bugün

Kızın biri bir gün yeni aldığı bisikletiyle okula geliyor ve okulun bahçesindeki bisiklet parkına henüz kilit almadığı için öylece bırakıyor..

Derslerin bitiminde okul çıkışı bisikletinin yerinde olmadığını görüyor ve çok sinirleniyor ertesi gün sabah okula geldiğinde bisikletini üzerinde bir notla bir gün önce bıraktığı yerde buluyor üzerindeki notta :

''Çok özürdilerim ama bisikletine gerçekten çok ihtiyacım vardı aldıktan 2 saat sonra geri getirdim ama sanırım çıkışına yetişemedim çok üzgünüm anlayışın için teşekkürler''

*Kız doğruca bir bisikletçiye gidiyor ve 5 tane kilit alarak okula dönüyor..bisikleti iyice kilitleyip 5 farklı anahtarla derse giriyor ve olayı arkadaşlarına anlatıyor..

*Ders bitimi okul çıkışında 5 kilit taktığını anlattığıarkadaşlarıyla beraber bisikletini almaya gittiğinde şok oluyor..bisikletin üzerinde 10 kilit ve birde not var..

*''Eğer acil ihtiyacım olduğu halde ben kullanamayacaksam, sen hiç kullanamayacaksın!!''
bir gün new york'ta bir çocuğa bir köpek saldırmış, neredeyse öldürüyormuş. bir adam bu olayı görür görmez saldırıya uğrayan çocuğun yardımına koşmuş. köpeğin kafasına iki tekme atarak köpeği öldürmüş ve çocuğu kurtarmış. bunu şaşkınlıkla izleyen halk adamı kutlayıp tebrik etmiş. seyredenlerin arasında olan bir gazeteci gelmiş adamın yanına: sizi tebrik ediyorum bu cesaretinizden dolayı. yarın sizi gazeteme manşet yapacağım: new york'lu cesur saldırıya uğrayan çocuğu ölümden kurtardı . adam ama ben new york'lu değilim ki demiş. gazeteci farketmez, abd'li cesur yazarım diye cevap vermiş. abd'li de değilim deyince, gazeteci ya nerelesiniz diye sormuş. adam ıraklıyım deyince gazeteci sinirli bakışlarla olay yerinden ayrılmış. ertesi sabah adam kalkmış ve markete alışverişe gitmiş. gazete rafınının önünden geçerken bir manşet görmüş: islamcı bir terörist masum amerikan köpeğini öldürdü.
ufak çocuk babaannesine sorar,
- babaanne am mı daha tatlı yoksa yarrak mı ?
babaanne cevap verir:
- tabi ki yarrak daha tatlı oğlum..
çocuk koştura koştura dedesinin yanına gider,
- dede, am daha tatlı yoksa yarrak mı ?
dede hiç düşünmeden:
- tabi ki am tatlı oğlum der.
kafası karışır veletin, babaannesinin yanına gider tekrar:
- babaanne sen yarrak daha tatlı dedin ama dedem am daha tatlı diyo?
babaanne yüzünde tebessümle cevap verir:
- git sor bakalım dedene; hiç yarrak yemiş mi hayatında..
okulun ilk günü öğrenciler ilk dersi görürler. hoca öğrencilere teker teker ismini sorar. senin adın ne? - ali - senin ismin ne? - berke - peki ya senin - memememehmet. hoca sorar; evladım sen kekeme misin? çocuk cevap verir; hayır hocam babam kekemeydi, nüfus memuru da ibne çıktı.
Polis yurtdışına kaçak insan taşıyan kamyonu durdurur.
- ne var kamyonda.?
* mal var.
bunun üzerine arkadaki adamlardan biri, ayıp oluyor mal demen.
- hani mal vardı, der polis.
* mal olmasa kafasını çıkarırmı memur bey.
Okula yeni gelen öğretmen ilk dersinde ögrencilere ilginç
bir çağrıda bulunmuş:
- Kendini geri zekalı hisseden varsa ayağa kalksın...
Sınıfta çıt yok. Nihayet biri kalkmış:
- Sen kendini geri zekalı mı hissediyorsun?
- Hayır, demiş çocuk, ama sizin tek başına ayakta kalmanıza gönlüm razı olmadı' da.
Bir gün üç arkadaş bir birlerine ne kadar inatçı olduklarını ıspatlamaya çalışıyorlarmış ve herkes en çok inat ettiği anı anlatıyormuş.

1.inatçı anlatmaya başlamış ben bir gün evi aradım benim hanım alo demedi bende cevap vermedim telofon sabaha kadar açık kaldı demiş.

2.inatçı o da birşeymi ben bir gün eve geldim kapıyı çaldım hanım kimsin demedi bende kim olduğumu söylemedim sabaha kadar kapının önünde yattım demiş.

3.inatçı o da bir şey mi demiş biz evlendigimizde karım bana dokunmadı diye bende ona dokunmadım ve hala daha dokunmuyorum demiş.

iki inatçı birden olurmu yahuu demiş sizin iki tane çocugunuz var demişler.

*inat ettim onlarıda sormadım demiş.
Aşırı ishalden sikayetci biri Cerrahpaşa'ya gider.

Ama bürokrasiden dolayı belgeleri karışır ve hasta yanlışlıkla psikiyatri servisine
havale edilir.

15 gün suren tedaviden sonra, taburcu olacağı gün, bir arkadaşı
karşılamaya gelir

"Noldu geçti mi ishal ?"

"Hayır geçmedi, ama artik takmıyorum"
iki tavuk markette geziyorlarmış.

Yumurta reyonuna geldiklerinde birinci tavuk diğerine 40 kuruş değerindeki yumurtaları göstererek.

" Bak bunları ben yaptım"der. Biraz daha ilerler, biraz önceki yumurtalardan daha küçük ve 30 kuruş değerindeki yumurtaları görürler.

Bu sefer diğer tavuk.

" Bak bunları da ben yaptım, seninkilerden yapacaktım ama kocam 10 kuruş için kıçını yırtmaya değmez dedi" der.
Köylü oğlan ve babası büyük şehre ilk defa gelmişler. Alışveriş merkezinde zemin kattaki iki gümüş renkli parlak duvarın ağır ağır açılıp kapanması ilgilerini çekmiş.

“Bu ne baba?” diye sormuş oğlan. Hayatında hiç asansör görmemiş,
Baba “Bilemiyorum oğul..” demiş.

Onlar bu ilginç şeyi nefeslerini tutup izlerken tekerlekli sandalyeli yaşlı bir kadın
renkli duvarlara doğru gitmiş ve bir düğmeye basmış. Duvarlar açılmış, yaşlı kadın yoğun ışıklı küçük bir odaya girmiş, duvarlar kapanmış.Sonunda duvar iki yana kayarak açılmış, dışarı 24 yaşlarında incecik muhteşem bir kız çıkmış.

“Oğlum” demiş adam kızdan gözlerini ayıramayarak:
“Koşşşş…..Koş ananı getir!!!…"
Adamın biri iş bulmak için istanbul'da işçi Bulma Kurumu'na müracaat etmiş.

- Evet bir iş var... demiş ilgili memur. Rus dans grubu birini
arıyor.Tüm yapılacak iş kızların soyunmasına,giyinmesine
yardım etmek, günde iki kez vücutlarını bebek yağı ile
yağlamak, göğüslerinin ucuna parlak küçük yıldızlar yapıştırmak falan...

Sevinçten gözleri parlamış adamın;

- Ohhh çok iyi, hemen başlayabilirim, demiş.
- Tamam.. O zaman yarın sabah yedide Adapazarı'nda olabilir misiniz?
- Neden? iş Adapazarı'nda mı?
- Hayır, iş istanbul'da.. Fakat başvuru kuyruğunun sonu şu anda orada.
temel bir bara gitmiştir. barda oturan taş gibi bir hatunun yanına yanaşır ve konuşmaya başlar.
temel: pardon hanımefendi, nezaketsizlik yapmak istemem ama size bir soru sorabilirmiyim?
kadın:tabi buyrun.
temel:size 20 000 dolar versem benimle bir gece birlikte olurmusunuz?
kadın çok şaşırır. ama 20 000 dolar iyi paradır. yok diyemez ve "neden olmasın" der.

biraz sonra temel bir daha kadına döner ve konuşmaya başlar.

temel: bayan. size 20 lira versem, benimle birlikte olurmusun?
kadın: sen ne diyorsun be terbiyesiz. sen beni ne sandın?
temel:ne olduğunu az önce anladım. fiyatta anlaşmaya çalışıyorum.
karadenizliye sormuşlar: " neden bıyık bırakıyorsunuz?" bizimki de demiş: " biz önemli şeylerun altini çizeruz"
şöyle bir alıntı

iki rahibe varmış biri matematikçi biri mantıklı... bunlar bir akşam karanlıkta kiliseye dönerlerken matematikçi rahibe mantıklıya dönerek ;

"yaklaşık 20 dakikadır bir adam bizi takip ediyor ve gittikçe yaklaşıyor şu anda aradaki mesafe 50 metre" der.

bunun üzerine mantıklı rahibe bunun tek mantıklı açıklaması olabileceğini ve adamın kendilerine tecavüz edeceğini ve daha hızlı yürümeleri gerektiğini belirtir. rahibeler daha hızlı yürümeye başlarlar. 2 dakika sonra matematikçi rahibe:

"adam da hızlandı ve aradaki mesafeyi kapatıyor, şu anda 30 metre arkamızda...

"o zaman mantık olarak koşmamız gerekir."

rahibeler koşmaya başlar ve 3 dakika sonra matematikçi rahibe

"o da koşuyor ve arayı kapatıyor şu anda mesafe 10 metre..."

"o zaman mantık olarak bizi yakalayacak birimiz sağa diğerimiz sola saparak kiliseye ulaşmaya çalışalım en az birimiz kurtulur."
ve matematikçi sağa doğru koşmaya mantıklı sola doğru koşmaya başlar. matematikçi 20 dakika sonra kiliseye ulaşır ve telaş içinde beklemeye başlar. aradan 40 dakika geçtikten sonra mantıklı rahibe gelir. matematikçi sorar ;

"ne oldu ne yaptın ?"

"adam beni takip etti artık mesafe üç-beş adıma kadar azalmıştı, mantık olarak daha fazla koşmanın anlamı yoktu...

"eeee..."

"mantık olarak ben durdum adam da durdu."

"sonra..."

"mantık olarak ben eteğimi kaldırdım o da pantolonunu indirdi."

"peki daha sonra...."

"daha sonra ne olacak eteğini kaldırmış bir rahibe pantolonunu indirmiş bir adamdan daha hızlı koşar"
- beyefendi karıma çok benziyorsunuz. hatta bıyık farkı olmasa tıpkı karımsınız.
+ iyi de benim bıyığım yok ki.
- karımın var.
Adamın biri günah çıkarmaya kiliseye gitmiş. Rahiple birlikte günah çıkarma odasına girince anlatmaya başlamış:"Peder, büyük günah işledim..""Evet oğlum... Ne yaptığını anlat bana... Tanrı seni affedecektir.
""Kız arkadaşımla üç yıldır çok güzel giden bir ilişkimiz var. Ve aramızda ciddi bir yakınlaşma olmadı. Dün onu görmeye evine gittim, kızkardeşinden başka evde kimse yoktu. Ortalıkta kimsenin olmadığını görünce kardeşiyle beraber olduk...""Oh, bu çok kötü evlat... Fakat yaptığının kötü bir şey olduğunun farkındasın. Tanrı affetsin...
""Peder, geçen hafta kız arkadaşımı görmeye işyerine gitmiştim. iş arkadaşlarından biri dışında iş yerinde kimse yoktu. Ortalıkta kimsenin olmadığını görünce iş arkadaşıyla birlikte olduk."'Oh, bu hiç de iyi olmamış doğrusu..
'"Peder,geçen ay, kız arkadaşımı aramak için amcasının evine gitmiştim. Yengesinden başka evde kimse yoktu. Ortalıkta kimsenin olmadığını görünce, yengesiyle birlikte olduk.."
Adam cevap gelmediğini görünce seslenmiş:"Peder???? Peder , neredesiniz?? 'Hiç cevap yok... Kilisenin içinde rahibi aramaya başlamiş ve onu piyanonun arkasındaki masanın altında saklanır bulmuş."Peder, niçin orada saklanıyorsunuz?
""Birden ortalıkta senle benden başka kimsenin olmadığını farkettim de!"
ELDiVEN
Genç adam yeni tanistigi kiz arkadasina hediye vermek istemisti. Bu ona alacagi ilk hediye olacakti. Bu yüzden fazla özel birsey Seçmemeye karar verdi. Ama alacagi sey biraz da romantik olmaliydi. O gece birlikte çiseleyen karin altinda yürürlerken avucunun içinde isitmaya çalistigi elleri hatirladi ve eldiven almaya karar verdi. Alisverise bu tür islerde becerikli olan kardesini yanina alarak çikti. Bir büyük magazadan içi kürklü bir çift beyaz eldiven aldilar. Kiz kardesi de kendine bir çift dantelli külot aldi. Magazadaki paketleme sirasinda bir karışıklık oldu. Eldiven Kizkardesin paketine girdi, külotlar da magazanin özel kuryesiyle kiz arkadasinin evinin yolunu tuttu. Içindeki romantik notla birlikte.... Sevgilim, Geçen aksam seninle çiktigimizda bunlardan giymedigini farkettim. Eger Kiz kardesimle beraber olmasaydim ben uzun ve dügmeli olanlarini alirdim, ama kardesim kisa ve dügmesiz olanlarindan kullaniyor. Çikarmasi daha kolay oluyormus... Renginin açik olmasi çabuk kirlenecegi izlenimini veriyor. Ancak Bunlari satin aldigim bayan tezgahtar bana kendisininkini gosterdi. Üç haftadir kullaniyormus. Yakindan baktim, hiç kirlenme yoktu.
Tezgahtar bayandan birsey daha rica ettim. Seninkileri giyip nasil durdugunu, bana üzerinde göstermesini istedim. Hemen giydi. Çok şık duruyor. Elimi uzattim, oksar gibi sıktım. Ele de çok hos geliyor, keske Bunlari ilk giyisinde yaninda olup sana yardim edebilseydim. Seninle bulusuncaya kadar bir çok yabanci elin ona dokunacagini Düsünmek beni üzüyor. Çikardigin zaman içi biraz nemli olabilirmis. O zaman üfleyerek havalandirman gerekiyormus. Önümüzdeki günlerde bunlari nasil avucumun içine alip, nasil defalarca öpecegimi düsünüyorum. Cuma aksamki bulusmamizda giymeyi unutma. Sevgilerimle...
Not : Giydikten sonra üstten asagi kivirarak biraz tüy görünmesini saglamak, son günlerde modaymis.
Buyuk cabaladan sonra,"kim 500 milyar ister,"
yarismasina katilan Temel, Kenan Isigin onune gecmis.
Kenan Isik Temelin hayli heyecanli oldugunu gorunce
onunla biraz sohbet etmeye karar vermis. Sohbet
esnasinda yarismanin kurallarinida anlatmis.
Kurallar arasinda, yuzde elli, telefonla soru sorma
ve seyirciye sorma haklari varmis Temelin.
Sohbetten sonra Temelin heyecani dinmis ve
yarismaya baslamislar. Ilk soruyu Temel kolaylikla
cevaplamis. Ikinci soruda biraz zorlanmis fakat yine de
cevabi dogruymus. ucunce soruyu hic bilememis ve
demiski,"hacan ben telefonla pirini arayacaum da.
Bunun uzerine kenan Isik,"Kimi aramak istiyorsunuz Temel bey?
Temel: dayumu arayacaum, demis.
Bir muddet sonra temelin dayisi hatta baglanmis.
Temel dayisna: Dayi, ben ,"kim besyuz milyar ister ,
yarismasuna katildum. Ucuncu soruyu pilmayrum.
Derumki acaba fifty-fifty'mi yapsam, yoksa seyircilermi sorsam?
Yaslica bir bayan evindeki koltugunda oturup uzun gecmis hayatini gozden gecirirken birden bir peri karsisina cikiverir ve ona 3 dilekte bulunabilecegini soyler.
Peki der yasli kadin "Zengin olmak istiyorum"
Peri bir el hareketiyle kadinin koltugunu som altina ceviriverir.
"Ikinci olarak ta sanirim guzel ve genc bir prenses olmak istiyorum" der.
Birden basinda paha bicilemez bir taci olan dunya guzeli bir prenses oluverir.
"Ucuncu ve son olarak olarak ne istersin ?" diye sorar peri.
O sirada yasli kopegi agir bir sekilde kafasini kaldiriverir ve zayif bir "hav" sesi cikartir.
Prenses cok sevdigi kopegine bakar ve soyle der "Kopegimi yakisikli bir prense donusturebilirmisin?"
Tam o anda, simdi guzel bir prenses olan yasli kadinin onunde dunyada hic kimsenin gormedigi kadar yakisikli bir prense donusur kopek. Hic kimsenin hayal bile edemeyecegi kadar yakisiklidir bu prens.
Kadin ona buyuk bir hayranlikla bakar ve o anda ona asik oluverir. Prens ona dogru yaklastiginda kadinin heyecandan dizleri titremeye baslar.
Prens ona dogru egilir ve dudaklari neredeyse kadinin kulagina degecek sekilde soyle fisildar:
- "Eminim simdi, zamaninda beni hadım ettirdigine cok pismansin."
hız.

pazar sabahı Londra şehir hastanesine kalp krizi geçiren yaşlı bir beyefendiyi getirirler,nöbetçi Dr. muayeneyi yapar,hastanın yanındaki genç hanıma sorular sorar:
Dr.:babanızın daha evvel kalp veya tansiyon problemi varmıydı?
genç hanım:0 benim babam değil,kocam---hayır bir hastalığı yoktu,
Dr.:yaaa,peki ne oldu ki birden bu sabah fenalaştı?
genç hanım:valla nasıl anlatsamki,gördüğünüz gibi eşim ile aramızda ciddi yaş farkı var,bu yüzden eşimle sadece pazar sabahları kilisenin çan sesi eşliğinde....anlarsınız ya....
Dr.:e peki ne var bunda,bu sabahın ne farkı vardı?
genç hanım:bu sabah da çan sesi ile ritm tutmuştuk- dang............dong............dang............do ng
nerden çıktı o itfaiye aracı;
dadu.dadu.dadu.dadu.dadu.
-müjde komşu senin kazan doğurdu!!!

+doğurur tabi hocam baksana amına koymuşun kazanın.
An Arabian guy at the airport:
- Name?
- Ahmed al-Rhazib.
- Sex?
- Three to five times a week.
- No, no I mean male or female?
- Male, female, sometimes camel.
- Holy cow!
- Yes, cow, sheep, animals in general.
- But isn't that hostile?
- Horse style, doggy style, any style!
- Oh dear!
- No, no! Deer run too fast.

hadi şimdi doooğru gugıl amcanıza.
Adamın biri arabasına binmiş dağda gidiyormuş.
Baştan aşağı sarılar giymiş biri yolunu kesmiş.DUUUR! diye bağırmış.
Bizimki durmuş camı açmış " Ne var ?" " Ben bu dağın i.nesiyim demiş bana su ver !!!. Bizimki su vermiş yola devam etmiş ....
Daha sonra ormana girmiş devam ederken baştan aşağı kırmızılar giymiş biri yolunu kesmiş " DuUUUr!!"
Bizimki durmuş camı açmış " Ne var ?" " Ben bu ormanın i.nesiyim demiş bana ekmek ver !!!. Bizimki ekmeği vermiş şaşkın şaşkın yola devam etmiş ....
Daha sonra asfalta çıkmış baştana aşağı MAViLER giymiş biri yolunu kesmiş bizimki camı açmış yolu kesen daha bir şey demeden
" söyle bakalım asfaltın i.nesi ne istiyosun " demiş . KArşıdaki " EHLiYET RUHSAT LÜTFEN BEYEFENDi !!!!"
temel istanbula ilk defa gelmiştir ve kankası dursunun yanına varmak istemektedir. bu vesileyle dursunun bildirdiği yerden otobüse binmesi gerekir. tabi akbili nerde gördü zavallı koyde. akıllı kartı basıp geçen insanları izledi bir süre. "heralde burda servis ücretsiz. adamlarda şoföre kimliğini gösterip geçiyor." diye düşündü. ceplerini yokladı kimliği bulamadı. aklına evlilik cüzdanı geldi ve bunu da kabul eder düşüncesiyle, evlilik cüzdanını şoföre gösterip geçiyordu ki şoför uyardı;

"in bakalım kardeşim in onunla anca emineye binersin."

neyse temel reis dursunun yanına vardı bir şekilde. hasret giderdiler. fakan daha önemli işleri vardı. zengin olmalıydılar. banka soymaya karar verdiler. bir bankayı soydular da. kaçarken güvenlik görevlisi arkalarından bağırdı. "durun ulan kaçmayın, orospu çocukları, kaçmayın!" temem bunun üzerine dursun'a;

"dursun beni tanıdı sen kaç!"

zaman geçti. kahvede otururken, temel dursuna "dursuncuğum, ben parayı nerden kıracağımı buldum. kitap yazacağım ben" diyordu. dursun ise onu bu fikrinden ötürü terik edip, bir tavsiyede bulundu; "temel, dostumuz orhan pamuk ile görüşsene, o bu işten anlar. belki sana bir kaç püf nokta filan söyler, he" temel dursunun tavsiyesine uydu. orhan pamukla görüşmeye gitti, durumu anlattı. orhan temele; "temelciğim, sana vereceğim en büyük tavsiye kitapların adlarının önemi. yani türk okurunu etkilemek için kitabının vurucu bir adının olması gerekir. bunun içinde bazı önerilerim var tabi. türk okurunun ilgisini çeken bazı konular vardır. bunlar; cinsellik, gizem, soyluluk-asalet, dini konular, suç gibi konulardır. bu hususları göz önünde bulundurarak bir başlık atarsan kitabın tutar temelciğim." temel uzun süre düşündü ve tekrar orhan pamuğun yanına geldi danışmak için. "orhancığım ben bir isim düşündüm ama." öbürü; "nedir temelciğim" temel;

"kontesi kim sikti?" "kitabın adı bu olacak"

orhan temelin kendisini yanlış anladığını, tüm kriterlerin aynı başlık altında olması gerektiğini sandığını anladı, ve gülmemek için kendini zor tuttu. bari biraz kafa bulayım dedi şu dangalakla, "ee temel, iyi güzel de din konusunu katmamışsın başlığa?" temel düşündü düşündü, eli çenesinde olduğu halde cevap verdi;

"allah allaaa kontesi kim sikti?"

temel bu işte de başarısız oldu fakat yılmadı. bu sefer dünyaca ünlü bir yarışmaya katılmaya karar verdi. katıldı da. hatta yarışmada bir ingiliz bir de fransız ile birlikte finale kaldı. yarışmanın kuralları çok basitti. herkesi diğerlerine birer soru soruyor ve ışığa ilk basan cevap veriyordu. doğru cevap 1 puan, yanlış cevap -1 puan, her iki kişi aynı anda basıp doğru cevap verirlerse 1er, yanlış cevap verirlerse -2şer puan alacaklardı.

ilk soruyu ingiliz sordu; "havada uçar, kanatları vardır, insan yapımıdır, yolcu taşımacılığı..." derken temel ışığı yaktı ve "uçaak" diye bağırdı. ingiliz " bildin bildin uçak oduğunu ama, boing 770 marka olduğunu bilemedin dostum" dedi ve temel -1 puana düştü.

ikinci soruyu fransız soracaktı; "denizde yüzer, insan yapımıdır, yolcu taşımacı..." deyince temel düğmeye basıp "gemii" dedi. fakat öteki " evet gemi, gemi ama oil chemical gemi olduğunu bilemedin" dedi ve temel -2 puana düşmüş oldu.

sıra temeldeydi ve temel gerçekten çok kızmıştı. sorusunu sormaya başladı (diğerleri çok dikkatli bir şekilde dinliyorlardı; "karada yüyür, iki ayağı iki eli vardır. iki cinsi vardır. bunlardan birinin göğüsleri vardır. göğüsleri olanın bacakları vardır. bacaklarının arasında bişi vardır" deyince diğerleri aynı anda bağırdı " am"

temel cinayet işlemiş gibi sırıttı "bildiniz am olduğunu bildiniz bildiniz ammaa ananızın amı olduğunu bilemediniz orospu çocukları"
adamın birisi iş için mülakata girer. jüri üyeleri, bir soru soracaklarını, eğer bilirse işe alacaklarını, bilemezse başka fırsatının olmayacağını söyler. adam kabul eder ve jüri sorusunu sorar.

- karada gider, 4 den fazla tekerleği vardır, çok sayıda yolcu taşıyabilir.

adam bu kadar kolay soru karşısında biraz düşünür ama yine aklına ilk gelen cevabı verir ;

- otobüs.
- cevap otobüs ama ne yazık ki kabul edemeyeceğiz. şehir içi otobüs mü, şehirler arası otobüs mü biz nerden bilelim bunu ? ama otobüs cevabını doğru bildiğiniz için bir şans daha kazandınız, bu soruyu bilirseniz işe alınırsınız.

adam kabul eder ve ikinci soru gelir ;

- havada gider, kanatları vardır, yolcu taşır.

adam yine şaşırtma olabileceğini düşünerek bu sefer daha akıllıca bir cevap verir ;

- yolcu uçağı.
- evet ama askeri yolcu mu, sivil yolcu mu, özel yolcu mu biz nerden bilelim ? ne yazık ki sizi işe alamayız, mülakatı geçemediniz.

adam sesini çıkarmadan arkasını döner ve kapıya doğru yönelir. tam çıkacakken tekrar jüriye doğru döner ve şöyle der ;

- size bir sorum var. eğer bilirseniz her birinize 1000 lira para, ama bilemezseniz siz bana 1000 lira vereceksiniz, kabul mü ?

jüri üyeleri bir süre düşündükten sonra kabul ederler ve adam sorusunu sorar ;

- kadınların bacak arasında bulunur, erkeklerin en çok sevdiği yerlerden birisidir, kadın üreme organıdır.

jüri üyeleri hemen cevabı verir

- *m
- cevap doğru ama ne yazık ki kabul edemeyeceğim.

jüri üyeleri şaşırır ve başka cevabının olmadığı konusunda ısrar eder. adam gerçek cevabı verir.

- tamam *m ama, ananın *mı var, ebenin *mı var, ben nerden bileyim sen hangisinden bahsettin.
güncel Önemli Başlıklar