Kendi başına kalmak.
çok afedersiniz ama yarak gibi durumdur. özellikle aile babası olarak yaşamaya alıştıktan sonra tek başına yaşamaya çalışmak zorunda olmak çok zordur.
çok zor bir durumdur. benim normalde çocuklarıma masal anlattıktan sonra şuan mışıl mışıl uyumam gerekirken güllü dinleyip muhteşem bir kafayla entry giriyorum. artık 5 bira artı 3 kadeh viski bile kesmiyor. daha ne yapayım. günde 1000 lira alkole mi harcıyayım.
Her yetişkin insanın yaşaması gereken olaylardan birisidir. Benim düşüncem böyle. Hem sorumluluk alırsın hem de kimseye hesap vermezsin. Daha güzel bir olay olabilir mi?

Tek kötü yanı hastalandığında yine her şeyi kendin yapmak zorunda kalırsın. Kendine tek bakabilecek insan o an ve o yerde sadece sensindir. Çok kötü bir şey, çok.
Cennet cennet.
Ev bulsak yaşıcaz.
Belki seneye belki senedende yakın hayırlısı.
ümidimdir.
kimseye hesap vermek zorunda olmamaktır.
istediğiniz zaman uyuyup uyanmanızı, istediğiniz zaman içip sızmanızı, istediğiniz zaman dışarı çıkıp eve girmenizi sağlayan keyif.
Hayatım boyunca belkide yaptığım en akıllıca iştir.

Yıllarca işim sebebiyle tek yaşadım ve ekonomik olarakta beni rahatlatan bu dönem hayatımın en güzel dönemleriydi.

istediğim zaman erkeklerle geyik muhabbeti, istediğim zaman hatunlarla takılmaca, istediğim zaman evde baksırla oturup keyif yapmalar. Daha birçok güzel aktivitemle beraber süper dönemdi.
Her sene 10 ay içinde bulunduğum durum. Kötü yanları olsa da, Gerçekten mükemmel bi'şey. imkanı olan varsa bir dakika bile durmasın, hemen ayrı eve çıksın.
13 yaşından 18 yaşına kadar hayalini kurduğumdur.

18 yaşından bu yana da bir insanin hayalini yaşamasının ne olduğunu bilerek bunun tadını çıkarıyorum.

Özetle özgürlüktür.
Kendi cumhuriyetinizi kurmaktır, bayrağınızı dikmektir.
Hem kral hem halk olmaktır.
hayata karşı tam mücadeledir. diğer türlü konformist olunuyor. gerek yok.
yemek , temizlik falan değil de evde kendi sesinden başka ses olmayınca o koyuyor insana. bir de hiç bilmediği şehirde eşin dostun da yoksa tamamen bunalım,depresyon hali. kendimden biliyorum , birebir yaşıyorum.
sanıldığı kadar kolay olmayan, sorumluluk gerektiren durum. insan tek başına yaşarken daha çok yoruluyor.
kendi kendinin patronu olmaktır , özügrlüğün sınırsızlığın kendi koyduğun kurallarınla bambaşka dünyada yaşamaktır , ayakta durmanın özgüvenin her noktanın diğer insanlardan bir tık önde olmasıdır.
Lükstür lüüks.
2011 yılından beri yaşadığım durumdur.

bazen iyidir , bazen ise evde ses olsun diye bilgisayardan garip videolar , televizyondan ilgisiz programları açarsınız.

alışveriş yaparken yoğurt 250gr olandan alıyım zaten tekim bitiremem , elma 2 kilo değil 4 tane alayım zaten yiyemem demenize sebep olur.

beni çok üzüyor bu durum.
geçici bir süre olsa da zevklidir, kötüdür, yorucudur, bazen keyif yapmaktır, bir şeyi unutmaktır veya tam sorumluluk almaktır. yani bir sürü ikilem barındırıyor. ama bu ikilemi yönetebilmek insanın elinde tabii.
tek kelimeyle açıklarsam huzur demek.
3 yıldır yaşıdığım durum. Kafayı yiyecem amq böyle işin ben hiç sevmiyorum bu hali.
(bkz: evime gideyim de herkesi dışarı kilitleyeyim)
Birkaç kısa dönem hariç on yıldır evimde sadece kedilerimle arkadaşlık yapıyorum. ilk zamanlar sessilik çok zor geliyordu, şimdi bağımlılığım oldu resmen. En ufak gürültüye bile tahammülüm kalmıyor geceleri. En güzeli de kapını kapattığın an her türlü hayhuydan uzaklaşıp kendi dünyana dalmak. Hiçbir şey yapmasan bile kendini dinlemek en güzeli.
kendimi bildim bileli tek başına yaşarım. aslında harikulade güzel birşey. ama şöyle olursa; haftada 1 2 gün kız arkadaşın gelicek haftada bir iki gün arkadaşların gelicek yiyip içip muhabbet ediceksin kalan günler sana kalıcak.
bu şey değil mi ya, banyodan çıktıktan sonra dal taşşak odaya gitmek.