bugün

Hala asigim çok korkunç.
Hepinize teşekkürler, sizi seviyorum.
Tanrı’dan öğrendim ben terk etmeyi, ondan kusursuzdur ölmelerim.
Bıkmadım.
Geçen yıl bu vakitlerle şimdi arasında öyle çok değişti ki hayatım. O kadar hızlı ki. Sadece tepkisiz izliyorum artık.
Eskisi gibi olmayacağını biliyorsun en çok da üzen bu.
Canımın çok sıkıldığı bir durumla karşı karşıyayım şu an.
En büyük destekçilerimden biri, kahramanım dediğim abimle arama bilmem kaç bin km mesafe girecek. istediğim zaman gidip canımdan parça gözümün nuru dediğim yeğenimi göremeyeceğim. iki haftadır resmen içim kan ağlarken bir o kadar da mutluyum. Kritimu böyle bir eğitim sisteminde tek çocuğumu yetiştiremem derken yerden göğe kadar haklısın. Çocukluk hayalini gerçekleştiriyorken ben bu derece üzülüyorum, bilmiyorum ne kadar doğru?
Bu ülke böyle bir beyni kaybetti ya sepet sepet kına dağıtacağım tüm yeni Türkiyecilere.
Duygularımı aldırmak istiyorum.
Sadece çok beğendiğim entrylerini açık oylamanın yanında beğenmediklerimi açık eksilemekten de hiç gocunmadığım sn. Yazarlar:
Demem o ki sizi seri oylamışsam gerçekten beğendiğim içindir beğendiğim yazar sayısı çok azdır yada beğenmişsem eğer gerçekten beğenilmeye değer yazar ve yazıları açık oylarım sevgiler.
Bu arada buralarda yokum kısa bir süre dönene kadar bana her daim arkadaş olan yıldızlar size de göz kırpsın yalnızlıktan yakınan sn. Yazarlar
ne yaparsam yap doğukan kimsenin umrunda değilsin kimse sana değer vermeyecek adam gibi.
Hayal kuranı el birliğiyle sikiyolar.
ahah hırkızı ve hırkızlığı hiç sevmeyen akabe

bayramdan bu yana 3000 yılbaşına kadar da 30.000

adi suçluyu (hırsız, yankesici, dırnakçı, hapçı falan)

gayrı hapisanlerde yer kalmadı, bunların mesarifine yetemeyyok

çıksınlar dışarı da, ne poh terlerse yesinler deyip salacakmış.

evinizi, arabanızı, tükanınızı extra emniyete alın

gerekiyorsa sikorta neyim yaptırın, güvenlik önlemlerini arttırın.

zira hırkızı ve hırkızlığı hiç sevmeyen akabe için bunlar

mühüm şeyler değilmiş.

sonra vay ben duymadıydım

vay benim niye haberim olmadı falan demeyin.
instagram'da fotoğrafı hangi saatte koyarsam daha sık görünür olup, beğeni kasabilirim diye düşünecek analitik zekaya sahip bir arkadaşım var. tanıdığım bir, tahmin ettiğim birden çok.

ona göre sabah erken saatte ve iş çıkış saatlerinde fotoğraf paylaşmak beğeniyi azaltıyormuş. insanlar halsiz ve bitkin olduklarından sürekli ekranı yukarı kaydırma eğilimli oluyorlarmış. sabah 11 ve öğleden sonra 3 ve özellikle akşam 9 skalası ise görünürlüğü artırmak için önemli saatlermiş.

valla ne diyeyim, adam markalaşmış artık. belki işinize yarar diye paylaşmak istedim.

not: instagram'ı severim.
Baba çınar ağacı gibidir, meyve vermese de gölgesi yetkddkskkdkdkd.

görsel
Aman Her şeyin canı cehenneme be.
Bugün silindiğini zannettigim bir sürü eski fotoğrafımı buldum çok mutluyum.
istediğim seviyeye gelmem için önümde aylar var ve ben bu ayların su gibi akmasını istiyorum. Fakat bu su gibi akmalarını istediğim ayların içinde benim ömrüm var.
dünyada yaşayan bütün her şeyin ve dünyanın amına koyayım hatta sadece dünya değil uzayın da, uzayın dışının da amına koyayım. iyi geceler.
Söyledik de işe mi yaradı.
yarın gidiyorum. şimdi de uyuyacağım.
zamanında lisede, üniversitenin başında sevgilisi ile ya da hoşlandığı kız ile ilgili üzülenlerin hayattan tat alamadıklarını söyledikleri zaman onlara inanmıyordum. hatta diyordum ki ulan insan kötü bir deneyim yaşadığı ya da üzüldü diye yemek yemekten vazgeçer mi? ama çok ilginçtir ki şu an onu yaşıyorum yarım tostu bile bitiremiyorum. bu sevgi, aşk adı her neyse çok acayip bir şey tabi bunun birde karşılıksız olma durumu var galiba ben onu yaşıyorum. tabi bir umut ışığı kendime şu şekilde yaratıyorum belkide her şey bir test. belki kızın aklında şu fikir var 'bakalım ben ilgi göstermeyince ne yapacak vazgeçecek mi?' gibi bir test olduğuna inanmak istiyorum. belki de hoşlandığımın farkında bile değil.

bazen sadece susuyorum ve düşünüyorum gerçekten seviyor muyum? gerçekten sevdiğimi nereden anlayabilirim, hayat niye bu kadar düz bir mantık üzerinde ilerlemiyor. kendi duygularımı anlatamıyorken bir başkasının duygusunu nasıl anlayabilirim. kendimle bile empati yapamıyorken nasıl sevdiğim insana yapacağım. aslında hep saygılı ve karşımdaki kişinin öz-değerlerine empati duyarak yaklaşan biri olarak görmüşümdür. böyle olduğuma inandım yani. ama insanın içini kemiren, yiyen bu anlayamama hissi gerçekten çok can sıkıcı bir hal alıyor zaman geçtikçe daha komplike bir hal alıyor. bilinmezlik içinde hayat devam ediyor tabi benimde sabrım var. herkesin bir sıkılma süresi olduğuna inanırım tabi bu Platonik ise daha uzun sürer çünkü etkileşim halinde olmadığın bir insanın duyguları aslında senin ona karşı hissettiğin duyguların yansımasıdır. fakat bir gerçek var ki bu zor bir ihtimal. belkide en güzeli uzaktan sevmektir demek istiyorum ama bu da insanı hayattan soğutan bir hamle. şu an farkına vardım galiba ama burada bile bir strateji kuruyorum. belkide benim sorunum budur sözlük. fazla sistematik düşünüyorum ama yaklaşamıyorum olmuyor yani ama umarım bu böyle devam etmez. tek yaşamak zaten zorken birde beni değersiz ya da değer vermeye gerek görmeyen insanlar için fazla çabalıyorum. bilmiyorum sözlük bunlar da benim yazmak istediklerim sözlük bir de şiir.

Fotoğrafını kaç kez öptüm?
Cüzdanımın ön gözünde
Uzun uzun bakarken gülümsedin
Ve cenneti keşfettim gözlerinde
Birakin beni de sevsinler aq.
Bar açmak istiyorum sözlük hergün insanlar gelsin hepsiyle sohbet muhabbet ediyim bazen girip yemek yapıyım , bazen biraları götüriyim kafama göre, milletin derdini dinliyim mutluluğuna seviniyim sevgilimde yanımda olsun . Basit yaşamak istiyorum yönetici korkusu olmasın rekabet olmasın hergün istemediğin işe para kazanmak için gitme aynı saatlerde aynı şeyleri yapma . Basit ve mutlu
Mutlu yasamayi bilmiyorum acayip kafalar yaşıyorum ruhum 40 yasinda mk calis calis insanların kurduğu sistemleri mekanik olan şeyleri popülerliği parayi toplum ahlakini algisini özgürlüğü kisitlayan herşeyin AMK dedim ya acayip kafalar yaşıyorum.