bugün

“Halden anlamayanı kendi haline bırak.
Zaman ona halini anlatır gurban olduğum”
''sessizliğini duymayan birine sevdanı verme, göynün incinir uykuların ziyan olur'' sözlerinin sahibi, bu coğrafya'ya gelmiş geçmiş en iyi halk sanatçılarının başında gelen rahmetli. kendisinin anadolu samimiyetine, türkülerinde ki dokunaklılığa o kadar alıştım ki, kendisine düğün türkücüsü, abartılmış balon diyenlere bile kulak asmıyorum. çünkü biliyorum ki bu ülkeye neşet ertaş gibi bir değer bir daha gelmeyecek. moralin bozulur destekçi ararsın ya hani. işte ben neşet ertaş'ın türkülerinde, sözlerinde onu fazlasıyla buluyorum. leyla'sı , zahidesi'de cabası. nur içinde yat büyük usta.
Cahildim dünyanın rengine kandım.....

Bir hayale aldandım boş yere kandım.....

Böyle adamlar geldi geçti işte.

Bizim hiç şansımız yok.
1 tane bile düzgün, kulağa hitabı hoş olan türküsü olmamasına rağmen tuhaf şekilde sevilip, sayılan şarkıcı.
bir türkünün ya da eserin kulağa hoş gelmesi için o kulağın bağlı olduğu bir beyin gerekir.

bunu bilmeyenlerin eleştirdiği büyük üstad. sevgi ve rahmetle...
Trol yapacaz diye düştüğünüz hale bak.

Mk beyinsizleri.
Bu dünyada yarden tatlı varmola
Salını salını gelen yarmola

Ne güzel demişsin be.
Yürekten söyleyenlerdendir.
Bir anadan dünyaya gelen yolcu
Görünce dünyayı gönül verdin mi
Kimi büyük kimi böcek kimi kurt
Merak edip hiç birini sordun muinsan ölür ama ruhu ölmez
Bunca mahlukat var hiç biri gülmez
Cehennem azabı zordur çekilmez
Azap çeken hayvanları gördün müinsandan doğanlar insan olurlar
Hayvandan doğanlar hayvan olurlar
Hepisi de bu dünyaya gelirler
Ana haktır sen bu sırra erdin miVade tekmil olup ömür dolmadan
Emanetçi emanetin almadan
Ömrünün bağının gülü solmadan
Varıp bir canana ikrar verdin miGarip bülbül gibi feryad ederiz
Cehalet elinde küsmü kederiz
Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz
Dünya senin vatanın mı yurdun mu..

Şu sözlerdeki düşünceye inceliğe bakar mısınız?

Neşet Ertaş son yarım asrın en büyük sanatçılarındandır.. Net.
Varsa gönlünüzün kuytusunda bir yaşanmışlık, oraya sazıyla ve sözüyle dokunur.
Dünyanın rengine kanan cahil bir halk ozanı.

Not: ironi yaptım gurban olduğum.
seveninin de, sevmeyeninin de yüreğine öküz gibi oturduğu, sesiyle delip geçtiği, sözüyle darmaduman ettiği, sazıyla gözlerini terlettiği zamanları olan büyük insan, gönül adamı.
herkesin bildiğinin aksine sıradan bestelere
sese sahip vasat sanatçı. lan adam bozlak söylüyor
bizim alevi türküleri bile buna on basar. evet..
bundan sekiz on yıl kadar önce, yanlış hatırlamıyorsam beyaz şova konuk olmuştu. telefonla bağlananlar, stüdyodakiler inanılmaz bir sevgi ve saygı göstermişti ustaya. sanki onu ne kadar sevdiklerinin farkına varmışlardı bir anda. almanya'dan arayanlar, amerika'dan arayanlar, telefonda ağlayanlar. gecikmiş bir borç ödemesi gibiydi. gece boyunca türküler söyledi bir yandan. telefona her bağlanan, "usta, şöyle bir türkü vardı, o da senindi değil mi?" deyip türküyü istiyordu. her seferinde de daha bir mahçup oluyordu usta. sanki herkesin sevdiği o türküleri yazmış olmak ayıpmış gibi, eziliyor, kısık sesle yanıt veriyordu. arada stüdyodakiler de benzer cümleler kuruyordu. "şu da mı senindi? onu da bi söylesen?" falan. sonra telefona biri daha bağlandı. dedi ki "usta yaa, falanca diye bi türkü vardı, o da mı senindi?" usta'nın cevabı şöyle oldu: "başka sahap çıhan yohsa benim diyelim."

hani "sahap çıkan" olsa ses etmeyecek. böyle de mülkiyetten, dünya malından, egodan, kibirden muaf bir adam. güzel adam.
bir halk ozanı, devlet değil halkın sanatçısı.
Geçen belgeseline denk geldim. 4 senedir ağlayamıyordum. Hazır evde de kimse yoktu. Saldım gitti.

Baba topragına dönüşünü geçen uzun yillardan sonra turkiye de verdiği konserini gösterdi. Derin hüzünlerle doluydu, kederliydi üstat.

Klasik turk musikimizin aşığıyımdır. Turkülerle aramda hep bir mesafe vardı. Hoşlanmazdım pek. ama neşet ertaş'ı diledikten, biraz araştırdıktan sonra türkülere de ısındım. çok degerli bir sanat insanı olduğunu anladım onun.

işıklar içinde uyusun, Güzel yürekli adam.
1938 yılında Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesinde ve Abdallar köyünde dünyaya gelen Neşet Ertaş’ın babası Muharrem Ertaş ve annesi Döne hanımdır. Babası olan Muharrem Ertaş, saz ustasıydı. Ertaş ailesinin 7 çocuğu bulunmaktaydı. Neşet Ertaş ise bu 7 çocuk arasından, ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Neşet Ertaş, çocukluğunu daha çok gezerek geçirmiştir.

Halk Ozanı Neşet Ertaş; 8 yıl boyunca Niğde, Nevşehir, Keskin, Kayseri, Yerköy, Kırşehir ve Yozgat illerini gezmiştir. Neşet Ertaş, bu nedenle de okula gidememiştir. Bahsi geçen babası Muharrem Ertaş, oldukça tanınmış ve Orta Anadolu Abdal Müziği diye isimlendirilen geleneğin en büyük ustalarındandır. Hatta ünlü yazar, Yaşar Kemal tarafından kendisin, “Bozkırın Tezenesi” olarak adlandırmış.
Ne yemek, ne içmek, ne tadım kaldı.
Garip bülbül gibi; feryadım kaldı.
Alamadım eyvah muradım kaldı.
Ben gidip ellere kalan Dünyada
Ah yalan Dünyada, yalan Dünyada
Yalandan yüzüme, gülen Dünyada...
görsel

--spoiler--
Babam sayesinde öğrendiğim,gerçekten halk şiirine güzel eserler kazandırmış, bozkırın tezenesi lakaplı kırşehirli halk ozanı.Anadolunun yetiştirdiği güzel yüreklerden.
--spoiler--
Insanın içine işleyen bir garipliği vardı. Hayatı da öyle geçmiş. Sesi ve müziği cok güzeldir. Zahidem derken insanın içini acitir. Acı yaşamayan acı bilmez.

Bazı insanlar güzel ve hoş duygular bırakarak gider. O da onlardan biriydi. Unutulacak , gündelik bir sanatcı değildi.
bir ferdi hiç değildir.
maalesef günümüzde götünü başını açan bir aleyna tilki kadar değeri olmayan üstad..
kesik çayırı ile oynadığımız, yalan dünyası ile bir kez daha yalan dünyaya ah ettiğimiz, zahidesiyle duygulandığımız anadolu diyarının yeri dolmayacak rahmetli sanatçısı. böylesine kültürü bütün coğrafyaya yayan samimi bir sanatçıyı, troll şeylere malzeme etmek de saygısızlık oluyor. birileriyle kıyaslamak da ayrı bir saçmalık zaten. topluma ait olmuş sanatçıların keyfini çıkarmak varken.
(bkz: overrated)
zannedildiği gibi ya da yandaş basının göstermek istediği gibi apolitik olmayan sanatçı. ekran karşısında erdoğan'a ayar vermişliği (bkz: sigara yasağı konsunda), devlet sanatçılığını elinin tersi ile ve gayet tumturaklı söylemle ret edip, su salak unvanın kaldırılmasını sağlamış ve her fırsatta politik tepkisini ortaya koymuştur. https://www.youtube.com/watch?v=9hLQqwb4KQo