korkutucu sayılacak paranormal bir olay yaşamıştım. buna karabasan diyenler var.
gece uyurken birden uyandım ve erkek kardeşimin işaret parmağı ile bana dokunduğunu ve elinde telefonla -sanki beni çekiyordu- beni izlediğini gördüm. ne kıpırdayabildim ne de ses çıkarabildim. sonra bunun gerçek olmadığını idrak edip gözlerimi kapatıp bir süre bekledim ve geçti.
hatta gidip kardeşimi bile kontrol ettim. uyuyordu.
Rüya değildi. bilimsel bir uyku felci gibi de değildi. gördüğüm şey çok gerçekti.
korkmadım ama korkutucu bir durum gibi.
keşke daha sık yaşasam böyle şeyleri.
4 yıl boyunca mobbing'e uğramam. olanlara sesini çıkarmamak çok zoruma gidiyordu ama insanların yapısı değişmiyor. kabulleniyor bir noktadan sonra.
Eteği ters giyip işe gitmek.
Büyük yaparken Tuvalet kağıdının bittiğini farketmek.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar