bugün

sınıf 1 nisan için mahmut hoca'dan onları sözlü yapmasını ister...
mahmut hoca: şaban, kalk bakalım.
şaban: iyi ama hocam, biz yazılıya hazırlanmıştık. Di mi sayın arkadaşlarım?
mahmut hoca: ne fark eder? Anlat bakalım; Lale Devri!
Şaban: efem... Lale devri'nde... Laleler vardı. Bu laleler Laleli'de satılırdı. Aaah ahh nerede o eski laleler? Di mi güdükcüğüm? Hatta bunun şarkısı da vardır. * Laleleeer, laleler, laleler, laaleeeleeer, lale...
mahmut hoca: otur! 0.
ferit oku bakıyim yahya kemal'in sessiz gemisini.
ferit: yanlışınız var hocam, sessiz gemiyi hümeyra okuyor, yahya kemal diye bir şarkıcı yok
-bana mı dediyn?

+ evet sana, sana, sana hepinize be ! rezil, iğrenç yaratıklar ! hiç mi insanlık yok sizde ha ? nedir bunlar ha nedir ? nasıl yollarsınız bu pislikleri o tertemiz insanlara ? onlar kitap istiyor, kalem istiyor, okul istiyor; okumak istiyor. onlara yardım elini uzatacağınıza, bir de utanmadan sıkılmadan alay ediyor, onları küçük görüyorsunuz.aslında alay edilecek, küçük görülecek biri varsa o da sizlersiniz; hiçbir şeye yaramayan, asalak gibi yaşayan sizler.utanacağınızı bilsem, yüzünüze tükürmek isterdim ama ondan da anlamazsınız ki siz..

bir kısmıyla yarar diğer bir kısmıyla ayar verir.
'külyutmaz: necmi anlat köprücük kemiğini
necmi: köprücük kemiği küçük bir köprüye benzer mesela galata köprüsüne hocam.
şaban:(alttan tahtayı ittirir)
necmi kekeleyerek: ee şey büyük köprüye örnek boğaz köprüsüdür hocam
külyutmaz: ne zıplıyorsun öyle? sen benimle alay mı ediyorsun?
necmi: gelmeee gelmeee
külyutmaz: niçin gelmiyim oğlum
şaban alttan ittirerek: ne diyosun lan güdük?
necmi: gelmee git git
külyutmaz: korkma oğlum birşey yapmiyacağım
şaban alttan ittirerek: çekilsene ulan çıkamıyorum!
necmi: çıkmaa çıkmaa git git
külyutmaz: nereye gideyim?
necmi: git iştee! ooof
arkadan kalkan bir öğrenci: hocam necminin sinirleri bozuldu. dersi bilemeyince hep böyle olur hocam müsadenizle ben devam edeyim.
külyutmaz: peki oğlum anlat
necmi ve şaban fısıldaşarak:(n) şşt çıkma çıkma be! (ş)ben lan şaban (n) aptal erif külyutmaz derste (ş) ne derstemi ?!?
şaban o sırada iskeleti görür ve: aahhh canıım vah hocam benim vah vah görmeyeli nekadarda zayıflamışsın kemiklerin sayılıyor yav.
külyutmaz arkdan seslnir: şaban !
şaban: efendim hocam?
külyutmaz: nerdesin sen?
şaban: ben burdayımda sana ne oldu böyle ya?
külyutmaz arkadan dürter: Şaban !
şaban: yav dur şimdi hocamla konuşuyorum. ah canım benim
külyutmaz birdaha dürter: şaban !
şaban arkasını döner: nee? diyerek bir iskelete bir külyutmaza bakar ve eee sen külyutmazsan bu kim ulan.' der.
inek şaban'ın çalışkan ahmet'e karşı olan şu repliği çok hoşuma gider. laf burada komik olmasa bile o anda keyif ve tebessüme neden olur:

- Yaparsın anam, yaparsın canım, yaparsın.
replik çok ama şu bi gerçek ki kemal sunal'ın söledikleri hepsinden daha güzel be.
çocuklar bu tünelin sonu çok boktan bi yere çıktı.
ahmet +
hababam öğrencileri seçme -

-paketler açılınca köy öğretmeninin yüzünü görmek isterdim
--ben asıl mahmut hocayı görmek isterdim nasıl da şaşıracak çarıklılar
+bana bak çarıklı sensin
-bana mı dedin
+evet sana, sana, sana hepinize be rezil iğrenç yaratıklar hiç mi insanlık yok sizde ha nedir bunlar nedir? nasıl yollarsınız bu pislikleri o tertemiz insanlara onlar kitap istiyor, kalem istiyor, okul istiyor,okumak istiyor onlara yardım elinizi uzatacağınıza bide utanmadan sıkılmadan alay ediyor küçük görüyorsunuz aslında alay edilecek küçük görülecek birileri varsa o da sizlersiniz hiç bir işe yaramayan asalak gibi yaşayan sizler, utanacağınızı bilsem yüzünüze tükürmek isterdim ama ondan da anlamazsınız ki siz.**
bilgi yarışmasında şaban soruyu bilir.alkış kopar.
- tezahurata gerek yok. tevecühlerinize layık olmaya çalışıyoruz.
divan edebiyatı müptelası yeni edebiyatçının ilk dersidir.

zühtü hoca tekrarlamasını ister domdomdan:

teyzesi defterdar olan, faytonla damda dolaşır...
al bakalım ahmeeet bu da senin kısmetinmiş.
şaban: kıymetli arkadaşlarım bunca emekten sonra nihayet tünelin sonuna varabildik. üstümüz bahçıvan kulübesi. ver bakim tulumcum şu testereyi. ha canım. tuh ha bismillah. (tüneli açar, mahmut hocanın odasındadır ama görmez.) gel canım güdükcüm ver elini bakim. hadi anam. (çıkanlar hocayı görürler ama ses etmezler) amma da ağırsın be domdom.
domdom: mahmut hoca!
şaban: evet mahmut hoca. bu ona karşı kazanmış olduğumuz büyük bi zaferdir. hihi. ver elini. hadi gel ver elini bakiim. şimdi bizi arasın dursun bakalım. hıhı. gel lan şişko.
şişko: şabaan. (gözüyle mahmut hocayı işaret eder)
şaban: neey? (mahmut hocaya bakar ve görür, afallar) aa mahmut hoca. mahmut hoca hıhı mahmut hocaya bakın. mahmut hoca o da kaçmış. sen de mi kaçtın mahmut hoca. hıhıh hı. tünelde karşılaşmadık yauv. hoca mahmut ıhhıhh. mahmut'u görüyo musun. allah allah. çocuklaar sakın gelmeyin tünelin bu ucu bombok bir yere çıktı ıhhı.