bugün

dünya lideri (!)'nin ispatlayamadığı iddialarda bulunmasıdır.
kendisinin de dediği gibi "müddei iddiasını ispatla mükelleftir"! (iddia sahibi bunu kanıtlamak zorundadır!)

ama gelin görün ki rte'nin ağzında olanın uygulaması yoktur!
iddiaları hep havada kalmıştır!
vatandaşta rte'nin "biz biliriz" dediği konularda elinde belge olmadan konuştuğu kanaati oluşmuştur!

örneklere bakınca daha iyi anlaşılır!

1) Gezi Parkı eylemlerinde bir 'ihanet şebekesi' ortaya çıktığını söyledi. 'Bu şebekesin tüm bağlantılarına yakında milletimize açıklayacağız' dedi. Açıklamanın yapıldığı 16 Haziran 2013 tarihinden bu yana aradan 8 ay geçti. Açıklanan bir şey olmadı.

2) Başbakan Erdoğan, imralı´da BDP´lilerin PKK lideri Öcalan ile yaptıkları görüşmelerin Milliyet gazetesine sızdırılması sonucu zor durumda kaldı. Öcalan´a verilen sözlerin bizzat bu metinde yer almasına öfkelenen Erdoğan, 'Sızdıranı biliyoruz, BDP sızdıranı açıklasın yoksa biz yakında açıklayacağız' demişti. Aylar geçti, açıklanan bir şey yok.

3) Başbakan Erdoğan ve içişleri Bakanı Efkan Ala 17 Aralık öncesinde piyasadan milyarlarca dolar toplandığını iddia etmişlerdi. Ayrıca Erdoğan "Boş konuşmuyoruz hepsi elimizde, devlet yakında bunu açıklayacak" demişti, açıklamadı.

4) Erdoğan, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna imza atan Savcı Muammer Akkaş´ı hedef tahtasına koyarak, Erdoğan fanatikleri tarafından yapılabilecek kişisel saldırısı tehlikesiyle Akkaş'ı karşı karşıya bıraktı. Savcı Akkaş´la Başbakan bizzat hesaplaşmayı gündeme getirmişti. Erdoğan, Akkaş'a 'Senin nereye çalıştığını biliyoruz. Nereye çalıştığını açıkla' diye çıkıştı. Ardından da, 'Yoksa biz açıklayacağız' dedi. Erdoğan´ın bu sözü de havada kaldı.

5) Ergenekon soruşturması döneminde göklere çıktığı, mitinglerinin ana gündem maddesi yaparak övdüğü ve 'Temiz eller' diye nitelendirdiği Zekeriya Öz´ü, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna da imza atması üzerine her türlü aşağılamayı yaptı. Yandaş medyası ile birlikte asılsız haberlerle yıpratmaya çalıştı.Erdoğan, Savcı Öz´ün bir yılda 22 kez yurt dışına çıktığını söyledi ve bir savcı olarak, ayda iki kez yurt dışına çıkacak kadar parayı nereden bulduğunu sordu.Erdoğan, bu ithamla da yetinmedi, 'Bütün deliller elde' diye çıkıştı. Hepsini açıklayacaklarını söyledi. Aradan uzun süre geçti, açıklanan bir şey olmadı.

6) Başbakan Erdoğan, hukuku ayaklar altına almaya gerekçe olarak gösterdiği ve yargı sistemini ve Emniyet camiasını hallaç pamuğu gibi atmasına gerekçe olarak 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının kendilerine karşı yargı eliyle bir darbe girişimi olduğunu öne sürdü. Bu girişimin iç ve dış bağlantılarının kimler olduğunu bildiğini öne süren Erdoğan, yine 'ihanet şebekesinde kimler olduğunu biliyoruz' dedi ve 'Hepsini açıklayacağım' dedi. Aradan haftalar geçti.

7) Başbakan Erdoğan, Gezi Parkı eylemleri sırasında "Cami'de içki içtiler. Bu görüntüler de elimizde bunları açıklayacağız" demişti ama 8 ay geçti bu görüntüler de yok.

http://www.cumhuriyet.com...eyip_aciklamadiklari.html

bu konuyu araştırırken zamanında ahmet hakan'ın da buna benzer bi yazı yazdığını gördüm.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25768069.asp

devam edecek...
Erdoğan, 2 Aralık 2010'da, "isviçre bankalarında bir kuruşum yok, bu iftiraları atanlar müfteridir" dedi.
WikiLeaks belgeleri isviçre'de 8 ayrı hesabının olduğu iddiasını ortaya dökünce, Erdoğan, ABD Büyükelçisi Eric Edelman'ı mahkemeye vereceğini söyledi. Dava açmadı!
http://sozcu.com.tr/2014/...gan-mi-sarigul-mu-476105/
(bkz: twitter bir şirket bu işin arkasında youtube var)
yolsuzluk soruşturması süresince internete düşen ses kasetlerine "montaj-dublaj" dedi.
ama ses kayıtlarının gerçek olmadığına ilişkin uluslararası geçerliliği olan bir kuruluştan bir rapor/tespit aldırmadı!
Şimdi bakın uluslararası komplolar bu işin içinde. Çok ilginç. Bu Twitterlar falan var ya şimdi mahkeme kararı çıktı, Twitter falan hepsinin kökünü kazıyacağız. Efendim işte uluslararası camia şöyle der, böyle der, hiç beni ilgilendirmiyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin gücünü görecekler.
http://www.cnnturk.com/ha...psinin-kokunu-kaziyacagiz

sonrasında aym karar verdi!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi'nin Twitter'a erişim yasağını hak ihlali olarak niteleyen ve açılmasını hükme bağlayan kararını değerlendirdi. Erdoğan, "Anayasa Mahkemesi'nin kararına uymak zorundayız ama saygı duymak zorunda değiliz, saygı da duymuyorum. Twitter ile ilgili Anayasa Mahkemesi'ne başvurmalarını ben doğrusu milli bulmuyorum. Amerikalı bir şirketin böyle bir savunusu yapılırken bizim milli değerlerimiz bir kenara konuldu" dedi.
http://www.cnnturk.com/ha...kararina-saygi-duymuyorum

o kadar efelenme boşa mı gitti şimdi!
tü yaaa yazıkkk kıyamaaammmmm!
rte'nin hastalığı bir çok partilisine de bulaşmış durumda!
eee imam osurursa... diye bi laf var!
neyse örneklere geçelim! bakalım rte ve tayfasının "açıklayacağım" deyip açıklamadığı başka neler var?

rte: Başbakan 'Dershaneler üzerinden beni, hükümetimi tehdit ettiler. Elimizde kasetler var, piyasaya süreriz, hükumetini yıkarız.
bülent arınç da tehdit edildiğini söyledi.
http://hurarsiv.hurriyet....7271&tarih=2014-03-02

başbakanı tehdit etmek suç değil mi? neden bu kişiler açıklanmadı? neden bu kişiler hakkında hukuki işlem başlatılmadı?

rte: ofisime böcek koyanları açıklayacağım!
http://haber.gazetevatan....iklayacak/597258/1/gundem
dedi. ulusal güvenliği tehdit edecek böyle bir olayın sorumlularını tespit etmiş ise neden açıklamaz? neden hukuki işlem yapmaz?

sonra ne dedi? böcek koyanlar yurt dışına kaçtı?
http://www.bursahaber.com...oyanlar-kacti-h80430.html
ee yurt dışına kaçtılarsa ve sen bunları biliyorsan uluslararası hukukun gerektirdiği adımları attın mı? tabi ki hayır!
suç işleyen yurt dışına çıkarsa suçu siliniyor mu?

muammer güler: evden çıkan paralar villa satışından belgelerini göstereceğim!
dedi.
http://www.aktifhaber.com...-villa-parasi-907207h.htm
fıs çıktı!

Rüşvet ve yolsuzluk operasyonu kapsamında bu sabah tutuklanan Halkbankası Genel Müdürü Süleyman Aslan, evinde bulunan 4,5 milyon dolar için "bağış parası makbuzlarını göstereceğim" dedi!
sonuç her zamanki gibi ne bilgi ne belge var!
http://haber.rotahaber.co...boyle-savundu_424257.html

sonra sahte tanık yarattılar!
(1 milyon 950 bin Euro'luk bağışı AKP istanbul Milletvekili Hüseyin Bürge ve oğlunun getirdiğini söylüyor. Yaklaşık 17 yıl Bayrampaşa Belediye Başkanlığı yapan Bürge, halen Balkan Üniversitesi'nin Mütevelli Heyeti Başkanlığı'nı yürütüyor.
http://t24.com.tr/yazi/tu...-taniklar-mi-geliyor/8111)
bakalım bunun da fıs çıktığı ne zaman belli olacak?

akp dini'nde "yalan söylemek" günah değil galiba!
--- alıntı ---
3 yılı aşkın bir süre gizlice bu ülkede 3 bine yakın kişinin telefonlarını keyfice, hukuksuzca dinlemişler!
--- alıntı ---
http://www.sondakika.com/...kesir-de-konustu-5728214/
http://www.kenttv.net/haber.php?id=26803

madem öyle madem sayısına varana kadar ayrıntı verebiliyoruz, bu hukuksuzluğu engellemek için ne yaptınız?
hiç!
her zamanki gibi fıs!
--- alıntı ----
rte (21.12.2013): Büyükelçiler (ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ricciardone'yi kast ederek. o dönemde yandaş basında ricci hakkında iddialar vardı!) bazı provokatif eylemlerin içine giriyorlar. Onlara sesleniyorum: işinizi yapın. Biz sizleri ülkemizde tutmaya da mecbur değiliz!

http://sozcu.com.tr/2013/...ogan-konusuyor-27-428232/

sonuç?

ricci hala ankara'da at koşturmaya devam ediyor!
ne dersiniz rte'nin uyarısı üzerine ricci uslu çocuk mu oldu sizce?
rte: paralel yapının elinde Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı ve kendisine ait şantaj kasetleri var!
http://www.internethaber....in-kaseti-var-663283h.htm
madem öyle neden işlem yapılmaz!
cumhuriyet başsavcıları için bu bir ihbar değil midir?
cumhurbaşkanını, başbakanı, genelkurmay başkanına şantaj yapmak ve bunları tehdit etmek büyük bir suç değil midir?
rte bu kişilerin elinde kaset olduğunu nereden bilmektedir?
kasetlerin içeriğini biliyorsa kendi de şantaj yapmakta mıdır?

vs. bir sürü soru havada kalıyor yine!
bu nedenle bu açıklamayı da artık klasikleşen rte palavraları köşemizde değerlendirebiliriz!
her seçim döneminde anketlerde yaşanandır.
bazen bizzat rte, bazen onun yumuşak ağzı bülent arınç, diğer ak başlar ve ak basın tarafından akp oyları abartıldıkça abartılır!

amaç "güçlüyüz" imajı çizmek, aklı başka partiye kayma ihtimali olan seçmene (ya da başka parti seçmenine) "kazanan tarafta ol" demektir.

şimdi cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaşıyor ya ak medya başlamış "erdoğan ilk turda seçilecek" haberlerine / anketlerine!
milliyet rte'ye ilk turda 53-57 ile başlamış!

yakında yeni şafak bunu 65 yapar, sabah biraz da tedbirli davranır 60 der! çıktıkça paylaşacağım bu haberleri.
5 ağustos 2012 hakkari geçimli karakolu baskını sonrası rte'nin açıklamalarına bakalım!

Şu mübarek ramazan ayında maalesef yavrularımız şehit ediliyor ve yavrularımızı şehit eden bu bölücü terör örgütüne karşı, bizler şu anda bu mübarek ay vesilesiyle sabırla devam ediyoruz. Ama unutmayın bizim medeniyetimizin geçmişinde, o cehalet döneminde bile kimse kimseye kurşun atmaz, kan dökmezdi. işte bu bölücü terör örgütü ve onların siyasi uzantıları bakınız neler yapıyorlar. Daha dün 3 tane yavrumuzu şehit ettiler. Bakınız, unutmayın artık yine açık söylüyorum, bıçak kemiğe dayanmıştır diyorum ve bu ülkede bölücü terör örgütüyle arasına mesafe koymayanlar da bu suça iştirak ediyorlar, bunu da buradan açıklamak istiyorum ve onlar da bunun bedelini ödemeye mahkum olacaklardır!

Ramazana hürmeten, biz şu anda sabrediyoruz ama Ramazanın bitiminden sonra bilesiniz ki bu ülkede barışın miladı, bu barış ayıyla beraber, bu dayanışma ayıyla birlikte çok daha farklı olacak!
http://www.yeniasir.com.t...le-sabirla-devam-ediyoruz

sonuç kim bedel ödedi. bedel ödetmek için rte nin herhangi bir girişimi oldu mu?
fııssss amk! hep laf hep laf!
adamlar güneydoğu'da fiili özerklik yaşıyor bu hala "sabrımız kalmadı" triplerinde!
--- alıntı ----
Gezi Parkı protestolarının yıldönümünde Taksim Meydanı’ndan canlı yayın yaparken polis tarafından götürülen CNN muhabiri Ivan Watson, Başbakan Erdoğan’ın kendisine yönelttiği “dalkavuk ve ajan” suçlamalarına CNN ekranlarından yanıt verdi.

Başbakan’ın kendisini bizzat tanıdığını söyleyen Watson, “Onunla röportaj yaptım. 2009 yılında bir televizyon ekibi ile birlikte özel uçağına davet edildim. Daha sonra birçok kez onunla kampanya otobüsünde bire bir röportajlar yaptım. iddia edildiği gibi ajansam, bu, Türkiye’de büyük bir güvenlik açığı bulunduğunu gösterir” dedi.
Ülkenin düştüğü hallere bakın...
--- alıntı ----
http://www.milliyet.com.t...detay/1894935/default.htm

(bkz: akp nin anca reklamlarda bayrağımıza sahip çıkması/#24086581)
huyudur.yanındakilere de sirayet eder!

ertuğrul özkök bile dayanamamış!
davutoğlu'nun kuru sıkı atmasına, kriz sonraları artık klasikleşen "sabrımızı test etmeye kalkmayın" açıklamalarına giydirmiş!
(bkz: geleneksel rest çekme şenlikleri)
işte bugünkü yazısı!

--- alıntı ----
Atma kardeşim yetti artık
iNANAMIYORUM...
Hayretler içindeyim.
Hâlâ konuşuyor...
Hâlâ inanmamızı istiyor.
Hâlâ inandıklarını sanıyor.

***

New York’ta yine sallamış:
“Sabrımızı test etmesinler...”
Adam konsolosluğa girmiş, çoluğu çocuğu bile alıp götürmüş, Dışişleri Bakanımız oradan meydan okuyor:
“Sabrımızı test etmesinler...”
Adam Ankara’ya gelse, o, Bulgaristan sınırından atmaya devam edecek...

***

Bak kardeşim, yeter artık.
Sus... Konuşma biraz...
Sessiz ol.
Sessiz ol ki, hiç olmazsa itiraf edemediğin o stratejik hezimeti, biz, “Sükût ikrardan gelir” deyişi ile içimizden söyleyelim.

***

Sus biraz ve şu son 3 yılına bir bak...
Mavi Marmara’daki insanları bile bile ölüme gönderip üzerinden israil’e babalanma politikası çıkarmaya kalktın...
Çuvalladın, insanlar hayatı ile ödedi...
Sen çıkıp ne dedin:
“Sabrımızı test etmesinler..”
Eee ettiler...

***

Sen ne dedin...
“Doğu Akdeniz’de seyrüsefer serbestliği sağlayacağız...”
Donanmana koyacak komutan kalmadı, bırak Akdeniz’de bayrak dalgalandırmayı, Kıbrıs açık denizinin petrolü çıkarılmaya başlandı...
Sen hariç herkes orada bayrak dalgalandırıyor.

***

Suriye F-4’ümüzü indirdi.
Sen ne dedin?
“Sabrımızı test etmeyin...”
Adam uçağını indirmiş daha ne test edecek yahu...
Olsun... “Belagat şehveti içtihadı” var ya...
O şehvetten kim ölmüş ki...
Salla gitsin...

***

Kerkük için ne demişti?
Kırmızı çizgimizdir... Dokunan yanar...
Eee peşmerge fiilen orada...
Salla gitsin...

***

Ama artık sallama... Lütfen atıp durma...
Biz yutmuyoruz ama korkumuzdan gülemiyoruz, el âlemse hem yutmuyor, hem de kahkahalarla gülüyor. Olan Türkiye’nin caydırıcılığına oluyor.
Güya bölge gücüydük, şimdi mahalle gücü ligine bile giremez haldeyiz.

***

Bir zamanlar mahiyetindeki gazetecilere ve yabancı diplomatlara zorunlu ders kitabı olarak okuttuğun “Stratejik Derinlik” kitabı var ya...
O kitap fena çuvalladı arkadaş...
Sana bir tavsiye, üniversitene dön, hiç vakit kaybetmeden ikinci cildini yaz.
Adı da şu olsun:
“Stratejik Ricat...”
Hiç olmazsa, gelecek nesillere “Osmanlı hayalinde, Ortadoğu hülyasında zararın neresinden dönülse kârdır” dersini çıkarma fırsatı sağlarsın...
Dışişleri’nin başında bulunduğun şu süre, “Türk diplomasi tarihinin en büyük hezimeti” olarak hatırlanacak.
Hiç olmazsa bir daha neler yapmamamız gerektiği konusunda tecrübelerinden yararlanırız...
--- alıntı ----
http://sosyal.hurriyet.co...Atma-kardesim-yetti-artik
rte (03.09.2013): Gerçek mermi ile yaralanan hatta ölen polislerimiz de olmuştur!

http://www.sondakika.com/...mi-ile-yaralanan-5013469/
http://sozcu.com.tr/2014/...-bakani-yalanladi-545239/

CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan bunu meclise soru önergesi olarak sordu.
“Gezi Parkı gösterileri olarak bilinen ve yurt çapına yayılan eylemler sırasında, gerçek mermiyle ölen ya da yaralanan polis ya da polisler var mıdır? Eğer böyle bir olay olmuşsa, polisin gerçek mermiyle öldürülmesi ya da yaralanması hangi ilimizde gerçekleşmiştir? Polisi gerçek mermiyle öldüren ya da yaralayan kişiler yakalanmış mıdır? Yakalanmışsa haklarındaki tahkikat ne aşamadadır?”

Gülsün Bilgehan’ın önergesine 9 ay 10 gün sonra içişleri Bakanı Efkan Ala’dan yanıt geldi. Ala tek cümlelik yanıtında, “Önergeye konu olaylar sırasında istanbul ilinde iki emniyet personeli gerçek mermi ile yaralandığını” belirtti.
http://sozcu.com.tr/2014/...-bakani-yalanladi-545239/

hep kuru sıkı hep!
17 aralık 2013 yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun patladığı günler.
ak tayfa yolsuzluğu "komplo" ile örtmek, yolsuzluğu soruşturanları "tetikçi olarak göstermek" için milli mücadele veriyor.

rte fitili yakmıştı!
rte: bir savcı iş takip ediyor. belediyeye geliyor, bir talepte bulunuyor. olmayınca bu adımı atıyor.
http://www.haber7.com/ic-...ttigi-kisi-savci-oz-cikti

sonra ak medya saldırır!
ayrıntıları için (bkz: akp yalanları/#24377319)

sonuç: sonuç star gazetesi tekzip yayınladı!
http://www.diken.com.tr/m...-stara-tekzip-yayinlatti/

daha önce de savcı 22 kez yurt dışına çıkar mı demişti!
fıs çıkmıştı.
zekeriya öz de ispat etsin mesleği bırakırım demişti.

adam sallamacı çıktı rıza baba!

not: zekeriya öz'ü ergenekon - balyoz kumpaslarından beri sevmem!
ama mesele bu değil. mesele rte'nin itibarsızlaştırmak için yalana başvurması!
koca başbakan yalancı çoban gibi davranmamalı!
rte: Meclis'i askerlerle kuşatıp, kendini zorla Cumhurbaşkanı seçtiren ismet inönü tarafsız mıydı?
http://www.haberartibir.com.tr/m/?id=16505

buna ilişkin kanıt nerede rte?

aksi iddia şu yönde: Atatürk’ün hastalığı ağırlaşmış, her an vefat etmesi bekleniyordu. 10 Kasım 1938 günü aramızdan ayrıldı.
Anayasa uyarınca Meclis’in yeni cumhurbaşkanını seçmesi gerekiyordu.
Meclis Başkanı Abdülhalik Renda önlemini aldı, 10 Kasım günü vefat haberi gelir gelmez Meclis’i ertesi gün için olağanüstü toplantıya çağırdı.
Meclis’teki CHP Grubu 11 Kasım sabahı toplandı ve Başbakan Celal Bayar milletvekillerine hiç isim vermeden, öğleden sonraki oturumda yeni cumhurbaşkanının seçileceğini açıkladı.
Seçim gizli oyla yapıldı ve ismet inönü, bir muhalif oya karşın cumhurbaşkanı seçildi.
http://www.ulusalportal.c...lasan/18936-03070101.html
(viyana konuşması, haziran 2014) rte: hani gazi mustafa kemal, demir ağlara çok düşkün. bunlar da onuncu yıl marşı yazmışlar. orada ne diyor? demir ağlarla ördük dört bir yanı. nereye ördün yav. ördüğün bir şey yok. biz ördük biz.

osmanlı’dan türkiye cumhuriyeti sınırları içinde kalan 4.136 km’lik demiryolu ağı ve eskişehir’de de cer atölyesi adında bir bakım onarım tesisi devralan genç cumhuriyet en önemli atılımlarından birini demiryolu alanında gerçekleştirir.
bu amaçla ağırlıkla ağ doğu ve güneydoğu’ya yaygınlaştırılır, 1927'de kayseri, 1930'da sivas, 1931'de malatya, 1933'de niğde, 1934 elazığ, 1935 diyarbakır, 1939'da erzurum demiryolu ağına bağlanır.

on yıllar süren osmanlı-rus, balkan, birinci paylaşım ve kurtuluş savaşlarından çıkmış, elinde doğru dürüst bir sanayi yatırımı ve sermaye birikimi olmayan, osmanlının da borçlarını devralmış olmasına karşın her alanda en çağdaş atılımları yapmaya çalışan cumhuriyet’in 1923-1940 yılları arasında toplam 3208 km demiryolu döşenmiştir. bu, atatürk döneminde yılda ortalama 250 km demektir.

1950 sonrası abd’nin ülke politikasına doğrudan müdahale etmeye başladığı dönemdir ve marşal yardımı ile demiryolu politikaları rafa kaldırılıp karayolu yatırımlarına ağırlık verilir. 1950-2003 yılları arasında toplam yalnızca 945 km ray döşenir.

zat-ı şahanelerinin pek övündüğü 2004 – 2013 akp döneminde ise örülen demir ağ uzunluğu toplam 1086 km’dir.
bu da yılda ortalama 108 km demektir. halen sürmekte olan 2199 km demiryolu çalışması olduğu söylenmektedir. bitirilmemiş olmasına karşın bunu da hesaba katacak olursak toplam 3185 km’lik bir demiryolu demektir ki 1920’lerin 30’ların koşulları, olanaksızlıkları ve bugünle kıyaslanmayacak teknolojisiyle dağları delerek gerçekleştirilen 3208 km’lik ağ yanında övünülecek değil utanılacak bir durum ortaya çıkar.
***
21. yüzyılda yaşanan soma faciasını neredeyse yüz elli yıl öncesi batı’da yaşanan maden kazalarıyla, 2000’lerde yapılan demiryolu çalışmalarını da doksan yıl öncesinin çalışmalarıyla kıyaslayan zihniyet nedense günümüz verileriyle diğer ülkelerin demiryolu uzunluğunu karşılaştırmayı akıl etmez? çünkü bugün ülkemizde örülü olan (neredeyse yarısının o küçümsemeye çalıştığı ilk yıllarda kurulan) toplam demir ağ uzunluğu 8607 km iken italya’da 16000, ingiltere’de 16656, fransa da ise 31735 km’dir.
***
bu akıl tutulmasındaki daha dramatik durum ise yaşanan tren kazalarıyla ilgilidir. arşivler incelendiğinde 1923-1940 yılları arasında kayda değer önemli bir tren kazası görülmezken zat-ı şahanelerinin pek övündüğü akp döneminde (2002-2010) pek çok tren kazası kayıtlara geçmiş bunlardan sekizinde de toplam 64 ölüm 260 yaralanma gerçekleşmiştir. en büyük tren faciası ise hızlı tren masallarının anlatılıp halkın uyutulduğu dönemdeki 38 ölüm 95 yaralanmayla sonuçlanan 22 temmuz 2004 tarihindeki pamukova faciasıdır. ne ilginçtir ki bu yazının kaleme alındığı günlerde zat-ı şahanelerinin o çok övündüğü, bugüne dek açılışı on bir kez ertelenen, son teknoloji ürünü hızlı tren ağının gebze-tavşancıl arası dil iskelesi tünel girişinde daha ulaşıma açılmadan deneme sürüşü sırasında bir tren kazası daha gerçekleşir.

güleriz ağlanacak halimize sözünü anımsatır gibi zat-ı şahaneleri de övünür utanılacak halinden.
http://www.odatv.com/n.ph...lari-kim-ormus-0707141200
--- alıntı ---
kılıçdaroğlu erdoğan'ın beyz tv ekranlarında 1980 öncesinde çok yoğun çalıştığını ve her gece eve geç gittiğini anlatan bir söyleşiyi yayınladı.

Erdoğan yaptığı açıklamada '80 öncesinden söz ediyorum' diyerek kızı Esra Albayrak'ın kapıya bir not yazdığını ve 'bir gecesini de kendilerine ayırmasını' istediğini anlatmıştı. Bu hikayeyi bir başka kanalda daha anlattığında ise gözyaşlarını tutamamıştı.

CHP Grup Toplantısı'nda, Erdoğan'ın televizyon kanallarında yaptığı bu konuşmayı dinleten Kılıçdaroğlu, bu anlatılanların yalan olduğunu söyledi. CHP lideri, buna dayanak olarak Erdoğan'ın kızı Esra Albayrak'ın doğum tarihinin "14 Ekim 1983" olmasını gösterdi ve "Doğmadan üç yıl önce sıfır yaşında kapıya not yazmış." dedi.

Kılıçdaroğlu: Çocuklarını bile yalanlarına ortak ediyor diye tepki gösterdi.
--- alıntı ---
http://www.zaman.com.tr/p...r-diye-yalan_2231437.html
rte ustanın hikayesi belgeselinde yine yazmış!
15-16 yaşlarında lefteri izlemeye gidermiş! lefter hastasıymış!
stada serbest giriş kartı almışmış!
http://www.haber8.com/spo...ahce-sevgisi/haber-186882

evet bakıyoruz rte 1954 doğumlu 15 yaşında 1969 yapar!

aaa lefter ne zaman jubile yapmış?
1964!

münir özkül'un deyişiyle: atmaaa ziyaaaaa!
doğmamış çocuğunun not yazması ve jubile yapan lefteri izlediğini iddia etmesinden sonra zaytung!a bile malzeme olmuş:

--- alıntı ----
Erdoğan: ''Kardeşlerim, hiç unutmuyorum arkadaşlarımla Eskişehir'de Devrim Arabaları'nı yapıyoruz. Bilal ankesörlü telefonla arayıp 'Baba artık evine dön seni çok özledim' diye ağlıyordu yavrucak. işte biz o günlerdeeen bu günleree geldik...''
--- alıntı ----
http://www.zaytung.com/so...kadetay.asp?newsid=255948
haşmetmeab yine bildiklerini söylemiş! gerekirse açıklarız demiş!

Son günlerde yine birileri Suriye'den ülkemize iltica eden, buraya gelen kardeşlerimize yönelik maalesef bazı yerlerde provokatif eylemler var. Ben kimler tarafından bunların yapıldığını biliyorum ama bu süreçte bunu seslendirmeyeceğim. Ama gerekirse açıklarım.
http://www.gazetevatan.co...sert-yanit-659092-gundem/

şu kadar dönemlik performansı gösterdi ki yine kuru sıkı bir iddia!
sıkışırsa pensilvanya der!
kanıt, belge vs. hak getire!
bu da diplomat rte!

DIŞiŞLERi Bakanı Ahmet Davutoğlu, bir televizyon programında söylediği, "ABD, AKP’nin meşru başarı öyküsünü dağıtmaya ve partiyi yormaya çalışıyor" sözlerine ABD’den "doğru değil" yanıtı geldi.

Davutoğlu ’otoriterliğin ABD’de arttığı’ sözlerine de değinen Psaki, ’Bunun ne ile ilgili olduğunu anlayamadığını’ belirtti. Davutoğlu’nun, "ABD’de otorterliğin artışı ile ilgili örnekler verirse bunun ABD için mahçup edecek şeyler olduğunu" da söylediğinin anımsatılması üzerine Psaki, ’Bunun ne için referans verildiğini anlamak güç’ diye konuştu.

http://www.gazetevatan.co...gil-yaniti-659563-gundem/

böyle dayanaksız, ezebere, kanıtsız konuşunca anca elin adamına daşak malzemesi olunur!
kimse de ciddiye almaz!
daha önce değinmiştim ama bülent mumay bugünkü yazısında derleme yapmış.

--- alıntı ----
Dün gece gelen demeç için ne olur TÜBiTAK "montaj" desin!
x x x

“Bu olayın (Gezi) arkasında CHP zihniyeti ve aşırı uçlar var.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 3 Haziran 2013.

x x x

“Gezi Parkı olaylarının arkasında Houston ve 200 bin kişilik 'Zello' örgütü var.”
Yeni Şafak Gazetesi, 6 Haziran 2013.

x x x

“Olayların arkasında faiz lobisi var.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 7 Haziran 2013.

x x x

“Taksim Gezi Parkı olaylarının arkasında Kadife ve Turuncu devrimlerinin arkasındaki isim olan George Soros var.”
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, 14 Haziran 2013.

x x x

“Gezi olaylarının arkasında bazı illegal örgütler var”
Başbakan Recep Tayyyip Erdoğan, 14 Haziran 2013.

x x x

“Gezi Parkı eylemlerinin arkasında OTPOR var”
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, 16 Haziran 2013.

x x x

"Gezi Parkı eylemleri ile başlayan olayların arkasında iki ülke var: Almanya ve ingiltere."
Başbakan Başdanışmanı Yiğit Bulut, 18 Haziran 2013.

x x x

“Gezi’nin arkasında Yahudi lobisi var”
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, 2 Temmuz 2013.

x x x

Gezi’nin üzerinden bir yıl geçti, yıldönümünde devletimiz 39 bin polis ve 50 TOMA ile parkı savundu…
Artık Gezi olaylarının “arkasında" kimlerin olduğuna ilişkin rüzgâr dindi diye düşünürken…
Irak Şam islam Devleti (IŞiD) adlı örgüt Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu’nu bastı. 49 kişiyi rehin aldı.
AKP’nin milletvekili Mehmet Metiner, dün gece konuyla ilgili verdiği son demeçle noktayı koydu:
“IŞiD’in arkasındaki güç ile Gezi’nin arkasındaki güç aynı.”

--- alıntı ----
http://sosyal.hurriyet.co...on-demec-bi-harika-dostum
Başbakan Erdoğan, “Bizden önce G20’de Türkiye yoktu” diyor ama, vardı. Türkiye 1999 yılından beri G20 üyesi...
http://sosyal.hurriyet.co...e-fotografina-kim-girecek
(bkz: gerekirse fitch ve moody s ile ilişkileri keseriz)