bugün

nutellanın dibinde bir çaykaşığını doldurmayan tatlımsı
yazın buzdolabını açtığınızda boş sürahiyle karşılaşmak .
güne bir fincan kahve içmeden başlayamıyorum. dedikten sonra; evde kahvenin olmadığını farketmek
yolda isteksizce yürürken; hayatta en son görmek istediğin kişiyle karşılaşıp; zorunlu muhabbete girmek.
eve gelen davetsiz misafir.
zımba makinesine sıkışmış zımba teli.
ağzı açık kalmış tüpteki uhunun ruhu.
çıkan sütyen telleri.
ucu kayıp selebant.
kusma ve ishalden sonraki halsizlik. bu pek küçük sayılmaz be. *
sabah kalktığında beklediğin mesajın gelmemiş olması.
yeni tanıştığın kızla otururkene yan taraftakilerin öpüşme şapırtıları.
ağlar gibi konuşan iş arkadaşları.
açık renk bi pantolon giydiğin gün yağmur yağması ve sonrasında dolmuşçularla fiziksel yakınlık..
ağız içinde çıkan aft. (kimileri dilimde yara çıktı der ya işte o)
mutsuzluk veren küçük şeylerden biriside namus mevzusu, namus davasıdır. evet küçük şeylerden birisidir namus. herkesin gözünde büyütüp kan davası haline getirdiği, nice cinayetlerin, nice kanların döküldüğü namus, esasında incir çekirdeğini doldurmayacak kadar küçüktür.
öyle ki ;
''büyük işlerin içinde namus aramak yanlıştır, Namusun içinde büyük işler aramak kadar...''
tırnağı dipten kesmek * ya da tırnak ile eti arasına kaçan inatçı kıymık.
güçsüz insanları etkileyen şeylerdir.

olum küçük şeylerden mutsuz mu olunur ? adı üstünde küçücük şey. sen böyle basit şeylerle mutsuz olabiliyosan ciddi bişey olunca ne yapacaksın ? gelir benden köprüye gitmek için taksi parası istersin artık. yapmayın etmeyin takmayın kafanıza bu kadar geçip gidecek hepsi , valla bak.
Kanepeye uzandıktan sonra kumandayı almamış olduğunuzu farketmek.
kedinin trip atip yuz vermemesi.
huzur içinde tam biranızı yudumluyorsunuz ve ardından fıstık soyuyorsunuz, buraya kadar herşey güzel ama tam fıstığı soyduktan sonra küllüğün içine düşmesi çok mutsuz edici bir olay.
peçete yokken burun akması. beklenen kişiden mesaj geldiğinde bittiği farkedilen kontür. sevdiğin kıyafete girememe. istediğin saç rengini tutturamama vs vs.. keşke bütün mutsuzluklar bu kadarcık olsa.
akmayan tuzluklar.
saç boyarken delinen eldiven.
sivilce.
otobüste yanında oturan gazete okuyan adamın göz misafirlerine aldırmadan sayfayı çevirmesi.
baş ağrısı. çok mutsuzum.
yeni aldığın şeyin defosunu eve gelince farketmek. inanın artık ucuz pahalı marka farketmiyor hepsinde başınıza gelebilir, bu beni deli ediyor.