bugün

ferhat göçer köpeklerine kızım diye seslenirken kızına takoz diye sesleniyormuş ve kızı buna çok kırılmış anladığım kadarıyla. benim babam da köpeğimize kızım diyor bana serseri diyor bence çok büyütülmemesi gereken bir konu.
yaptıklarım için pişman değilim haa aklım hala yapamadıklarımda bro.
aklinda deli sorularinin olmasi neden insanlari surekli yanlis eylemlere goturur?
ya da, neden yanlis kisilerle mutlu hatiralar biriktirmeyi dusundurur?
neden insan her defasinda kendini mahvetmek icin ugrasir?
bir ortamda engelli birini gördüğünüzde ona lütfen dik dik bakmayın olur mu? engelli bir bireyin yanında ailesiyle sohbet ederken "nesi var? zihinsel engeli var mı? down sendromlu mu? vs." diye de sormayın. konuşulanları ya da bakışlarınızı anlamıyorlar mı sanıyorsuz? zaten hayatı yeterince yorucu olan o aile bir de çocuklarını sizin önyargılarınızdan sakınmak için çırpınıyor. lütfen biraz empati...
Bir yıldır sevgilim yok. 365 gün. Ve yalnız olduğumu yeni yeni hissetmeye başladım. Skorlarım oldu elbet. Ama bunların yetmediğini daha yeni yeni öğreniyorum
etrafimda bir avuc dolusu insan var ama yalniz hissediyorum kendimi. sanki toplumun icinden soyutlanmisim gibi. icim icimi yiyor, haykiriyor fakat disimdan hicbir eda cikamiyor.
Bile isteye birbirinin canını yakan insanlara ne anlatabilirsin? Arkasına dönüp bakmayan ya da sadece arkasında bıraktıklarıyla yaşayanlar, türlü türlü ruhlar. Hepsi güzel geliyordu, artık değil.
Can acıtan, iç burkan detaylar. Kurtulamayan cümleler ya da keşke söylemeseydi denilen kelimeler. Böyle geçiyor ömür. Bir bakmışsın yol bitmiş ve sen bir adım gidememişsin.
137 gün sonra yazdığım ilk entry. Yine beni buraya yalnızlığım getirdi.
tam tamına 2 dakika önce valizi olan kadına çok sıkışıklıktan sonra laf eden kaş göz yapan kız bu davranışından yaklaşık 10 saniye sonra kadınla kanka oldu. şimdi ise evlenen arkadaşının gebze'deki durumunu konuşuyorlar.
hayat gerçekten çok ilginç.
başım öyle çok ağrıyor ki komple kesip atasım var.
Sözlüğe girip sana bakmaz olaydım. Yazdıklarınla canımı çok güzel yaktın eline sağlık aferin sana ! Yazdığın ister dogru olsun ister inat olsun zerre umrumda değil. Keşke böyle birşeyi okuyacağıma kör olsaydım ! Sana karizmatik ve zeki erkekler ile mutluluklar bundan sonra seni ne anarım ne de kalkıp sana bakarım zaman içimde de sana olan tüm sevgimi sönümleyip ondan sonra yoluma bakacağım. Canımı çok güzel acıttın helal olsun. Daha da sana dair tek kelime etmiyorum.
Ölüm var unutma, ölüm var...
Hava güneşli olduğu için farketmeden soğuklamışım bugün. Gaz kaçağında bozuk yumurta kokusu var. Şu anda üşüyorum. Anladım ki ben ne üşümeyi ne sıcaktan bunalmayı seviyorum. Ben sadece baharları seviyorum, üşütmeyen bunaltmayan.
başım ağrıyor, bu gece olmaz.
Cahil adama hiçbir şey anlatamazsın. Sabah sabah tüm sinirim asabım bozuldu. işçiye yaptıklarının yanlış oldugunu söylüyorum uyarıyorum fotoğrafını çekiyorum diye işi bırakıp üzerime gelip yaptığım işe saygı duymadan ağzına geleni söylüyorum. Doğruyu olması gerekeni anlatıyorum adam hala kendini hakli görüyor sen ne dersen ne. iş güvenliği uzmanına zerre saygı yok bu ülkede. Bir de bunlar ölünce içeride ben yatacağım bunların hatası yüzünden benim hayatım yanacak. Yazıklar olsun başka hiçbir şey demiyorum. Neymiş önceki attığım foto yüzünden adamın iş akdine son verilecekmiş 20 bin lira tazminatı yanacakmış yanarsa sonrasına karışmazmış vay amk. Sen adamların hayatına zeval gelmesin diye çabala önlem al elin piçin gelsin seni tehdit etsin.
kafam çok karışık. gerçekten aşırı derecede duygular, düşünceler birbirine giriyor.
Sadece söylemek değil haykırmak istiyorum. içime içime haykırıyorum hatta.
Şoktayım, inanmak istemiyorum.
Yapabileceğim hiçbir şey yok.
Kalbim paramparça.
Doğru adam falan değil. Çünkü gerçekten onu sevmeye çalışırken kendimden nefret etmişim ben.
‘Sevme! sen onun en büyük düşmanısın’...
hayata bak ya. akşama kadar ağlayıp yorgunluktan uyuyakalıyorsun sonra uyanıp ertesi gün için yapılması gerekenleri yapıyorsun.
Günün sonunda Yıldızlara bakmayı unutuyorsam o günü kendim için yaşanmamış sayarım.

Ve başkaları için harcanmış koca bir gün daha.
paramparça anılar akıllara düşer ara sıra..
insanız sonuçta..

hissettirdikleri tuhaf,
eski bir yara izinin tekrar kanaması kadar tuhaf..

sanki zamanın oyunu gibi yakındır ,
ve sözcükler kifayetsiz gelir,
çünkü, yaşadıkların sadece senindir..
çünkü, acı senindir..

basittir aslında geçmişin yükü,
çünkü her insanın rüyası farklı olsa da aynıdır uykunun kalbindeki büyüsü..

sadece anımsamak ve biraz olsun hüzünlenmek istersin, isterim, isteriz..
çünkü bizler geçmişte seveniz..
sessizleşmesini biliriz..
Daha da Söylenecek bir sözüm yoktur.
Kaç saatten beri "aşıl" diye başlık açmaya çalışıyorum "asil" diye açmaya çalışıyor, yapacağınız sözlüğü seveyim.

Örnek: (bkz: aşıl)
Bugün ilk defa yaşlılığımı ciddi ciddi düşündüm.
Birkaç gündür yaşlı bir kadın için hastanelerde kıvranıyorum. Bir tane çocuğu var. Annesinin hastalığından haberi yok. O kadar ilgisiz.
Çıkan hastalık sayısını unuttum. Her birine ayrı ilaç. Psikolojisi allak Bullak olmuş. Dr. Yeni bir tedaviye başlayacağını belirtince Dayanamadı ağladı.
Bugün Yanı başımda, koluma giren koskoca bir yalnızlık vardı. Yağmurun altında Ağır adımlarla tamamladık bu günü. Pazartesi tekrar başka Dr. Gideceğiz.
Ona bakınca evlilikten de soğudum, çocuk isteğimden de. Yalnız bu ikisi olmayınca da başka sıkıntı.
Genç yaşta çok farkında olmayabiliriz ama insan şu Dünya'da yaşlandığında elinden tutacak bir eş, büyüttüğü evladından da şevkat görmek istiyor. bugün yaşlı bir kadının gözlerinde bu vardı.
kafamda sürekli dr who da d.tennant'ın yani 10. doktorun söylediği "i don't want to go" repliğinin sahnesi dönüyor.
belki de küçük kaldırımlarda üstümüze göre olmayan yükleri giymekten iyidir, her gün büyük kaldırımlardan geçen önemsiz bir yara olmak. belki de iyidir susmak, yutmak, sonra bir şehirde yutulmak. çivi çiviyi sökmese de öyle farzetmek. kelimelerin ve gülücüklerin de zamanla rol yapmayı öğrendiğini görmek. belki de iyidir herhangi bir insan olmak, böyle olmak, kendin ol/a/mamak. belki de iyidir gitmek, -mış gibi yapmak, yorulmak. sonra bir sabah denizi izlemek, biraz yürümek. bir kafede çay içip etrafı izlemek. öyle her şeye üzülmemek, ya da düşünmemek..
güncel Önemli Başlıklar