bugün
- maca sekiz12
- tc'yi atatürk değil ingiliz ve yahudiler kurmuştur23
- mühendis erkeklerin genel özellikleri13
- türklerin çok kolay devlet kurması17
- avrupanın zenginliğini hırsızlığa borçlu olması15
- sizi cuma saflarında göremedim sözlük10
- akp chp yakınlaşması15
- çocuğunuzu özel okulda okutur musunuz18
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri29
- risale i nur21
- her türk vatandaşına türkiye gezisi10
- burda senin paran gecmez diyen delikanli kiz11
- en çok yaşamak istenilen şehir10
- beni özlediniz mi10
- selahattin demirtaş13
- temiz oje sürmek8
- icardi190518
- arda güler13
- iki adım atınca kan ter içinde kalmak10
- allaha küfür etmek10
- türklerden adam çıkmaması17
- bir müslüman olarak filistin benim meselem değil36
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi14
- ruh varsa neden görünmüyor13
- anın görüntüsü14
- sevdiğiniz sözlük yazarları17
- uludağsözlük'ün ölmesi ve gömmeyi unutmaları10
- selahattin demirtaş'ın 42 yıl hapis cezası alması12
- okula bikiniyle gelen kız9
- sözlükteki erkek nüfusu9
- filistin'in türklere ihanetleri sıralı tam liste24
- üstteki yazarla nereye gitmek isterdin8
- mesajın altlarda kalmış kusura bakma diyen kadın10
- karadeniz bölgesinde yaşamak13
- arkadaşlar bu alınır mı8
- buluşunca sürekli derslerden konuşan erkek8
- bu başlıkta konya'yı övüyoruz16
- yemek yemeyi sevmeyen insan8
- ileride evleneceğiniz kişi şuan ne yapıyor9
- nişanlı kalmanın saçma olması12
- tayyip erdoğan'ın israil anadolu'ya girecek demesi21
- 15 mayıs 2024 türkiye japonya voleybol maçı13
- karşı cinse giyim önerileri16
- iyi bir insan olmak için ne yapmam lazım17
- en obez özelliğiniz17
- mauro icardi'nin karısı8
- larisalisa'nın parayla şukulatması8
- namuslu erkek bulmanın çok zor olması16
- herkesin merak ettiği o piç erkeğim soru alayım18
- sütyen takmaktaki inanılmaz mantık hatası19
Başarılı yazardır.
Sessizin Payı kitabında özellikle Suç ve Ceza Romanından tanıdığımız raskolnikov, Terörün avukatı olarak bilinen ve kopuş stratejisiyle ünlü olan Jacquas Verges ve 12 eylül darbesini düzenleyen Kenan evreni birbiriyle harmanlayarak anlattığı ilk bölüm beni benden almıştır.
(bkz: Spoiler)
Neden Napoleon cana kıyınca suçlu olmuyor da
ben suçlu oluyorum? Neden yasa koyucular kan dökünce yargılanmıyor
da ben yargılanıyorum? Neden toplumsal-dinsel yasaları koyanlar,
atalarından devraldıkları yasaları ihlal etmelerine rağmen
baş tacı ediliyor da ben hapsi boyluyorum? Tamam, kan döktüm;
bunda günlerdir çektiğim açlığın payı var, ama esas neden o değil.
Kendime bir yasa koyucu kadar güçlü olduğumu göstermek istedim.
Sıradan insanın yasayı ihlal etme hakkı yoktur, ama yasa koyucu yasayı
pekal3. ihlal edebilir. insanların kutsal saydığı şeyi kim yıkmaya
cüret ederse yasa koyucu o olur. Napoleon kimseye yararı olmayan
yaşlı bir kadını öldürmesi gerekseydi bir an bile tereddüt etmezdi.
işte ben bir yasa koyucu kadar katı, bir yasa koyucu kadar kayıtsız
olabileceğimi kendime göstermek için, ancak öyle olursam başkalarının
efendisi olacağımı düşündüğüm için kan döktüm. "Bütün insanların
döktüğü kanı, hep dökülmüş olan kanı, dünyada okyanuslar
kadar, şampanya gibi akan kanı döktüm ve o kanı dökenler Capitol'de
taçlandırılıp insanlığın kurtarıcısı ilan edildiler." Onlar kurtarıcı
ilan ediliyorsa ben niye yargılanıyorum? "Kuşkusuz suç işledim,
yasayı ihlal ettim. Tamam, beni idam edin, bu iş burada bitsin.
Ama madem öyle, insanlık kurtarıcılarını da idam edin." Eğer yasa
dediğiniz buysa, diyordur Raskolnikov, evet ben suçluyum; ama bir
zahmet siz de sorun kendinize: Neden yasa koyucular kan dökünce
suçlu olmuyor da ben suçlu oluyorum? "Niçin bir kenti kuşatıp halkını
topa tutmak daha saygın bir biçim sayılıyor, işte bunu bir türlü anla yamı yorum."
Suç ve Ceza'dan dört yıl sonra Savaş ve Barış'ta bu kez Tolstoy
sorar: "Milyonlarca insanın yüce idealler uğruna düpedüz cinayet
işlediği bir dünyada kim adaletten söz edebilir?" On dokuzuncu
yüzyıl başında Avrupa'da savaş adı altında o kadar çok cinayet işlendi
ki, diyordur Tolstoy, dünyanın bütün mahkemeleri çağlar boyunca
çalışsalar bunca suçu bir araya toplayamazlar. Romanda Piyer
Bezuhov şöyle sorar: "On altıncı Louis'yi suçlu saydıkları için
idam ettiler, bir yıl sonra gene bir şeyler ileri sürerek bu kez onu
idam edenleri öldürdüler. O halde kötü olan nedir, iyi olan ne?" Romanda
Çar Aleksandr' la Napoleon el sıkışınca soruyu bu kez Rostov
sorar: "O halde o koparılmış eller, koparılmış ayaklar, öldürülen
insanlar ne işe yaramıştır?
(bkz: Spoiler)
(bkz: Spoiler)
Neden Napoleon cana kıyınca suçlu olmuyor da
ben suçlu oluyorum? Neden yasa koyucular kan dökünce yargılanmıyor
da ben yargılanıyorum? Neden toplumsal-dinsel yasaları koyanlar,
atalarından devraldıkları yasaları ihlal etmelerine rağmen
baş tacı ediliyor da ben hapsi boyluyorum? Tamam, kan döktüm;
bunda günlerdir çektiğim açlığın payı var, ama esas neden o değil.
Kendime bir yasa koyucu kadar güçlü olduğumu göstermek istedim.
Sıradan insanın yasayı ihlal etme hakkı yoktur, ama yasa koyucu yasayı
pekal3. ihlal edebilir. insanların kutsal saydığı şeyi kim yıkmaya
cüret ederse yasa koyucu o olur. Napoleon kimseye yararı olmayan
yaşlı bir kadını öldürmesi gerekseydi bir an bile tereddüt etmezdi.
işte ben bir yasa koyucu kadar katı, bir yasa koyucu kadar kayıtsız
olabileceğimi kendime göstermek için, ancak öyle olursam başkalarının
efendisi olacağımı düşündüğüm için kan döktüm. "Bütün insanların
döktüğü kanı, hep dökülmüş olan kanı, dünyada okyanuslar
kadar, şampanya gibi akan kanı döktüm ve o kanı dökenler Capitol'de
taçlandırılıp insanlığın kurtarıcısı ilan edildiler." Onlar kurtarıcı
ilan ediliyorsa ben niye yargılanıyorum? "Kuşkusuz suç işledim,
yasayı ihlal ettim. Tamam, beni idam edin, bu iş burada bitsin.
Ama madem öyle, insanlık kurtarıcılarını da idam edin." Eğer yasa
dediğiniz buysa, diyordur Raskolnikov, evet ben suçluyum; ama bir
zahmet siz de sorun kendinize: Neden yasa koyucular kan dökünce
suçlu olmuyor da ben suçlu oluyorum? "Niçin bir kenti kuşatıp halkını
topa tutmak daha saygın bir biçim sayılıyor, işte bunu bir türlü anla yamı yorum."
Suç ve Ceza'dan dört yıl sonra Savaş ve Barış'ta bu kez Tolstoy
sorar: "Milyonlarca insanın yüce idealler uğruna düpedüz cinayet
işlediği bir dünyada kim adaletten söz edebilir?" On dokuzuncu
yüzyıl başında Avrupa'da savaş adı altında o kadar çok cinayet işlendi
ki, diyordur Tolstoy, dünyanın bütün mahkemeleri çağlar boyunca
çalışsalar bunca suçu bir araya toplayamazlar. Romanda Piyer
Bezuhov şöyle sorar: "On altıncı Louis'yi suçlu saydıkları için
idam ettiler, bir yıl sonra gene bir şeyler ileri sürerek bu kez onu
idam edenleri öldürdüler. O halde kötü olan nedir, iyi olan ne?" Romanda
Çar Aleksandr' la Napoleon el sıkışınca soruyu bu kez Rostov
sorar: "O halde o koparılmış eller, koparılmış ayaklar, öldürülen
insanlar ne işe yaramıştır?
(bkz: Spoiler)
özellikle orhan gencebay'ın müziğinin ve kimliğinin türkiyenin sosyolojik tarihi ile beraber değerlendirdiği incelemeleri oldukça dikkat çekici ve zekice olan yazardır.
türkiyenin kültürel iklimini , sosyolojik yapısını cesurca çekinmeden mantıklı örneklerle başarılı bir şekilde dile getiren yazardır. Özellikle vitrinde yaşamak ve kötü çocuk türk kitapları bu anlamda olduka dikkat çekici ve başarılıdır.
bastırılmış olandan söz ettiğimizde, onu hep bir vaatle birlikte düşünüyoruz: geri döndüğünde yalnızca kendi adına, kendi dışlanmışlığı, kendi mahrumiyeti adına değil, başkaları adına da konuşacaktır diye umuyoruz. ama burada bir çelişki de var: çünkü geri dönen, hiçbir zaman bastırılmış olanın kendisi değildir. geri dönerken aslında taşıdığı vaadi de tüketmiştir; bize bu kez çıplak bir öfke, bir arsızlık, bir açlık olarak görünür.
kadın.
kadın.
türk edebiyatı'nın değerli kadın yazarlarındandır. derdimizi dert edinen yazardır.
vitrinde yaşamak, mağdurun dili gibi incelemeleriyle memleket edebiyatçılarının yüz akıdır.
2010 erdal öz edebiyat ödülüne layık görülmüş yazarımız.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar