biraz önce konserinden geldiğim sanatçı. çok güzel bir konserdi, nil hanım beni ve diğer seyircileri coşturdu ama bacağıma ağrı girdiği için 1 saat izledikten sonra konserden ayrıldım. tadı damağımda kaldı.

dipnot: konseri kocaeli halkına ücretsiz olarak sağlayan kocaeli belediyesi'ne çok teşekkürler.
turkcell yıldızlı geceler kapsamında 7 ağustosta harbiye açıkhava'da konseri gerçekleşecek olan, pozitiflik saçan sanatçımız. şarkılarını da, kendisini de, fikirlerini de baya baya beğeniyorum ve ilk defa konserine gidiyor olacağım. bilet fiyatları şöyle bi gözümü korkuttu başta ama paraf'a özel indirimi varmış baya keyfim gıcır oldu ondan sonra *
istanbul piyasasının, sosyetesinin, müziğinin içinde olan, iyi bilen eski bir arkadaşım tarafından 'vermediği insan kalmayan, kaşar' olarak nitelendirilen şarkıcı.

oysaki ne şirin ve tatlı geliyordu bana bu kadın.
Koca mavi gözleri ile yaşlandığında çok korkunç bir tipe dönüşecek zannımca bebeklerin gördüğünde ağlamaya başlayacağı türden.
hoslanmadigim kadin tipini tarif etsem bu kadin cikar.

ciğ turuncu acik ten.çiller.kisir rengi saç.ses tonu da cok rahatsiz edici.
hele 5 yasinda kiz cocugu gibi beyin yoksunu hareketleri falan of of.
midem eksidi.
özgür kız. uzunca bir süre ergenlere hitapta bulunduğunu düşünmüştüm belli bir yaşa gelince bu düşüncemden vazgeçtim.
son dönemde gündeme getirilmeye çalışılan şahıs.

aklıma gelen profilo, aptamil ve lc waikiki reklamı var müziklerini yaptığı; belki unuttuklarım da vardır.

sözlükte kendi başlığı ve kendisinin adı geçen birkaç başlık günün belirli saatlerinde düzenli olarak gündeme getiriliyor. ekşi'de durum ne bilmiyorum.

ben de engelli sanırım bunu yapan şahıs, çünkü entry leri göremiyorum.

bir de pınar altuğ vardı böyle, o da ortalıktan kayboldu sonra birden bire 2 - 3 reklamda birden oynadı.

lobi... artık magazin haberleri yada daha geniş ifadeyle yazılı ve görsel basın üzerinden değil sosyal medya üzerinden gidiyorlar.

bu pr işlerinin şirketleri/ ajansları var. anlaşılan sözlükleri de boş bırakmıyorlar ve tek baktıkları konu da ( sözde) sanatçılar değil.

o başlıklardan bazıları:

(bkz: nil karaibrahimgil in neden hiç yaşlanmaması)
(bkz: nil karaibrahimgil gibi söz yazma rehberi)
(bkz: nil karaibrahimgil in oynadığı maden suyu reklamı)

güzelliğiyle alakalı bir başlık da vardı sanki. dediğim gibi yazarı göremiyorum.
sadece reklam yazsın reklam müzikleri yapsın.
bütün kızlar toplandık, sana kek yaptım, xl dışında iyi parçası yok.
bunları ziyadesiyle güzel yorumlamış. herkesin iyi söylediği bir iki şarkı vardır zaten.
ayrıc şarkılarını kendinden başka kimse söyleyemiyor. başkası söyleyince alenen saçma sapan olduğu çıkıyor meydana.
herkes her şey olmamalı. her alanda başarılı olma kardeş!!
her gözü mavi olanın "güzel" olmasından, her eline gitarı alanın "sanatçı" olmasından bıktım ben!
sertab erener’in yengesidir.
ben özgürüm diye ortalıklara çıktı ve çok da beğeni almıştı.
sonra özgür kız formatını bozup özgür adam diye tarkan çıktı ama burada da özgür kızın laneti çok beklemedi tabi ve özgür kız yoksa adam da yoktur oldu ve beğenilmedi aksine millet tiksindi bile.

velhasıl kelam gerek sesi, gerek karakteri hatta oyunculukları ile gayet başarılı bir sanatçımızdır.
Çok hanımcık, çıtı pıtı bir kadın geliyor. Seviyorum.
Reklam müziklerine ambargo koymuş resmen.
Severiz kendisini ama abarttı artık gerçekten. Her iki reklamdan birinde kendisinin gerik sesini duymak zorunda mıyız?
işinde gücünde başarılı bir sanatçı.
Müziğini fazla sevmem (sanat manat hak getire.) ama bazı kadınlar çok tatlı; nil de onlardan biri.
Komik bir kadın.
Kendisiyle ilgili merak edilen iki şey vardır..

1- koca bir anne hatun olmasına rağmen, halâ lollipop yiyip, saklambaç oynayan çocuk gibi görünmeyi nasıl başarıyor?

2- eşi reklamcı diye, her reklamda oynamak zorunda mı?

Tişikkirler!
"bizim gibi kadınları çok takdir ediyorum ben. çalışıp kendi parasını kazananları." beyanatıyla beni acı içinde bırakmış olan kadın. gören de 12 saat fabrikada çalıştı, kadın haliyle çocuk okuttu, dimdik ayakta kaldı sanır. kadınlığı bebek taklidi yaparak ifade eden birinin, "tek taşımı kendim aldııım" hezeyanı kadının tek başına ayakta durabilmesi mevzusunda ne kadar muhatap alınıyor bilmiyorum ama ben kendisini muhatap almak yerine, onu övmek yerine fabrika işçisi emekçi ablaları överim, onların arkasına takılırım.

abla yemin ederim içimi parçaladın ha, kadınlığın gururusun yemin ediyorum. reklam müziği ve yabancı müzisyenlerden alınmış bir tavırla müzik yapmak ne kadar zor, ne kadar zorlu bir iş. "o beni prenses peri sanıyoooooo." diye şarkı yapıyorsun arkadaş. alternatif kitleden bazı insanlar da "ya bu herhalde değişik ya, iyidir destekleyelim." diyorlar da kendine yer buluyorsun. bir de işte "biz böyleee tek başımızaaa, dimdik ayaktaa kaldık yaaa, çok süperiizzz, gideyim iki panda dansı yapayım, daha da özgürleşeyim." tripleri, bak 15 yaşında kardeşim var, o yapsa "ya git be" derim.

bir de kendini överken fazla ego kusmamak için yanına aldığı, "bizim gibi" örneğindeki diğer kadın da sertab erener ha, o yani. kendisini sertab erener gibi biriyle eş değerde başarılı görüyorsa, panda dansına devam etsin bence.
kalbinde insanlara, dünyaya ait sevgi olan bir sanatçı. şarkılarının çoğunu beğenmesem bile o sevgi yüzüne yansıyor. özgür kız imajını da sevmiştim, biraz da örnek almış olabilirim o yıllarda öyle şeyler yapanlar garip karşılanırdı çünkü anadoluda.
taş gibi hatun. şarkıları da fena değildir. bu boklayanların neden bokladığını anlamak zor değil. emine erdoğanla fotoğrafı düşmüştü bi ara twittera. o günden sonra herkes düşman belledi kadını.
Çok güzel bir kadın, çok iyi bir anne. Fakat her an bu kadar pollyannacılık oynaması bende sarsarak "gerçek hayata dön" deme isteği uyandıran besteci, sanatçı.
bir adet f*minist.

feminizm kötü demiyorum. fakat her ideoloji gibi özünde iyi olsa da feminizm de uygulamada sıçmıştır.

feminizm bedensel olarak güçsüz olan kadınların haksızlığa uğramasına mani olmak, onları erkeklerle aynı statüde tutup topluma faydalı olmalarını sağlama amacı güder. özünde budur.

fekat uygulamaya bakarsak f*minizm erkek düşmanlığı, "eşitlik ve kadının gücü" adı altında gereğinden fazla seslerin toplum ahlakı ve düzenini bozacak derecede çıkmasıdır. ahlak bekçisi değilim, umurumda da değil milletin ahlakı ıvırı zıvırı. asıl sorun bireye indiğimizde ikili ilişkilerde yaşanan çatışmalardır. evliliklerin kısa sürmesi, kadının da erkeğin de aldatmasının meşru sayılması ve en önemlisi de kadının doğasıyla oynanmasıdır.

kadın doğasında hükmedilme arzusuyla yanıp tutuşurken onun doğasına suni olarak zerk edilen "ben özgürüm" düşüncesi ile kadın hem kendi içinde hem de sosyal hayatında çatışmalar ve çelişkiler yaşamaktadır.

bu bahsettiklerim de kesinlikle ataerkil bir düşüncenin ürünü değildir. bilimsel gerçeklerdir.
genelde feminist tarzda şarkılar çıkaran cesur kadın sanatçıdır. kadın haklarını ve gücünü savunur.
Reklamda kendisini "sanatçı" ilan etmiş * "şarķıcı", "müzisyenlik" falan desen tamam da... seni kim "sanatçı" ilan etti? Şarkıları birbirine benzeyen bir şarkı yazarısın sen. Hayırdır? Ziya Selçuk dışında kimsenin beğenmediği okul zili melodisi besteledin diye mi "sanatçı" oldun?
Sanatciliga sen mi karar veriyorsun aq
Biri çıkıp kendini güzel bulduğunu söylese ona da aynı tepkiler, "Sen kendini nasil güzel bulursun bokum gibisin"
Herkes kendini farkli tanımlar herkes kendiyle ilgili bir şey olduğunu söyler zaten, kadın da kendini sanatçı olarak görmüşse kime ne.
Bu kadın o kadar sansasyonel bir kişilik ki üç tane kelimeden hemen bir beste yapıp şarkı yazabilir. Bunu canlı yayında Refika ın mutfağı programında gördüm. Şaştım kaldım.
Dünyanın en güzel kadınıdır. Hatta gelmiş geçmiş en güzel kadındır.