bugün

Öldürmez ama süründürür.
olmuyor yürümüyor, başlarda yaparsın yürütürsün sanıyorsun ama nafile. illa araya soğukluk giriyor. şimdiki aşklar trışkadan olduğu için daha çabuk bitiyor, nerde o mesafelerin acıların engellerin yenemediği gerçek aşklar ..
Gurbetci gencliğinin çok yakından tanıdığı ilişki türüdür.
onlar boş işler.
Zor yurur cokzor yurur. 15 yasindaki kuzenim 26 yasindaki nisanlisini bekliyor neredeyse bir senedir Ve nisanlisi fransada.. ben olsam kimseye guvenmem. Internet sonucta sanal ask yasanmaz. Normal hayatta birini buldukta sira sanaldakilere mi geldi dedirtir insana.
Üniversiteye yeni başlayan gençlerin yatay geçiş hayallerinin sebebi.

O değil de sırf aynı şehirde olmaya yönelik üni tercihi yapan liselilere sesleniyorum, saçmalamayın. Sonra ayrılınca -ki 17 yaşındasınız, ayrılmama olasılığınız çok düşük- bu şehirde ne işim var diye dövüneceksiniz, üstelik bundan on-on beş yıl sonra yüzünü bile hatırlamadığınız bir insan yüzünden mesleğinizde bir adım geride kalacaksınız belki, daha iyi bir üniversite yerine lise aşkınızın şehrini seçtiğiniz için. Realist olun, en büyük aşk sizinki değil, birbiriniz için de yaratılmadınız sadece hormonları tavan yapmış iki liselisiniz. dışardan objektif bir şekilde durumunuzu muhakeme edin ona göre karar verin.

(bkz: günlük akıl verme kotası)
taraflardan birinin sürekli diğerini kıskandırmak adına başka bir kızın muhabbetini yapıp "ben böyle bir malım" mesajını vermesiyle saçma sapan bir hal alan ilişki. yakın olsanız kafasını kırarsınız da uzak olunca olmuyor ki.
7 ay süreyle beni her cumartesi istanbuldan tekirdağa sürükleyen iğrenç hadise.
Mecburiyetlerden nefret ediyorum. Şu an en azından Türkiye içinde bir yere gitmesini o kadar çok isterdim ki. Nerdeyse 1 yıl yanımda olmayacak, olamayacağım. işin duygusal tarafını düşünmeyince biraz daha kolay geçiyor sanırım. Her zaman geldiğinde her şey daha güzel olacak, işlerimizin çoğu en azından zor kısmı hallolmuş olacak diye teselli ediyorum ikimizi, o da bu şekilde düşünüyor. Kaç yılbaşı geçti 2015 mi geçmeyecek. Son olarak londra hakkında bilgisi olan yazarları dinleyebilirim.
Bok gibi paran ve vaktin varsa yani rahatça uçak/otobüs bileti alabiliyor ve istediğin gibi çıkıp yanına gidiyorsan yürüyecek ilişki. Yoksa iki üç ayda bir görme ile o iş olmuyor.
3 hafta sonunda anladığım şey şu ki;
yapmayın vazgeçin yol yakınken dönün.
açik ogretim okumak gibidir. orgundeki gibi derslere girip cikmadigin icin sogursun. yilda iki uc kere bulusursun. sinavlara calisamazsin ya da son gun. patlar gider.
(bkz: kolombiya)
Gayett güzel becerebildiğim birşeydir. (Güveniyorsam şayet) Ama beceremeyenler var tabi. Sevgilinin aklı sende kalmasın diye dışarıya adım bile atmazsın gerekmedikçe ama bunu yaptığın halde yaranamazsın. Ne yaparsan yap güvenemez bazıları. Halbuki sen ona gerektiğinden fazla güvenirsin. Ve ilişkiyi o bitirir. Alkışlanır sonra...
Zordur ama imkansiz değildir bi sure sonra iki taraf da duruma alisinca sıkıntı olmayacaktir.
allah bin belasını versindir. uzaktan yürütmek kadar zor bir şey yok gençler uzak durun. biz battık siz batmayın.
bakalım ne kadar daha can çekişecek.
valla ben izmirdeyim russell avusturalya da genellike çok rahat sürdürüyoruz ilişkimizi bi sıkıntı olmadı.
mutlaka biri yazmış ama yazayım yine de: gözden ırak olan gönülden de ırak olur. yapılmaması gereken eylemdir. hayata bir kere geliyor bir kere genç oluyorsunuz gençler, yapmayın etmeyin gençliğinizi telefonlarda ya da git-gel ile yollarda heba etmeyin
Tamda kanayan yarama tuz bastın sozluk oturmus kara kara dusunuyordum hissettiklerime dusunduklerime kalbimden gecene kulak verdigim anda karsima cikti bu baslik. Zordur efendim yurutmek helede iliski uzakta baslamissa emek ister ozveri en onemlisi sabir ister olmaz degil olur ama olana kadar fedakarlik gostermek gerek. Degicegine inandiginiz kisiler icinde sakın bunu cok gormeyin bu dunyada sevmek kadar guzel bir sey olduguna inanmiyorum. Güvende oldu mu o sevginin uzerine insa edildi mi bal gibide yurur gider insansan vicdanın varsa yürürde kosarda zıplatda o iliski.
sonu belli olan ilişkidir. istisnalar kaideyi bozar mı orasını bilemem.
aşık olduğum bi bey vardı diyelim. ama öyle laftan hoşlanma değildi benimkisi. iki buçuk yıl acısıyla tatlısıyla(daha çok acısıyla) yaşadım aşkı. ankaradayız tabi biz. sınav senesi. pek de görüşemiyoruz zaten. şikayet etmiyorum, kem küm etmiyorum, ders çalışsın kafasını bozmasın diye. herhalde sürdürdük bi 7 ay sonrası malum, bir noktaya gelince ister istemez patlıyorsunuz, dayanamıyorsunuz.
neyse ayrı gayrı 4 ay geçti. ayrılığın mantıksız olduğunu kavramış olacaktık ki tekrar konuşmaya başladık. eskişehiri kazandı. whatsapptan konuşuyoruz, araşıyoruz. ''eskişehir-ankara arası ne olacak 2 saatlik mesafeden'' diye düşünüyordum. e düşünürüm, aşıktık be.
konuşmalar yine devam ediyor, ankaraya haftada bi uğruyordu, vaktimizi öyle geçiriyorduk. sonra kış geldi, hava soğudu bahanesiyle ankaraya gelmeyi bıraktı. işte o zaman iç ses devreye girer ya ''lan ben olsam gelirdim özlemimden hiç mi özlemiyor bu beni, eskişehirde bi başkası var da beni mi oyalıyor acaba''. kaldı mı bi whatsapp, bi de telefon.
küçük şeylerden kavgalar başladı. canı sıkkın oluyordu, teselli etmeye çalışan ben, üzüntüsüne daha çok üzülen yine ben. hep o ''kaybetmekten korkmalar'' bir yandan da özlemle gelmesini beklemeler.. sonu yok..
nedeni muamma yine whatsapptan tartıştığımız zaman, bi kaç gün cevap vermeyi kesmiştim ki ilk defa yapmıştım öyle bi çocukluk. ''neden cevap vermiyorsun''la başlayıp sonu geldi ilişkinin.
o zamana kadar dillendirmediği her şeyi, ayrılık gününde sayfalar dolusu yazması beni mahvetmişti daha çok. yemek yerken dahi yanında olmamı, eğlenmemizi, gülmemizi hayal ediyormuş meğersem. ben de onun için sınava çalışıyordum, eskişehirde bi üniversiteye gidebilmek için çalışıyordum. dayanamadı, yanında olmamama dayanamadı. ne bi fedakarlık ne bi şey. sabredemedi. ve iki buçuk yıl istisnasız her gün onu düşünen aşık kızın da yapacak bi şeyi kalmadı.
o günden beri ne whatsappı ne telefonu severim. whatsappa da sinirlenin uzak mesafe ilişkilerinde. çoğunuzun ilişkisini yapan da bitiren de o illet. silin, bitirin kafanızda. sevdiğinizi arayıp sorun, yazmayın, arayın. en kötü arayın. yanında olamasanız bile kendinizce bi çözüm bulun ama bu whatsapp olmasın.
yakınlaştırabiliyorsanız güzel olan ilişki türü. öbür türlü boka sarıyor. gerçi yakınlaşınca da boka sardı ama o detaylara girmeyeceğim. *
yürümeyen ilişki türüdür. ya da en azından benim yürütemediğimdir.
ablam hariç bir kişiyi bile tanımıyorum uzaktan ilişki yürütebilen. varsa saygı ve hayranlık duyarım.

ablamlarınki de bir garipti. zaten birbirlerinin çocukluk aşkıydılar. üniversitede birbirlerini tekrar buldular, biri izmir'de biri kıbrıs'taydı.
3 yıl böyle yürüttüler.
3 yılın sonunda nişanlandılar, 9 yıldır beraberler, mayısta evlenecekler.
hayranım. tek diyebileceğim şey, gerçekten hayranım uzaktan ilişki yürütebilenlere.
Aşktan başka birşey mesafe karşısında dik duramaz. Onunda gücü de biryerde tükenir.
madem birileri giriş yapmış devamını ben getireyim.

https://www.youtube.com/watch?v=VEKnYLHhYVg Olmasaydı sonumuz böyle

çok zor be kardeşim. Hani öylesine kurulmuş bir söz değil. Gerçekten çok zor ulan. bir şarkı sözcü var bilir misiniz ? '' yanımda bile uzaksın nasıl dayansın gönül...'' (bkz: çok aşığın var diyorlar) aynen böyle durumdayken mesafe olarak uzaklaşmak nasıl katlanabilir bir şey olabilir. Elini tutamıyorsun kokusunu alamıyorsun sesini duyamıyorsun. Bunların hiçbirisini yapamıyorsun ama seviyorsun. Her iki tarafta bekliyor bir gün tekrar bir araya gelmeyi. ama süre uzadıkça bir şeyler değişmeye başlıyor. konuşmalar yavaştan aksamaya hatta bazen hiç olmama noktasına geliyor. Her iki tarafta durumun farkına varıyor ama cesaretleri yok. Çünkü her bir umut var. tekrardan bir ara gelebilme umudu.o umut ayakta tutuyor ilişkiyi ama az öncede dedim ya.Bazı şeyler etkisini her geçen gün yitirmeye başlıyor.Kendini kandırmaya başlama evresi.işte bu evre çok feci bir şey beyler.

Ben şuan kendimi kandırıyormuşum gibi geliyor. Bunun farkındayım. Hayır. Sevmiyor muyum? Deli gibi seviyorum. Şimdi sesini duysam içim içime sığmaz. Eminim onunda öyle olur. Ama işte...bu mesafeler. Bu bilinmezlik. ( Benim onun yanına (istanbul'a) gitmem lazım) bu bilinmezlik öldürüyor beni.

Yüreğim kanıyor. Ve öykümüzün sanki bu olay içerisinde biteceğini düşünüyorum. Bunu ben bazen söylemek istiyorum ama sanki bulunguğum bunalım psikolojisinden dolayı olduğunu düşünüp vazgeçiyorum. Ne yapacağı mı bilemiyorum. Ona bırakayım diyorum. O da sanki aynı benim gibi. Ya da o bu durumdan şikayetçi değil benim o kadar. Pes etmek istemiyorum ama ne bileyim lan.

off ulan off. 2 aydır yatağa düşüncesiz giremedim. Uykular haram oldu iyice. Bazen kafayı yiyeceğimi düşünüyorum. Kaldıramıyorum artık. (bkz: işsizlik) iş yok güç yok. çöküğüm iyice. farkındayım bunun. Çok ağır geliyor artık.

Olmasaydı sonumuz böyle.
iki ucu boklu değnek.