bugün

Birkaç gündür pek konuşmaya hevesli değilim. Başta bu durumun beni hasta edeceğine inancım sarsılmazdı fakat günler geçmeye devam ettikçe yanlış bir inanç uğruna kendimi feda edeceğim yeisine düştüm. Bu durum fazla uzun sürer diye habis düşüncelerle kıvranmaya başlarken mantığım işi ele aldı. Neden hep en son mantığım konuşur? Bilmem. Oysa ondan önce; kalbim konuşur, vicdanım konuşur ama ne yazık hep en sonuncu mantığımdır. Oldum olası sevimsiz görünmüştür bana bu illet, çirkin ördek yavrusunun çirkin dönemi mantık olmalı. Yine de üstüne gitmemizde birçok beis saptanmıştır. Mantığın kalbi vardır. Onu tarumar etmenin lüzumu yok. Benim kalbimi sıhhate kavuşturan mantığımdır. Hep geç gelen, acının acıları doğurduğu o karanlık zamanların ilk ve son konuğudur. Lüzumu var eski nizamı tarihe karıştırmanın...
Sonra dedim ki kendi kendime...
Susmak gerek anlaşılmıyorsan. Konuşmamak gerek şayet yadırganıyorsan.
Susmak iyidir.
Sessizlik iyidir.
Çünkü hesaplaşman gerek içindeki gereksiz kişiyle.
Hemde acımasızca ve korkusuzca.
Dertleşmek gerek sonra kavga bitince.
Hele birde büyük olsa yanında azda beyaz peynirle...
Bak işte değmeyin o zaman keyfimize.
Belki ağlarız bile neden olmasın.
Sarılırız azcık özür felanda dileriz.
Ya hu..
insan hiç canıyla küsermi muhterem?
Ama işte bitmez içimizdeki o gereksiz kişiyle olan kavgamız.
Konuşsa kafa ütüledi deriz, sussa bunalımdayım boşluktayım deriz.
Bitmez canımızla uğraştığımız.
Bitmez azizim bitmez ettiğimiz eziyetimiz.
Salakça, saçma ve abuk subuk düşünceler çiftleşiyor beynimizin her kıvrımında. Gebelik süresi bir kaç saniye, yada birkaç dakika olan nur topu gibi yeni düşmalıklarımız doğuyor aklımızın en boktan köşelerinde.
ve elimizde kocaman bir tırpan...
Nefret ekip, intikam biçiyoruz ustalıkla.
Aldatılmış, kandırılmış ve kullanılmış bedenimizden akan terimizi silmeden biçiyoruz toprağı.
Düşen damlalar yeni yeni kötülük filizlerini sulamakta.
Utanmak kötü bir insana olmaktan.
ve çekinmek tanrıdan kötü bir tohum olduğumuz için.
Özür dilemek anlamsızca ve çaresizce.
Komik...
Hatta saçma..! Hemde çok saçma.
Doğamayacağını bilmek bir kere daha ve inatla vazgeçmemek kötü olmaktan.
Heşlemek koskoca bir ömrü.
Püffff...
Buda saçma.
Adım atmamak iyilik için, affetmek için, bağışlamak ve bağışlanmak için.
Buda saçma.
Beslemek içimizdeki şeytanı itina ile.
Semirtmek kurbanlık bir öküz gibi.
Yanlış.
Tanrım bağışla beni.
ve iÇiM...
Bari sen, lütfen affet beni.
Olurmu.