bugün

islam dinini kabul etmiş ancak onun kurallarına uymayan insan. bir bakıma çelişki döngüsü içerisinde hayatımı sürdürür.

namaz kılmaz ama onun farz olduğunu kabul eder. içki içer ama günah olduğunu bilir.

ateist birini görünce hemen dini savunur ancak şakirtlere rastlayınca modern hayatı savunur.

gariptir. neşelendirir beni...
amerikan giyinip başını örten müslümandır.kot giyen imam gibi.
muhatabına allah razı olsun der ama aynı muhataba razı olunmaz işler yapar.
(bkz: kendi kendine çelişmek)
ülkemizdeki müslamanların büyük bir kısmı bu kategoriye düşer.
müslümanlığı kendi seçmiş olsa, müslüman densin.
tezat müslümanlar, benim için şekilciliğin ıspatıdır. Eğer dine inanıyorsan, ve inandığın listelenmiş belli kurallar varsa öyle yaşarsın, kime ne!

ama her gün sokakta gördüğüm bilinçsiz ama müslüman olduğunu iddia eden, yüzeyselliğin hayata geçmiş hali insanları gördükçe, zavallı şuursuzlar diyorum.
duyduklarını uyguluyorlar, düşünmüyorlar.
neden saçımı kapatayım sorusunu sormadan, tamam deyip saçını kapatmak zorundalar. zorunda değiller, ama böyle yapıyorlarsa ya fikirleri yok, ya fikrini savunacak, onun için savaşacak kadar güçlü değil.

işte bu yüzden, güya edepli, terbiyeli, kendini saklayan, cinsel çekiciliği olmasın diye saçlarını kapatan insanın suratı güzel görünmek için sürmeli boyalı**
saçını kapat, altına streç kılık giy,
saçını kapat, topuklu ayakkabı giy.

bunu yapanlar sormuyorsa ben soruyorum:
neden topuklu giyiyorsun? boyun uzasın diye.
neden boyun uzasın istiyorsun? daha oranlı, daha dikkat çekici ol diye.
neden boyun uzasın istiyorsun? çünkü uzun boylu kadın silüeti güzeldir.

tüm kıyafetleri, ben güzelim, ben ne kadar çekiciyim, bana bakın derken, saçın kapalı cinsel çağrışım yapmasın diye ve edeplisin?

bu tezattır bence.
bira içmeye başlamadan önce besmele çeker.
şöyle bir yazıya denk geldim bakın isterseniz:

Bugün sizlerle kur'an dan bir konuyu birlikte araştırmak ve üzerinde sizleri düşünmeye davet etmek istiyorum. Bizler eğer kur'anın zerresini bile zayi etmeden istifade etmek, yararlanmak istiyorsak, Kur’anın 1400 yıl öncesinde insanlara indirilmiş gibi düşünmeden, bizlere peygamberimizin bugün, yeni tebliğ ettiğini düşünerek bakmamız ve kur’an dan öyle istifade etmeye çalışmamız gerekir. Çünkü kur’an Dünya yaşadıkça tüm âleme yaşadıkları sürece, rehber olsun diye indirilmiş bir kitaptır.

Şimdide kur'an dan araştıracağımız konuya bakalım. Kur'an da birçok ayetinde Allah lanetlediği, inkârları sonucu cehennemlik olduklarını belirttiği, inkârcı ve kâfir sözlerini çok kullanır. Acaba bu sözleri Allah, peygamberini ve gönderdiği kur'anı tümden inkâr edenler için mi kullanır yalnız Rabbim? Çünkü gerçekten Kur’anın bu sözlerinden anladığımız kadarıyla, bizleri çok kötü bir sonuca, cehenneme götürdüğünü ayetlerden anlıyoruz. Yani Rabbim bu sözleri söylediği kişilerin, çok büyük günahlar işlediğini ve bu insanları affetmeyeceğini anlatıyor bizlere. Allah ı inkâr edenlerin, cehennemde ebedi kalacaklarını ve onları asla bağışlamayacağını, kur'anın onlarca ayetinde görüyoruz. Peki, Allah bu sözleri kur'an da, başka kişiler içinde kullanıyor mu, inkârcı ve kâfir sözlerini, iman ettiği halde yaptığı bazı yanlışlar neticesinde, bu duruma düşen insanlar içinde kullanıyor olabilir mi? Gelin isterseniz bu çok önemli sorunun cevabını birlikte kur’andan arayalım. Acaba farkında olmadan yaptığımız büyük bir yanlış var mı?

Sizlere şimdi hatırlatacağım ayette Allah şeytan için kâfir oldu diyor, ayeti yazalım üzerinde düşünelim.

Bakara 34:Hani biz meleklere (ve cinlere): Âdem'e secde edin, demiştik. iblis hariç hepsi secde ettiler. O yüz çevirdi ve büyüklük tasladı, böylece kâfirlerden oldu.

Lütfen çok iyi düşünelim bu sözleri. Bizler kâfir sözünü Allah ı inkâr edenler için kullanırız genelde. Dikkat edin şeytan Allah ı ve kitaplarını inkâr etmiyor, tam tersine onun huzurunda onu biliyor, tanıyor fakat Rabbin istediği bir şeyi yerine getirmediği için, büyüklük tasladığından Rabbim şeytan için kâfir sözünü kullanıyor. Demek ki tek bir konuda bile Kur’anın ayetini görmezden gelsek, onun bir ayetinin bile hükmünün artık olmadığını söylersek, aynı suçu işlemiş olmuyor muyuz dersiniz? Buradan da anlaşılıyor ki Rabbin kur’an dan ayetlerinin anlamını değiştiren, Rahmanın vermediği manaları, hükümleri yükleyen, şu ya da bu ayetin artık hükmü yoktur, hükmü kalkmıştır diyerek ayetleri görmezden gelenler, ayetleri gizleyenler içinde Rabbim aynı şeyleri söylüyor. ONLAR KÂFiRDiRLER DiYOR.Bu söylediklerime Kur’an dan vereceğim bazı ayet örnekleri açıklık getirmektedir. Lütfen vereceğim ayetler üzerinde çok dikkatle düşünelim. Hiçbir etki altında kalmadan rabbin ayetlerini anlamaya çalışalım. Çünkü hesap günü gelmeden alacağımız önlemler, hatalarımızdan vazgeçmemiz sayesinde, kurtuluş reçetemiz olacaktır.

Aşağıdaki ayetin bizlere anlatacak çok ama çokkk şeyleri var. Birazcık düşünene aklını çalıştırana tabiî ki. Bundan sonra vereceğim örnekleri de, yukarıdaki örnek verdiğim ayetin özünde düşünmeye, anlamaya çalışalım.

Bakara 159-160 indirdiğimiz açık delilleri ve kitapta insanlara apaçık gösterdiğimiz hidayet yolunu gizleyenlere hem Allah hem de bütün lânet ediciler lânet eder. Ancak tövbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar başkadır. Zira ben onların tövbelerini kabul ederim. Ben tövbeyi çokça kabul eden ve çokça esirgeyenim.

Yukarıdaki Rabbin sözlerinden anlaşılıyor ki, iman edenler içinde öyle bir grup insan var ki, Rahmanın tebliğ ettiği apaçık kur’an ayetleri içinde, hidayetin, doğrunun, güzelin yolunu gizleyenlerin, yani bazı ayetleri örtbas edenlerin olduğunu söylüyor. Ayetlerin bir kısmına adeta inanmıyorlar. Gerek geleneklerin etkisi, gerek şahsı menfaatler bu yola itiyor insanları. Bugünde aynı şeyler yapılmıyor mu? Ayetlerin bir kısmının artık hükmü yoktur, onlar nesh edilmiştir dersek, bazı ayetleri gizlemiş, hükmünü kaldırmış olmuyor muyuz? Bakın burada bütünüyle iman etmeyenden bahsedilmiyor. iman ettiği halde kur'an gerçeklerinden bir kısmın ı gizlemeye çalışanlardan bahsediyor. işte bu insanlara Allahın lanet etiğini söylüyor. Elbette bundan vazgeçenleri, gerçeği açıkça ortaya koyanları Allah affedeceğini de belirtiyor.

Aşağıda ki ayette Rabbim bakın ne diyor?

Bakara 161: Ancak, ayetlerimizi inkâr etmiş ve kâfir olarak ölmüş olanlar işte, Allah'ın laneti, meleklerin laneti, insanların laneti hep onların üstüne olsun.

Yukarıdaki ayette Allah ayetlerimizi inkâr edenler ve onların kâfir oluşundan bahsediyor. Tabiî ki bu insanların lanetlendiğini de belirtiyor. Peki, bu insanlar Allah ı, peygamberini, kur’anı hiç kabul etmeyip inkâr edenler mi? Kesinlikle hayır. Yukarıda bu ayetin öncesi ayetleri vermiştim, okudunuz. Orada kimler için söylüyordu hatırlayalım. (kitapta insanlara apaçık gösterdiğimiz hidayet yolunu gizleyenlere.) Demek ki bu insanlar tamamen inkâr edenler değil, tam tersine iman etmiş ama atalarından gelen inançların etkisinde olan, ya da nefislerinin esiri olduğundan dolayı, bazı ayetleri hidayet yolunu gizlemeleri, anlamlarını değiştirmeleri neticesinde, Rabbim söylüyor bu sözleri. Bunu yapmak çok çeşitli yollarla olur. Kimisi bu ayetin artık hükmü kalkmıştır der görmezden gelir, kimisi de ayetlerin anlamlarını çeşitli yollarla değiştirir. Demek ki inandım iman ettim demekle bu iş olmuyormuş. Rabbin istediği bir Müslüman, kur’anın bütün hükümlerine iman eden bir Müslüman olması gerektiği, çok açık anlaşılıyor.

alıntı:Haluk GÜMÜŞTABAK devamı: http://www.islamkent.org/...d.php?p=111319#post111319