stockholm sendromu

Karşıdan bakınca ruh hastası işi gibi duruyor, ama yaşamadan bilemezsin tabii.

Tanım: rehinelerin, kendilerini rehin alan kişilerin duygularını anlayıp, zamanla onlara ısınıp onlara yadımcı olma durumu.

saygı duruşu - istiklal marşımız

1) varlıklı ama içten içe mütevazı kadın kişisinin dağda tek başına olan bir kulübeye turkish deepweb hardcore erkek kişisi tarafından kapatılması.

2) aralarına erkek kişisinin sürekli yabani hayvan avına ve toplayacılık yapmaya çıkmasından ötürü giren soğukluk.

3) kadın kişisinin yavaş yavaş ortama ve yabanıl erkeğine alışma halleri. yarım elmalar, gönül almalar.

4) ufak elektriklenmeler. çarpışıp kitapları yere düşürmüşçesine ilk görüşte aşk değil de; ne bileyim onun biraz daha soft ve spontane gelişeni.

5) kadın kişisini sağ bacağından çıngırdak yılanı sokması

6) erkek kişisi gelinceye kadar ölmeme ama extacy atmışçasına terleme. akabinde yarı baygın şekilde erkek kişisi tarafından beton zemin üzerinde seksi bir şekilde yatıyorken bulunma.

7) ocakta orduyu bile doyuracak büyüklükte olan ama içinde ne olduğu bilinmeyen kazandan çıkan buhar ve yabanıl ev temalı bir manzara, erkek kişisinin başlangıçta ne yapacağını bilememesi.

8) sağ bacağı saran çiçekli eteğin tatlı sertlikte yırtılması, oral yolla emilim.

9) kadının hiçbir şey olmamışçasına 1-2 gün sonra ayağa kalkması. *

10) senaryonun böyle bi 180 derece değişmesi ve türk aile yapısına uygun bir yuvanın kurulması.

kapanış

Adı Anadolu Halkı sendromu diye değiştirilmelidir.

insanlarla ilgili bir garip gerçek, kadınların efendi erkek yerine piç erkek tercihinin sebebi.

Celladım benimle evlensen ya..

kaçan kovalanir mantigi işte cok basit.

yerinde bir sendromdur, düşünsenize bir banka soyguncusu onlarca insan arasından sizi çekip boynunuzu doluyor, sizi rehine alıyor, kaçırıyor hem korku yaşıyorsunuz hem de kendinizi değerli hissediyorsunuz çünkü soyguncu bey önce şöyle bir bakmıştır etrafa ve iki üç saniyelik düşünme sonucu sizi seçmiştir, tabi bir de yalnızsanız adamın sizi kaçırması , kafanıza silah dayaması, topuğunuza sıkması falan hoş şeyler aranızda bi bağ oluşması normal, tabi sonunda ölüm de olabilir orasını bilemeyiz.

kısacası 'tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bakacaksın' temalı lanet sendrom.

(bkz: Aleyna Çakır)

Beni hapsedecek adam zeki, kaslı, kültürlü ve yakışıklıysa geçirebileceğim sendrom.

türk milletinin genelinin sahip olduğu sendrom. aksi takdirde tecavüzcüsüne aşık olup onu 18 senedir iktidarda tutmazlardı.

(bkz: celladına aşık olmak)

bir şehir ismiyle anılan en büyük sendrom.

Lisede iken bir hocamız vardı haylaz bir arkadaşı tutar fırlatırdı dolabın tepesine, etmediği hakaret kalmazdı sınıfa. Sınavlarda kazık sokardı bizlere iki hafta oturamazdık. pestilimizi çıkarırdı ama sınıfça severdik adamı.

Liderlik. Egosu sahibi kişilerin özellıkle savunmasız kişilerde (bana bir şey yapmasın hissini ) kullanarak ,uyguladığı baskı sonrası karşı kişide oluşan piskolojik rahatsızlık.

türk halkının yıllardır hissetiği bir sendromdur.

evveliyatında stockholmdaki banka olayı yaşanmasaydı "türkiye sendromu" olarak adlandırılabilecek psikolojik travmadır.

Bizdeki adı celladına aşık olmak'tır.

fbi araştırmalarına görey adam kaçırmak ve rehin alma oranlarının %27 sinde rehineler üzerinde bu ''stockholm sendromu'' etkisini göstermektedir. en çok savaş esirleri, rehineler, cinsel tacize maruz kalanlar, tarikat üyeleri, pazarlanan hayat kadınları ve aile içi şiddet mağdurlarında görülen bu stockholm sendromu'nun sebebi insanoğlunun hayatta kalma içgüdüsüdür.

sendrom genelde şu şekilde gelişir:

önce dış dünyadan tamamen soyutlanmış durumdaki kurban, kendisine baskı yapan kişinin şiddet eğilimlerini fark eder, onun kendisini öldürebileceğini hisseder ve bu ölüm korkusu arttıkça hayatta kalma isteği de paralel olarak artar. baskıcının karşısında giderek zayıf düşen kurban, onun en küçük iyiliğini bile gözünde büyütüp minnet duygusuyla dolar. bir süre sonra kendini baskıcının yerine koyup olayları onun gözünden görmeye, ona karşı hoş duygular göstermeye başlar; yaptıklarına hak vermeye başlar. baskı gösterene kendini yakın hisseder ve ondan kendisine bir zarar gelmeyeceği hissiyle kendini rahatlatır. kurban sonunda sahip olduğu tek olumlu ilişkisinin baskıcıyla aralarındaki ilişki olduğunu düşünerek bu ilişkiyi kaybetmemek adına elinden geleni yapar.

stockholm' da yapılmış bir banka soygunu sırasında, birkaç gün sonra rehinelerin suçlulara yardım etmesi sonucu adlandırılmış sendrom.
seri katillere aşık olup destek verenler için de hibristofili tanımlaması yapılmıştır.

Sürekli kaybeden lidere oy atanlarda olan hastalık.

ülkemizde her 2 kişiden birinde görülen bir sorun.

taksim falan yok mu ? ne bileyim konya.
gavur isimlerini yerli yapalım.

tacizcisine aşık olmak..

Ted Bundy'ye aşık olan kadınlar buna örnek gösterilebilir.