bugün

bazıları maç taktiği tadındaki 4+4+4 ayarlamasını tasarlayadursun, türk eğitim sisteminin ne hale geldiğini apaçık göstermektedir.
Yazık günah yaa. Olacak iş değil. Bari sınava gireymiş :(
yazıktır, üzücüdür.
türkiyenin durumu bu işte iki seçenek var ya okursun ya köle olursun ama öğrencinin göremediği daha doğrusu görmek istemediği bir seçenek daha vardır oda okumuş köleliktir. keşke her şey daha farklı olsaydı bunlar olmazdı ''anne ben çiftçi olmak istiyorum'' sözüne anneler daha olumlu bakardı hakkı verilseydi ama şu durum, koca koca binalarda (gökdelen) çalışmak istiyorlar bir imza ile binler kazanmak istiyorlar ama böyle değil durum.
eğitim sisteminden kaynaklı insanları bunu yarış gibi olmasına sürükleyen nedenlerden küçük yastakı çocukların etkilenmesinin sonucudur. ben böyle sistemin taaaa mına koyyim dedirten durumdur.
yazdığı not ile duyguları alt üst eden öğrencidir.

'' sevgili ailem! böyle olmasını istemezdim. ben de isterdim bu dünyada yaşamayı...ancak başarılı olamıyorum...ben dedemin gittiği yere gidiyorum. sakın benim için ağlamayaın. sizi seviyorum. ''

ulan başarı köpeğin olsun. ne diye yaptın lan.

edit: içimde kaldı. uyuyamam ben bu gece. nasıl bir baskı altındaydın sen ya. gördünüz ebenizinkini.

umarım dedenin yanında, en mutlu yerde olursun.
katil sistemin kurbanıdır.

lanet olsun küçücük çocukcağızların canına mal olan sınava da, sisteme de!
12, 13 ve 14 yaşında 3 sene boyunca sınava girdi bu çocuklar. 3 sene boyunca çok büyük stres yaşadılar, yaşlarından çok büyük bir yükün altına girdiler. Oysa ne ki şu sınavlar hele sbs.. Hiçbir şekilde geleceğini etkilemiyor çocuğun. Biz oks'de fen lisesi kazandık da noldu tıpa geldik gördük ki düz liseden gelen çocukla aynı sınıftayız. Peki 14 yaşında bunca yükü çocuğun sırtına yüklemeye ne gerek var?

14 senecik yaşayabildi, Allah kalanlara sabır versin.
o öğrenciyi eğitemeyen anne babayı eğitemeyen eğitim sisteminin eseridir.
40 yaşında dahi insanlar gelecek korkusuyla umutsuzluğa kapılıp intihar ederken, o yaştaki çocukları hayatının geri kalanını belirleyecek nitelikte sınavlara tabi tutmanın sonuçları elbet bu olacaktır.

siyasilerin söylemleri,
hayat şartları karşısında insanların söylemleri,
yetişkinlerin gelecek korkusu doğrultusunda söylemleri...
söylenenleri çocuklar duyuyor.
duyuyor ve umutsuzluğa kapılıyor.
önündeki sınavı, takdir almayı, birinci olmayı...
aydınlık bir geleceğin anahtarı sanıyor.
o kapıyı açamayacağını düşünüyorsa,
o kapıdan cansız bedenim girer diyor.

neden takdir belgesi veriliyor öğrencilere?
neden okul birincileri var?
neden sınavlar yapılıyor,
birinciler,
bininciler...

tüm sorun umut aslında.
umut ekiyorlar çocukların içine,
diyorlar ki, umut birinci olmak,
burun farkıyla yahut 2 at boyu farkla.
bu yüzden takdir veriliyor öğrencilere,
takdir edilen öğrenciler müfredata en uyanlar,
en umut edenler aslında.
ya diğerleri?

ahh, içim sızlıyor,
çünkü bugün içimdeki bir çocuk daha kendini astı.
içimdeki bir diğeri daha yok artık, nedeni ne peki?
pırıl pırıl bir çocuğa, hak etmediği kirli bir umut verildi,
ve geri alındı.
işte bütün sistem,
bütün sorun;
bu.

ahh, içim sızlıyor,
çünkü bugün içimdeki bir çocuk daha kendini astı.
ahirette sorulacak ilk soruya aday olabilir bu durum da.
sokakta top oynaması gereken çocuğun önüne 5 seçenekli soruları koyarsan kendine doğru gelen tek seçeneği işaretler, o da kimisi için intihar olur.
doğru seçeneğin intihar olduğunu zanneden kardeşimizdir.

bakalım bizim çok bilmiş milli eğitimcilerimiz sınavın yanlış seçenek olduğunu ne zaman anlayacaklar.
mevcut eğitim sistemimiz içerisinde intihar değil düpedüz cinayettir.
insanın boğazını düğümleyen, midesinde yumruk oluşturan bir kayıp.

maddi sıkıntılar içinde olan ailesine karşı kendini gereğinden fazla sorumlu hissetmiş, eğitimsiz bir ailenin yanlış yönlendirmeleri sonucu hayatını bu sınava bağlamış bir çocuğun ölümü belki bu.

bu başlıkta bunu yazmak yakışık almayacak ama düşünmeden de edemiyor insan. aile kurumuyla sadece yapacakları çocuk sayısı üzerinden ilgilenen devlet-büyük.lerimiz, fetüsle ilgilendikleri kadar oluşumunu tamamlamış kendi nefesini alabilen mevcut çocuklarla ilgilenmedikleri için, bir nebze olsun sorumlu hissediyorlar mıdır kendilerini acaba?
günü geldiğinde tutuklanacak olan eski milli eğitim bakanının suratına mahkemede çarpılacak başlıklardan bir tanesi.
duyduğumda çok üzüldüğüm olaydır. eğitim sisteminin işlediği cinayetlerden sadece bir tanedir. hayata dair umutlarını yitirmiş, çalışma hevesi, aşkı kalmamış ve başarmaya dair inancı kalmamış öğrencinin başvurduğu yol ve sonucu.
bakanından itibaren yanlış gelen eğitim sistemsizliğinin, henüz karakter sahibi sayılamayacak kadar küçük yaştaki çocukla yaptığı psikolojik savaşın kurbanı olan öğrencidir.
ailesine büyük bir vicdan azabı bırakmış kişidir. Sınav Sistemine büyük bir sitemdir.
''sınavın nasıldı çocuğum? peki x'inki ve y'ninki nasılmış?'' gibi bir mantığa istemeden sürüklenmiş ebeveynlerin kafa yorup biraz da olsa bu ufacık çocukları, çocuklarını anlaması gereken olaydır. söz konusu öğrencinin annesi ve babası böyle yapmıştır demiyorum, yanlış anlaşılmasın. bunu yapanlar varsa bu haberi görünce/görürlerse sadece ''tüh!'' deyip geçmesinler, düşünsünler de.
ah be ufaklık, değmezdi; senin tatlı canından daha önemli değildi. yürekleri dağladın, ağlattın. başta tabii ki bu beş para etmez ''ne okuyorsun, neresi geldi?'' mantığı ile seni bu psikolojiye sürükleyenler her kimse onlar utansın.
lanet olası sistemin içindeki pisliklerin meydana getirdiği iğrenç ötesi sınavların gücüne yenilen insanların umutlarını kıran olay.
insanlarımızda ortaya çıkan; ülkemizde eğitim var sanmanın yansıması.
yap-boz tahtasına dönen katsayı saçmalıkları,
dershane rezaleti,
şahsi siyasi düşüncelere göre eğitim sistemi ile oynama,
istedikleri kul olmuş-sorgulamayan insan yaratmanın çabaları ile gençliği kobay olarak kullanma.

bir şey değil de, yetiştirilecek dindar gençlikten 1 kişi eksildi.
kına getirin de götümüze yakalım.
suç sınavlarda suçlu sınavları hazırlayanlarda değildir. kabahatli biri varsa ''komşunun oğlu mehmet varyaa 45 puan almış örnek al biraz sen 35 aldın'' şeklinde çocukları demoralize eden salak ebeveynlerdedir. komşunun aldığı vazoyu filan git al, o şekilde rekabet halinde ol komşunla, çocuğunu bu işe alet etme beyinsiz ebeveyn.