bugün

anneye yemekte sofra bezinin altından gösterilen oyuncak fare, çok kötü korkmuştu da küsmüştü bile bana.
kremalı bisküvi arasındaki kremayı çıkartıp diş macunu sürerek arkadaşlarıma ikram etmek.
Arkadasımın telefonunda kendimi turkcell diye kaydettim . Ardından bir mesaj : Sayın abonemiz calarken dinlet uygulamasından borcunuz 49, 38 tl dir. Son ödeme tarihi gg.aa.yyyy dır (bugün ).

Bunu okuyan arkadasınızın yüzündeki korkuyu saskınlıgı izlemek acayip zevk verir.
Benim yaptığım şaka mermer merdivenlere mum sürmekti fakat en pis şakaya tanık oldum diyebilirim. Lise ikide bir arkadaşım gerçek bir olaydan esinlenerek pisuvara sıçmıştı.
lise de genç bir bayanın sandalyesini çekmek....

ulan bi de kızı köpek gibi seviyorum... nasıl bi hayvanlıksa.
sevdiğim kıza ölüm haberimi yollamıştım. evet çok gariptir. facebook üzerinden bir etkinlik düzenledim ve cenaze törenim için onu da davet ettim. sonra şakayla karışık ''bu ne lan öldün mü '' falan dedi. ben de arkadaşın ağzından konuşuyor gibi yaptım. 3-5 arkadaş ayarlayıp etkinlikte ''mekanı cennet olsun, hatim falan indirelim hayrına'' gibi mesajlar yazdırdım. en sonunda inandırdım. köyü falan aramış sonra öğrenmiş ama epey de üzülmüş. amma salakça di mi?
arkadaş önde ben arkasında ütü yaparken dur lan dedim şu mala bi şaka yapayım. ütünün kızgın olduğunu bile bile fakat hafif tertip dokundurursam da bir şey olmaz diye düşünüp bunun beline bir bastırdım! aboooooo, adam bir iniliyor bir böğürüyor ben arkasından koşa koşa tuvalete su almaya koşturdum, millet ayaklandı, beli yandı adamın iyi mi? yahu çok utanıp bozuldum sormayın amk.
dört sene boyunca bi kızı seven, kıza açılan ancak duygularına karşılık alamayan, buna rağmen kız ile bağlantısını kopartamayan arkadaşa yaptığım şakadır. bizimoğlan deli gibi aşık, kız bu aşka karşılık vermiyor ve abisi tam manasıyla bir psikopat.

gecenin bi vakti bir başka arkadaşımın telefonundan çocuğu arayıp, "alo apti sen misin ulan, ben zabri, önce seni sonra kızkardeşimi geberticem ulan, gel meydana yarım saaate" deyip telefonu kapatmıştım.

sonra meydana gittim tabii, baktım bizimoğlan tırıs tırıs geliyo, gittim yanına, olayı anlattı "çok büyük dayak yicem olum bu gece abisi kızı sevdiğimi öğrenmiş beni dövmeye geliyo, sizi görmesin burda"

gittim bi ağacın arkasına sonra, yine aradım. "beş dakkaya ordayım lan, tabanca da belimde" dedim telefonu kapattım. çocuk delikanlı ama, kaçıp gitmedi. "gelsin konuşcam abisiyle, vurucaksa beni vursun kıza bişey yapmasın onun bi suçu yok" dedi.

sonra bi beş dakka da çocuğu korkutup olayı anlattık, çok korkmuştu ne yapacağını şaşırdı. ama ben de pişman oldum şakayı yaptıktan sonra, olayın buraya gelceğini düşünmemiştik. telefonda şakayı yapar hemen açıklarım diyodum, ama şakanın cazibesine kapıldık ne yazık ki.

sonuçta üzdük çocuğu baya, mahallesinde baya olay oldu, herkese anlatmış ben şakayı daha açıklamadan ona buna. abisi beni dövmeye geliyo haberiniz olsun, çok dövse de karışmayın demiş. bi süre sonra çocuğun gönlünü aldık ama ne mutlu ki.

ancak üzücü olan, bu kardeşimiz artık 5 senedir bu kıza deli gibi aşık, ve ne yazık ki hala bir karşılık alamamakta.
Lise yillari, dershanedeyiz. Bi hoca var, tam anlamiyla kil. Bir de hamile. Sinir bozuyor anca kadin. Bi gun bi saka yapmaya karar verdik bu hocaya. Bi arkadas o gun evden menemen yapti getirdi. Birisi ekmek getirdi. Hocanin sinifa gelmesine yakin ogretmen masasina menemeni doktuk, hamile olan biricik ogretmenimiz sinifa girdiginde hep bir agizdan bi yaygara kopardik.
"hocam yagiz masaya kustuu"
tam bu sirada ekmek getirmis olan arkadasimiz, ekmegi tutup tutup menemene -hocaya gore kusmuga- bandirip bandirip yiyordu. Tabi biz gulmemek icin resmen ikiniyoruz, geberiyoruz. Hoca o an dayanamayip cikti gitti siniftan ogure ogure. Dershaneye de bi 2 gun boyunca gelmedi zavallim. Pisman miyim, hayir.
peçetenin içindeki boka 1 elham, 3 ihlas okutmak türünden bir şakadır.

dönem, 90'ların ilk yarısıdır. terör olaylarının ayyukta olduğu bir dönemdir ve bütün sülale(anne tarafı) ata yadigârı bağ evinde toplanmıştır. bağ evi ile baraj gölü arasında kalan geniş arazi üzerinde kırmızı, ufak bir ışık yanıp yanıp sönmektedir. en büyük eniştem ve en büyük dayım aralarında "terörist olmasın" paranoyasını kısık sesle dillendirmektedir. en büyük dayımın, en küçük çocuğu henüz 3 yaşları civarındadır.

bu terörist söylentisi, muayyen bir hadde ulaştığı sırada(ki dayım yarı otomatik av tüfeğini elinin altına alıp, eniştem de çifteliyi zula yapmıştır. olaylar, olaylar yani) dayımın küçük oğlu birkaç adet peçete üstüste konularak sıçırtılmıştır. o dönemde 10 yaşına henüz gelmemiş olan şahsıma "muska" konusunda güven duyulmayacağı hesaba katılarak dayımın büyük oğlundan da yardım alınmıştır. kadınların oturduğu çardakta bir tur elde gezdirilmiş, hemen her yaş grubundan her kadın tarafından 1 fatiha ve 3 ihlas okunup "kötü kokuyor" sızlanmaları eşliğinde boklu peçetenin üzerine üzerine üflenmiştir.

ulan dün gibi aklımda hee. valide sultan ısrarla açtırmaya çalışıyor, dayıoğlu rolünü öyle benimsemiş ki "kerameti kaçar" diyor, başka şey demiyor.

ondan sonra da din dogmadır dediğin zaman kızıyor o gün boka dua edenler. neyse konumuz bu değil. böyle pis bir şakamız vardı işte.
piknik alanından tuvelete gidiyorum diye ayrılıp ele nutella sürüp geri gelmek ve arkadaşlar iğrenen gözlerle bakarken nutellayı yalamak.
anlatmaya erineceğim kadar uzun, 3 ay süren organize bir şakanın değerli bir üyesiydim.

peter answers'ı bilen bilir. bilmeyen de tıklar öğrenir.

gerekli malzemeler hafif saf bir kurban, kekleme hevesiyle tutuşan değişik eğlence anlayışına sahip bir sürü adam ve bilgisayar.
aylarca süren geyikler, geçirilen krizler, makyajla yapılan kanlar vs.

şakanın etkisini anlatmak için sadece şunu söyleyeceğim; bu şakayı yaptığımız adam bir agnostikti ve 3. ayın sonunda banyoya girip gusül abdesti aldı ve çıktığında gözlerimizin önünde kelime-i şehadet getirip müslüman olduğunu söyledi. işin bokunu çıkardığımızı anladıktan sonra organizasyona son verdik tabii. bu arkadaş birkaç gün şoku atlatamasa da daha sonra anılardan gülerek bahsettik.

ne pis adammışız vesselam.
boş demlik şakası kafaya oynar. üniversite öğrencilerinin vazgeçilmez şakasıdır. her zaman da bu şakayı bilmeyen bir enayi bulunur. şanslıysanız sadece gözlem yaparak öğrenmişsinizdir. çünkü adamın altını sıçırtıcak bir yüz ifadesine sokuyor. düşünsene çüküne dökülecek kaynar suyu, demlenmiş çayı. hayatı film şeridi yapar, izleyiciler okur gözlerinizden. yarılma garantisi vardır. çocuk kalp krizi geçirmezse tabi.
kardeşimin ağzına hamamböceği atma

montlar altına girip aniden fırlayıp kardeşin yüreğini hoplatma

perde arkasından hayalet şakası yapıp yine kardeşi korkutma

sınıfta cin çağıranları korkutmak için boş yan sınıfa girip tahtaya 3 kere vurarak sınıftakileri çığırtarak aşağı kaçırtma

arkadaşa elinde hamamböceği şakası yapma

arkadaşlara arkadan aniden hafif sert arası bağırarak vurma

derste metin okuyanı zorla güldürme

oyuncak fare ile evi korkutma

ve daha niceleri.
lisede kahve makinesine müsil atmak. koridora sıçan vardı..
Kardeşim uyurken kulağının içine karınca koymuştum. Gerçi bu şaka değil resmen ibnelik ama ben şaka olarak yapmıştım. Küçüktüm tabi o zamanlar. Kulaktan beyne giden bi yol yoktur inş. Yoksa kardeşimin beyin pert.
Yılanın ciğerini arkadaşa fırlatmak.
Pikniğe gittiğimiz yerde avlanmaya gelen adamların, rakılarını soğusun diye bıraktıkları çeşmeden alıp içlerini boşaltmak. işin kötü tarafı adamlar zaten demliyken yaptık bunu ve ellerinde de av tüfekleri vardı. Onlar deli gibi rakı şişelerini ararken ben ve kuzenlerim bir yandan korkup bir yandan da kıs kıs gülüyorduk. O gün yaşadığım heyecanı hiçbir şeye değişmem.
Babası imam olan bi arkadaşın babasını allem edip kullem edip ikna ettik raporlu olan bi hocamızın selasını verdirttik. Allah affetsin tüm okul ağladı.