bugün

uğur mumcu ismi tam olarak yazar kelimesinin tanımıdır. şimdiki çapulculara bakıyorumda ayakkabısının kiri bile değiller.
ceyhan mumcu'nun küçük kardeşi.
ülke elden gitti devrimci yürek.
yazdıklarının tek tek önümüze gelmesi onun büyücü olduğunu değil tezgahı gördüğünü gösteriyor.

biz hala uyuyoruz, global bakın olaylara.
atatürkçülerle dinciler çarpışmasın özeleştiri yapsınlar düşman farklı diyebilen güzel adam.
uğur\’a ağıt değil övgü

günümüzde insan olmanın
çok ağır bedeli var
ya parçası olacaksın alçaklığın
ya seni parçalarlar

oysa insan olmak
çoğalabilmektir başkalarıyla
insansın, birinin canı yanarken
seninde canın yanıyorsa

bir bombayla canına kıyılan
çoğalmasını bilen biriydi
daha az uğur mumcu\’yduk dün
daha çok uğur mumcu\’yuz şimdi

26.01.1993
ataol behramoğlu
herşeyin yasak olduğu zamanlarda çıkıp marksizme de şeriata da özgürlük isteyebilen gerçek bir aydın.

üstelik bunu kalpaksız kuvayı milliyeci sıfatını taşıyarak, dönek olmadan, afaroz filan edilmeden, isa'ya musa'ya yaranma çabasına girmeden, liboşlaşmadan yapabilmiştir.

sırf bunun için bile helal olsun denir rahmetli uğur mumcu'ya.
kendisini katledenler bugün toprak satın alıyorlar yalnız ülkemden.
fikirleri günümüzde altın misali kıymetleniyor.
fikirlerine bir yerden sonra katılmasam da türkiyede dimdik durabilmiş ülkemizde bir elin parmağını geçmeyen temiz gazetecilerden biridir.ölümü ise çok korkunç ve trajik olmuştur.allah ölümünde güzelini nasip etsin.
kalemini asla satmamış buna istinaden canı alınmıştır.
kullandığı mavi renault 12'nin plakası 06 yr 245'di.
Türkiye de maalesef unutulmuş* olan aydın insan. *
http://tinyurl.com/5vt5l77
bir pazar sabahıydı.
ben ilk kez biri için ağlamıştım. çok küçüktüm. ben doğarken o ölüyordu. can veriyordu. ve ben o kanlı günlerde doğdum. unutabilir miyim ki seni uğur abi?
yok pkk mossad ilişkisiymiş, yok efendim cia ilişkisiymiş. uğur'un öldürülmesinin tek bir nedeni vardı, sadece bir tane neden.

80 sonrası yavşak kemalistlerden değildi o. türbanmış şuymuş buymuş sadece teferruattı onun için. ülkesinde yaşayan her bireyin insan gibi bir hayat sürmesini istiyordu uğur. kürt, laz, ermeni, bu vatanda doğup büyüyrn her bir insan evladının, insanlık onuruna yakaşır şekildee yaşaması idi onun tek dileği. o yüzden sadece eli silah tutan askere değil keza mühendis, doktor ve öğretmen katleden pkk'ya düşmandı.

laiklik tutkusu da, devletçilik tutkusu da hep aynı neden ile vardı; bu ülke toprağında yaşayan her bireyin adam gibi bir hayat sürmesi idi tek gayesi. hırsızlardan, vurgunculardan ve toplumun sırtına bir sülük gibi yapışmış o itlerden aynı nedenle nefret ediyordu.

80 sonrası gene sözüm ona solcuları deniz gezmiş'in posterleri duvarlarında iken, m. k. atatürk'e hakaret etmeyi, deniz'in o mükemmel savunmasını gözardı ederek, bir görev edindiler.

uğur farklıydı. o sakıncalı piyade idi. o evren'in askeri değildi. o anti-emperyalist idi, o kemalizm'i iliklerine kadar algılamıştı. zaten işte o bu yüzden sakıncalı piyade idi. kemalist düşünceyi ait olduğu yere tekrar taşıyabilecek birisi idi. kemalizm'in salt laiklik, milliyetçilik ve gene sözüm ona cumhuriyetçilikten değil; aynı şekilde halkçılık, devletçilik ve devrimcilik ilekelerinden de ibaret olduğunu iliklerine kadar biliyordu. kemalizm'in sadece mustafa kemal atatürkten ibaret olmadığını, o ve o'nun kara gün arkadaşlarının salt daha çok uzun sürecek bir mücadelenin temellerini atan insanlar olduğunu biliyordu. uğur, işte onların kurduğu cumhuriyeti bir ileriki aşamaya taşıyacak olan bayraktardı.

sebepleri buydu katillerin. uğur çok ama çok tehlikeli idi. o, bu ülkenin temelleri üzerine inşa edebilecek bir beyne sahipti. işlerine gelmedi bazılarının. işlerine gelmemesinden ziyade, tekerlerine çomak sokuyordu uğur mütemadiyen. kemalizm'in anti-emperyal, halkçı yapışı çok kimsenin işine gelmezdi. sosyal demokratların, sosyalistlerin beraber olduğu bir toplumu kimse istemezdi. ne islami ideolojiye sahip çıkanlar, ne türk-islam sentezi faşizminin hayalini kuran ülkücüler, ne tek amaçları avrupanın üç beş liralık* fonundan geçinme hayalleri kuran liboşlar, ne de gözünü alınteri ile sulamış vahşi kapitalistler. hayır bunların herbirine ayrı boy, şekil ve genişlikte sokacak bir çomağı vardı uğur'un!

fakat diğerlerinden farklı olarak onun silahı düşüncelerinin uzantısı olan kalemiydi. ne bir kurşun ne bir tüfek, ne bir işkence odası idi. o günümüz dünyasında her ne kadar yanlış veya yanlış olduğunu düşünse dahi, her bir düşüncenin özgürce, kısıtlanmadan ifade edilebilmesini savunuyordu. tabii ki onun kendi düşünceleri hariç. onun düşünceleri susturulmalı idi, her ne pahasına olursa olsun. kitaba bomba koyan acımasız, insanlıktan nasibini almamış-alamamış zihniyet aynı tuzağı onun arabasına kurdu.

ama bu kalleşçe tuzakları kuranlar unutmuştu onun son yazdıklarını, uğur diyordu ki, sanki başına geleceklerden haberdarmış gibi, ki haberdar olsa bile umursamazdı, katlanırdı seve seve gene;

ama susmayı reddetti ve dedi ki:

'öyleyse vurun,
parçalayın!
her parçamdan benim gibiler,
beni aşacaklar çıkacaktır.'

ve bizler, onun bir avuç alçağın arabına koyduğu bombalar ile parçalanmış gözlüğünden dahi aydınlanmaya and içtik. kendimizi ne tüfekle, ne tabancalarla ne de insanoğluna en ufak zarar verebilecek herhangi bir alet ile savunacağız. bizler nereden geldiğimizi unutmayarak, akıl ve mantık çerçevesinde fikirlerimizi savuncağız.
katledilmiş, karanlık kazansın diye.
sistem tarafından doğruları söylemesi engellenmiştir, halk cahil kalsın diye.
gençlerin beyinlerine bir ışık gibi güzellikler altı dolu fikirler vermesi engellenmiştir elleri kıllı suikastçiler tarafından.
sistemi asıl yönetenleri tespit etmesine mütevellit özgür ülkesinin bereketli topraklarına kanı akıtılmıştır.
namussuzluğun en büyük trend olduğu yerde dürüstlüğü, doğruyu gerçeği savunmuş söylemiş yaymış canından olmuştur.
yeri doldurulamayan gazeteci. herkes eyyamcı herkes taraflı. şimdilerde senin adını kullanıyorlar üstad seni şekilden şekile sokuyorlar bilmiyorlar kafanda nasıl bir dünya olduğunu. keşke son raporunu yapmasaydın da en azından bugün bizlerle olsaydın. sadece dost muhabbeti kalsaydı apo nun mitçi olduğu.
adını duydukça tüylerimi diken diken yapan gazeteci. onurlu, şerefli ama başlığına baktığımızda bir hilal cebeci bir hbbia olamamış. yazık çok yazık.
Gazeteci.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar