bugün

kim söylemişti unuttum 'ben yaptiklarimi yıkarak ve yeniden daha iyi insa ederek yasiyorum' diye. geçmiş zaman unuttum...

bazi zamanlar insan hayatında bir şeyler yürümüyorsa ve dingildeyen bir şeyler varsa yıkmak sart olur.

nasil ki yeni bina yapilacak arazinin üzerinde köhne harap olmuş bir ev varsa gelisen restorasyon calişmalari deva olmazsa balyozlarla yikilip yeniden yapilmasi gibi insan evladi da yikip yeniden yapmak mecburiyetindedir.

ikinci dünya savasi sonunda almanya bitmiş tükenmiş yok olmuş bir vaziyette idi. iki parçaya bölünmüş ülke nüfusu yaslilara cocuklara kalmiş ahalisi ise itilmiş sıpa gibi ortada kalakalmişti. taş üstünde taş kalmamiş ve derin bir girdaplar içinde dolanan bu devlet çöküntüden cikarak ekonominin ve teknolojinin krali olmuştu.

keza japonyanin durumunu da bilmektesiniz iki atom bombasi ve sonny, toyota gibi devler.

işte insanoğluda bir zaman sonra tam böyle sapa oturacaği vakit ve herşey bittip tükenip kaputt oldugunda hayat bacaklarina gül fideleri gibi sarilir...

fakat süphe yoktur ki kişi beceri sahibi ise ve melaikeleri gelişmiş ise mucizeleri denilen ama esasta 2*2=4 sonucu olan şeyi gerceklestirir. fakat hiç biri yoksa bir girdapta dönenir durur. ne gecesinde tat vardir ne gündüzünde...

sözümüzün özü;

ama anlamiyor musunuz ki basımıza gelen her şey, daima, başlangıçtan başka bir şey değildir?

rainer maria rilke
(bkz: küllerinden doğmak)
insan kaybedecek hiçbir şeyi kalmadığı zaman büyük riskler almaya başlıyor da ondan.
moral ve şevk veren, muhteşem üzeri bir sözdür. yarı tükenmiş bir insan, ortadadır. ne yana gideceğini şaşırır. tamamen tükenmek, yeni bir hayata açılan kapı olabilir.
(bkz: phoenix)
ya da şöyle de diyebiliriz su iyice bulanmadan durulanmaz...
dibe vurmadan yuzeye cikilmaz da denebilir.
dipteysek sadece yukarı çıkabiliriz şeklinde yorumladığım sözdür.
en güzel örnek için (bkz: hiroşima sonrası japonya)
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar